Geçen gün basında yeraldı , işsiz bir vatandaş yanına eşini ve çocuğunu da alarak iş bulma umuduyla Denizli 'den Bursa ' ya göçmüş iş bulamayınca karısı çocuğununu da  yanına   alarak  Denizli ' ye geri dönmüş , vatandaşda yüksek bir binanın tepesine çıkıp intihara yeltenmiş , neyse polisler iş vaadiyle ikna etmiş ve aşağıya indirmişler  o esnada vatandaş  bayılmış. Sonradan anlaşılmış ki şahıs  üç gündür açmış,  bir şey yemiyormuş. Halk arasında bir söz vardır ' Aç mezarı yok ,  genç mezarı var' diye . Yakın zamanda  bu söz tedavülden kalkar.
Bir kaç öncesine kadar Denizli  ülkemizin en gözde  kentlerinden biriydi . Anadolu kaplanıydı, tekstil merkeziydi  teğet geçen kriz fabrikaları birer ikişer kapattırdı. Anlayın artık insanlar Denizli  ' de iş bulamayıp başka illere gidiyorlarsa Anadolu ' nun fabrikasız sıradan kentleri ne durumda.
Farkında mısınız ne iktidarın ne muhalefetin gündeminde açlık , yoksulluk ve sefalet   var . İktidar ortaya suni bir gündem maddesi atıyor muhalefet , medya  , aydınlar takılıyor peşine günlerce konuşuyorlar. Son günleri bir hatırlayın  , önce Ermenistan ' la imzalanan protokoller gündeme geldi ülke günlerce bu meseleyi tartıştı. Geldiğimiz nokta eskisinden daha kötü , yakında  Batı ülkelerinde elçimiz kalmayacak  geri çağırmaktan. Sonra açılımlar,  Kürt açılımı , Alevi açılımı  şimdi de Süryani açılımı varmış sırada. Siz bu açılımların somut olumlu bir yansımasını gördünüz mü  ? İş çalgıcılara türkücülere kadar indi , 30 yıldır kangren olmuş 40 bin kişinin yaşamına mal olmuş bir konu türkücülerin  , çalgıcıların  ve dizi oyuncularının fikirlerine ve desteklerine kaldı. Şimdi de  İmam Hatiplerde katsayı tartışmaları , yargı reformu ve Anayasa  tartışmaları.
Geçtiğimiz günlerde bankaların bilançoları açıklandı. Nerdeyse karlarını bir önceki yıla göre  ikiye katlamışlar . Peki vatandaş aldığı krediyi ödeyemiyor,   bankalarda  zaten kriz sebebiyle reel kesime kredi açmıyor yani bankaların bankacılık hizmetlerinden dolayı değil bu karlar,  nerden peki , nerden olacak hazine kağıtlarından devlete borç ver sonra yan gel yat karın  artsın.Devlet ekonomiyi canlandırmak için kullanacağı parayı faizcilere peşkeş çekiyor. Ama gözleri doyuyor mu sanıyorsunuz hayır . Yeni seçilen TÜSİAD başkanının ilk demeci ne oldu biliyor musunuz ? Emek piyasasında esneklik istedi , yani Türkçesi asgari ücreti kaldırın. 200 - 300  liraya da insan çalıştıralım. Zaten yasalara rağmen bir sürü işçi sigortasız asgari ücretin altında çalıştırılıyor.Hatta eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı demişti, biz aslında  istesek sigortasız işçi çalıştırılmasını hemen önleriz ama işsizlik artar diye korkuyoruz. Yani Osmanlı Maarif   Nazırı  gibi  okullar olmasa ben bu nezareti ne güzel yönetirim.
 Aslında AKP hükümetleri döneminde  sermaye kesimi  Özal ve Çiller döneminden bile çok daha büyük karlar elde etti . Bakmayın laiklik tartışmalarına falan  izlenen neo liberal politikalar sayesinde TÜSİAD  tarihinin en güzel günlerini yaşıyor.
Bilirsiniz meşhur hikayedir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul' u kuşatmış şehri ele geçirmesi an meselesi, Bizans' lılar meleklerin erkek mi dişi mi ? olduğunu tartışıyorlarmış. Halimiz  onların durumuna benziyor farkında değil misiniz?  Bu halk kendini imha ediyor  . Gazetelerin  üçüncü sayfalarına bakın cinnet geçirenler  , intiharlar , cinayetler almış başını gidiyor. Daha ne olsun bundan daha iyi sinyal olur mu ?bir toplumun hali  hakkında .Hep deriz ya başımıza bir şey gelse dış güçlerin oyunu , ne gerek var dış güçlere kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz. Ama kimin umurunda tüm bunlar ""bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete."" Korkarım bu günlerimiz iyi günlerimiz , gelecek bu günleri de aratacak. Hani deprembilimciler diyor ya Kuzey Anadolu Fay  Hattında çok gerilim birikti büyük bir deprem  kapıda.  Sadece toprağın altında değil üstünde de çoook gerilim birikti…..