Kut’ül Ammare
Kut’ül Ammare
‘’Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.’’
Bu mesaj Halil paşa tarafından 29 Nisan 1916 yılında 6. Orduya yayınlanmış bir mesajdı. Bu savaş İngilizler ile Osmanlılar arasında 1. Dünya savaşı esnasında Dicle nehri kıyısında ki Kut’ül Ammare yerleşim yerinin yakınlarında meydana gelmiştir. Adı geçen yer Basra körfezinin 350 km kuzeyinde, Bağdat’ın 170 km Güneyinde bulunan kasabadır.
İngiliz 6. Poona Tümeni ( Hint Tümeni) Bağdat’a ilerlemeye çalışırken, başaraılı olamamış ve 3 Aralık 1915 tarihinde Kut’a sığınmıştır. Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu Irak ve havalesi komutanı Miralay (Albay) Sakallı Nurettin Bey’in birlikleri verilen emir doğrultusunda 27 Aralık’ta Kut’a sığınan İngiliz birliklerini kuşattı.
İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınmasıyla bitti. Savaşta İngilizlerin 23 bin ölü ve yaralı ile 13 bin esir kaybının yanında Osmanlının 10 bin ölü ve yaralısıyla son bulmuştur. Bu savaşın bir önemide ilk havadan ikmal denemesinin yapılmasıdır İngilizler tarafından.
Bu yenilgi İngiliz basınında ve kamuoyunda çok büyük bir infial uyandırdı. İngiliz tarihçisi James Moriss, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamıştır.
Bu savaşı herhangi bir tarih kitabında okudunuz mu ? yada Niğbolu kalesinin kuşatması kadar duyuldu mu ? Kızıl Sultan diye bir Osmanlı padişahın gündemde tutulması kadar gündem yaratmış mıdır bu savaş ? Osmanlının yükselme döneminde kazanılan zaferler tarih kitaplarında yer alırken, Çanakkale savaşından sonra ki bu başarı neden gündemde kalmadı diye hiç düşündünüz mü ?
Çanakkale’de başlayan savaşın liderleri hangi ülkelerdi ? İngiltere ve Fransa, deniz savaşlarında onlara ait büyük zırhlılar denizin dibini boylarken bunlar bizim düşmanımız değil miydi ? Onları o savaşlarda tarihin derinliklerine gömerken, bizim düşmanımız kim olarak ön plana çıkartılmıştır? Anzak ve Yunanlılar .
Peki İstanbul ’u kim işgal etmişti ? Neden İstanbul’u işgal eden İngilizlere herhangi bir yerde düşmanımız olduğu söylenmemiştir? İngilizler bizlere medeniyet mi getirmişti ?
İngiliz tarihcinin ,İngiliz tarihinin en aşağılık teslimi diye bahsettiği bu yenilgiyi o İngiliz senin tarih kitaplarına koydurtmaz. Çanakkale’de ki yenilgisinden sana bahsettirmez, Anzak’ları ön plana yerleştirir , o Anzak’ları dünyanın öteki ucundan getirip, onlara emir komuta eden kendileri değilmiş gibi ezikliklerini bastırırlar.
Ne dedi Halil paşa mesajının sonunda ‘’Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır.’’ Evet tarih bu zaferi yazabilecek kelime bulamamıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.