MESAFELİ İLİŞKİLER...
İnsanlar arası ilişkilerde belli bir mesafe şarttır. İslâm da, bu konuda kuralını belirtmiştir. Dostunuzla çok yakınlaşmayın bir gün düşman olursunuz, düşmanınızla da fazla uzak kalmayın bir gün dost olabilirsiniz. Yüz yüze gelindiğinde mahcup olacak bir davranış olmamalı, birbirine küstüğünde aleyhte olabilecek sırlar dostluk devam ederken paylaşılmamalıdır. Ancak, bu mesafe ayarı; çıkar ve menfaat hesabıyla yapılmamalı, insani değerler göz önünde bulundurularak oluşturulmalıdır.
Toplumda bazı karakterler vardır ki, onları yakın mesafede tutmak sorun olur, uzakta tutunca da sorunları çoğalır. Varlığı da, yokluğu da sorun olan bu tiplerin bir kısmı da işe yarayan insanlardan olşur. "İnsan sarrafı" denen toplum insanları, bu tür sorun odaklıları tanırlar, bu nedenle de onların şerlerinden emin olmak için onlarla "Kirpi Dostluğu" inşa ederler. Sözünü ettiğimiz mesafe ayarının gerekçesi, "Şerrinden Emin Olmak İçin" diye de açıklanır.
Insani ilişkilerde "Kirpi Dostluğu" kurabilmek önemlidir. Bunun için de feraset ve basiret gerekir. Öngörüsü olmayanlar, insan karakterlerini bilmeyenler ve insani ilişkileri tanımlayanlar; söz konusu mesafeyi ayarlayamazlar. Birbiriyle çok dost olanların zamanla birbirine düşman oldukları görülmektedir. Birbirine belli bir mesafe bırakan dostların, dostluklarıysa yıllarca devam eder. Bu tür mesefe ayarını gerçekleştirenlere, zaman zaman "Kapalı Kutu, Güvensiz Adam" dense bile, bu davranış biçimi haklı, doğru ve İslâmidir.
Herkesle iyi geçinmek ayrı bir şeydir, herkese iyi olmak ayrı bir şeydir. Herkesle uyumlu olmak ayrı bir şeydir, herkese uygun olmak ayrı bir şeydir. İyi bir Mü'min, herkesle iyi geçinir ve herkesle uyumludur ama bu durum, bu kişinin herkesle iyi ve herkese uygun olduğu anlamına gelmez. Böyle bir davranış geliştirmek; bilgi, yetenek, tecrübe, ahlak, zekâ ve akıl gerektirir. Bir diğer tanımıyla buna, "İhtiyat Ahlakı" da denir. Şerlerden emin olmak ve sorunsuz bir ilişki kurmak için; böylesi bir davranış şekli gereklidir. "Risk Alamamak" diye de bu davranış biçimine itiraz edenler varsa da bu duruşa sahip olmak daha zordur, sayıları azdır ve bu insanlar zor zamanlarda herkesçe aranan insanlardır. Toplum adamı olmak da budur ama bu duruşa sahip olmanın bedeli de ağırdır.
"Ne onunla oluyor ne de onsuz oluyor" denilen biri varsa, işte o tam da izahını yapmaya çalıştığımız karakterdir. "Kirpi Dostluğu" kavramı sözünü ettiğimiz karakter yapısını ve insan duruşunu anlatmaya yetecektir. Kirpiler soğuk bir kış gününde, üşümemek için bir birine sarılarak gecelerler. Sabah kalktıklarında kendi tikenleriyle yakınına kadar sokulduğu diğer arkadaşını kanattığını görürler. Sonrası gün birbirlerinden uzaklaşırlar. Bu defa da hem yalnız kalır hem de üşürler. Bu iki tecrübeden sonra bir araya gelerek, "Bu böyle olmuyor. Birbirimize çok yakınlaşınca birbirimizi zarar veriyoruz. Birbirimizden çok uzaklaşınca da yalnız kalıp, güçsüzleşiyoruz. Bunun bir ortası olmalı, gelin birbirimizden ne çok uzak ne de çok yakın olalım" derler. Böylece de, berbirlerine zarar vermeden dayanışmayı da öğrenirler.
İnsanların birbirlerine ters gelen yapıları, davranışları ve tahammül edemedikleri hataları onları birbirinden uzaklaştırır. Nezaket ve görgü kurallarıyla, inanç değerleri insanları belli bir noktada buluşturur. Bu nokta, herkesin mutlu olacağı bir mesafedir. Ne birbirini acıtırlar ne de birbirine sırıtırlar. Dostluğu sürekli hale getirmek, zarar verici düşmanlıklardan uzak kalmak ancak böylesi bir mesafe ayarıyla mümkündür. İnsan ne kadar iyi niyetli olursa olsun, birbireyle fazla yakınlaştığında zamanla çatışmalar ve dolayısıyla birbirine zarar vermeler başlayacaktır. Belli mesafenin geçilmesi halinde, samimi ilişkilerde çatlaklar başlayacaktır.
"Gerçek Dostluk"lar; uzak kalmadan ama can yakmadan devamı sağlananlardır. Bir miktar mesafeyi muhafaza edenler bu dostlukları devam ettirebilirler. Birbirleriyle çok yakın olanların, bir süre sonra birbirlerini acıttıkları görülür. Zamanla da haddi aşmalar başlar, bunlar söz ve davranışlara dönüştüğünde de, o dostluklar taşınamaz hale gelir. Bu noktadan itibaren düşmanlıklar başlamaktadır. İşin özü; doğru mesafeyi tutturabilmekte, doğru sınırı çizebilmektedir. Bunu yaparken enaniyet sahibi olmamak, karşı tarafı küçük görmemek esastır. Dini değerlere göre oluşturulacak bir mesafe, dostluğun da ilkeli ve sürekli olmasını sağlayacaktır. "Kirpi Dostluğu" bunu açıklamak için en güzel örnektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.