MÜSLÜMANLARIN GÜCÜ

mmet olma anlayışına öylesine ihtiyaç var ki günümüz dünyasında. Bu anlayışı hakim kılamadıkları için, çoğunluk içinde yalnızlık yaşıyor Müslümanlar.

Ümmet fikrinin mensupları, malını da canını da ümmeti için vakfederler. Allah yolunda canını ve malını tereddütsüz ortaya koyamayan imanın tadına varamamıştır zaten... Kendisi ve çoluk çocuğunun ikbal ve istikbali için gösterilen gayret Ümmet-i Muhammed için gösterilemezse, imanın tadına varıldığı iddia edilemez... İmanın tadına varılamadan yaşanan bir dünya Cennete sermaye olamaz, Cemalullaha da ulaştıramaz. Böyle bir dünya hayatı boşa geçirilmiştir.

Müslümanlar bir ümmet, tek cemaattirler. İlahları Allah c.c., Rehberleri Hz. Muhammed s.a.v., Kitapları Hz. Kur'an, Kıbleleri Kabe ve Dinleri İslamdır. İlahı, Rehberi, Kitabı, Kıblesi ve Dini aynı olanlar bir ümmet, tek cemaattir.

Buna inanmış farklı yerde bulunan ve kendi içinde grup teşekkül ettirmiş her birliktelik tek cemaatin farklı saflarıdır.  Ehli Sünnet merkezli her cemaat zenginliktir. Cemaatini ayrıcalık gibi gösterenler ve görenler bahsettiğimiz ümmet ve cemaat kapsamı dışındadır.

Farklı millet ve düşünceden olmak zenginlik vesilesidir, bunu ayrıcalık olarak görüp izah etmek ilahi mesaja muhalefettir. Ancak, cemaatlerin ümmet fikri üzerine yapılaşmaları gerekir..

Kur’anda anlatılan kıssalardan cemaatler dersler çıkartmalıdır.. Kur'anın büyük bir bölümünde kıssalar anlatılır. Böylece olayların süreç ve sonuçları bildirilir, hikmet ve ibretleri öğretilir. İnsanlık tarihi, Peygamberler tarihi, Hz. Muhammed s.a.v. ve Sahabe-i Kiramın hayatından örneklere bakıldığında ümmet fikrinin önemi çok daha rahat anlaşılır..

Bugün, bir buçuk milyar nüfuslu İslam alemi ağlıyor, sızlıyor, göz yaşı döküyor ve kan akıtıyor.. Müslümanlar birbirleriyle barışmak için ve barış içinde yaşamak için kendilerinden olmayanlardan medet bekliyor..

Ümmet fikri işlerlik kazandığında, cemaat anlayışı Kur’an ve sahabe hayatının örneklerine göre şekillendiğinde; Müslümanlar göz yaşı dökmeyecek ve kan akıtmayacaktır. Bireysel olarak Müslümanlar; ümmet olmak ve cemaat kalmak özlemi içindedirler. Her Müslüman, bu anlayışa hizmet etmelidir, özlemin gerçekleşmesine katkı sağlamalıdır.

Günümüz cemaatleri kendi ikbal ve istikballeri için diğerlerinin kötülüğünü ve olumsuzluğunu gündeme getirmektedirler. Mensuplarını ellerinde tutabilmek için kutsal değerleri kendi anlayışlarına sermaye yapmaktan çekinmemektedirler.

Ümmet olmak; tüm Müslümanlar için düşünmek, konuşmak ve hareket etmektir. Cemaatini ümmeti için vakfetmektir. Mensubiyet duyulan cemaatin bütün Müslümanlar için düşünmesini, konuşmasını ve hareket etmesini istemektir.

İslam dünyasına ümmet fikri hakim olduğunda, Siyonizmin ayak sesleri, kendilerine ait olan topraklarda bile duyulamaz. Müslümanlar bunu mutlaka başarmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR