Prof.Dr.M.Okuyan

Prof.Dr.M.Okuyan

Kur'an'da Takva Sahiplerinin Özellikleri

Değerli kardeşlerim!
Bir önceki yazımda sizlere takvâ kavramından ve onun çeşitlerinden söz etmiştim. Bu yazıda ise Kur"ân-ı Kerîm"de ifade edilen muttakîlerin özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Toplumumuzda özellikle dinî konularda bazı insanlar bir konuyu yeterince bilmeden çeşitli kanaatler ortaya atabiliyor, kanaatlerini başkalarına din diye satmaya çalışabiliyor, onunla aynı düşünceyi paylaşmayanları da en ağır ifadelerle nitelendirebiliyorlar. Bilgi sahibi olmadan, doğru bilgiye ulaşmadan ve ulaşılan bilgiyi yaşamadan başkasına aktarmaya çalışmak etkisi olmayan bir davranış biçimidir. Dinî meselelerde konuşabilmek için dinin asıl kaynağı olan Kur"ân-ı Kerîm"i çok iyi bilmek, onun konulara yaklaşımını yakından takip edebilmek, konuyla ilgili bütün âyetlerin mesajına hakim olabilmek, Kur"ân"a bütüncül bir bakışı gerçekleştirebilmek çok önemlidir.
İşte ilâhî mesajı yeterince bilmeden ileri sürülen fikirlerden biri de takvâ ile ilgilidir. Bazı insanlar takvâyı Yüce Allah"ın hangi özelliklerle tanıttığına bakmadan kendi isteği ve kanaati doğrultusunda yorumlar yapmaya çalışmakta, özünden uzak ve kopuk birtakım nitelikler sıralamaya çalışmaktadırlar. Şekilden ibaret bir takvâ tanıtımı yapıldığı ve içi doğru değerlerle doldurulmadığı için birbirinden farklı şekiller ortaya çıkartılmıştır.
Kur"ân"da takvâ sahiplerinin özellikleri bağlamında pek çok âyet vardır. Elbette bunların hepsini bu yazıda vermemiz mümkün değildir. Ancak meselenin ana hatlarını belirlemiş olması bakımından Bakara sûresinin 177. âyetinin mealini vermek, konuyu anlamada çok önemli bir katkı sağlayacaktır:
“İyilik ve takvâ, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik veya iyi, "Allah"a, âhiret gününe, melekelere, kitâba ve peygamberlere" inanandır. Çok sevdiği malı, sevdiğine, Allah"ı sevdiği için seve seve verendir; yani akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, açıkça isteyenlere ve kölelikten kurtulmak isteyenlere verendir. Ayrıca namazı kılan ve zekatı da verendir. Söz verdiğinde verdiği sözü tutandır. Sıkıntılı zamanlarda, hastalık dönemlerinde ve savaş zamanlarında sabırlı olanlardır. İşte iman iddiasında samimi olanlar bunlardır ve işte asıl takvâ sahipleri de bunlardır.”
Âyetin mealinden de anlaşılabileceği gibi takvânın ilk basamağı doğru inanmaktır; yani inanılması gereken değerlerin bütününe inanmaktır; bir anlamda inancında samimi olmaktır. İnanç sağlamlığının peşlinden ekonomik paylaşım gelmektedir. Üstelik bu paylaşımda hem sevdiği malı vermek, hem sevdiğine vermek, hem Allah rızası için vermek hem de seve seve vermek asıl önemli hususu oluşturmaktadır. İnsan sevdiği ve değer verdiği, hatta kendisi muhtaç olmasına rağmen başkasına verebileceği kıymetli şeyleri verebilirse sevap anlamında kazanımı çok yüksek olur. Beğenilmeyen, kendisinden bir anlamda kurtulmak istenen şeylerin başkasına verilmesi bu âyette sözü edilen paylaşımın örneği ve konusu değildir. İnsan sevdiği kişiye yardımda bulunursa verdiği malın arkasında gözü kalmaz; Allah rızası onun asıl hedefi olur; böylece yardımlaşmasının karşılığını da sadece Yüce Allah"tan bekler. Allah için yardımlaşmak, gerçekten karşılığı sadece O"ndan beklemekle mümkün olur. Başa kakmak denen arızalı ve küçültücü tavırlar insan onurunu zedelediği gibi yapılan işlemin de ibadet olmasını engeller. Dahası söz konusu davranış nedeniyle ağır günahlar devreye girer; böylece kaş yaparken göz çıkartılmış olur.
Namazı dosdoğru kılmak, zekatı tam ve doğru kişilere vermek de takvâ sahibi olmanın, şekli belli ibadetlerini temsil etmektedir. Toplumsal sorumluluk gibi algılayabileceğimiz “verilen sözün gereğini yerine getirmek”, sıkıntılı ve zor zamanlarda değerlere sahip çıkmayı başarmak da takvânın ayrılmaz parçalarıdır. İşte bütün bu özellikler iman iddiasında samimiyetin ve muttakî olmanın gerekleridir. Demek ki takvâ sahibi olmak, sorumlu ve duyarlı olmaktır; hem kendine, hem çevreye hem de Yüce Allah"a karşı duyarlı davranabilmektir; şekilciliğe takılmak değil, özü yakalayabilmektir. Kur"ân"ın yetiştirmeyi hedeflediği insan işte böyle duyarlı insandır. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr.M.Okuyan Arşivi
SON YAZILAR