NEREDEN NEREYE
-35 derecede çıkılacak görev için tüm hazırlıklar tamamlandı,intikalin son noktası Geçitvermez. Tim karanlığa doğru yürüyor,bir çok yerde kar buzlaşmış,onca insan yürüyor yerde iz kalmıyor.Deniz Uzman sıkıntılı son dönemlerde göreve giderken hep aynı yakınma , '' içimde bir sıkıntı var'' Deniz'in sıkıntısı ölüm korkusuydu, sonra korkusuyla tanıştı.
V patikaya tırmanacağız, hızlı hareket edebilmemiz için vadi tabanından gideceğiz, emniyet timi yakın tepeye çıkartıp, vadiye giriyoruz. Rüzgarın etkili olmadığı yerlerde bir metrenin üzerindeki yüksekliğe ulaşan kar yığınakları yürümemizi engelliyor.Rüzgar, tepelerdeki karı oraya yığmış, mecburen yolumuz zirve ile taban arasında rahat hareket edeceğimiz noktalar üzerinde olacak, yürüyüş hızımız düşüyor,o soğukta terliyoruz.
V patikanın kayalıklarında yeniden tertipleniyoruz, zor bir yokuş var önümüzde, rüzgar hızını artırdı, bunun arkasından tipi kaçınılmaz, altta bıraktığımız emniyet timiyle irtibatın kopmaması için hızlanıyoruz. Tüm unsur 2760 metrelik zirvede toplandı, tipi hızını artırdı,görüş mesafesi azaldı, rüzgar bedenimizi sallıyor, en uygun hareket tarzı vadi tabanına doğru inmek, mesafeler kısaltıldı yürüyüş başladı.
Geçitvermez'e bir saatlik yol kalmışken Murteza dere yatağında, rüzgarın sürüklediği kar ile mücadele ediyoruz, soğuk iklim elbiseler sıcağı dışarı vermiyor, soğuğu içeri almıyor, ter sırtımızdan sızıyor.
Geçitvermez kayalıklarında mola verip, -35 derecede sırılsıklam olan çamaşırlarımızı değiştirip eğer başarabilirsek donmuş konservelerimizi ateş yakmadan yiyerek sabahı bekliyeceğiz.
Gecenin tüm kasvetini,karanlığın sessizliğini bozan bir mermi patladı,bu AK-47 kalaşnikof sesi, ardından onlarcası.G-3 ler, Biksi, Mg-3 sesleri ve karmaşa. Sabahı, karın üzerinde karşılayacağız. Geçitvermez karakolu, kaçakcılıkla mücadele için köyün içine kurulduğundan terör olaylarındaki artış nedeniyle sürekli sorun yaşanmasından dolayı kapatıldığından, bizim karakol ile bir sonraki karakol arasındaki mesafe artmış, doğal olarak kontrolsüz bir bölge oluşmuştu alan içinde.
Zor şartlar altında ulaşmaya çalıştığımız Geçitvermez kayalıkları, üzerimizi değiştiğimiz zaman rahatlayacak bedenimiz, belki yiyecek olduğumuz konservemiz artık hayal oldu. Alanda yerleşmemizi tamamlayıp emniyetimizi aldıktan sonra ''olduğunuz yerden ayrılmayın'' telsiz talimatı üzerine ıslak çamaşırlarımız, yorgun bedenimiz, el tetikte sabahı beklemeye başladık.
Karın üstünde şuan yatmakta olan Kürt ,Gürcü, Arnavut, Türk asıllı çocuklar,Sunniler, Aleviler, Milliyetciler, Solcular, Dinciler toplam yirmi beş kişi o an aynı hayali kurmakta, sıcak bir çay, sıcak bir yatak. Hepsi birbirine destek olmakta soğuğa karşı mücadele ederken, hepsi birbirini korudu çatışma esnasında, hepsi birbirirnin kardeşi, hepsi birbirinin can yoldaşı. Hepsi Türk askeri, hepsi Çanakkale'de savaşan dedelerinin torunları.
Ve onlar biliyor ki yarın tüm olumsuz tavırlara, tüm kullanılmalara karşı vatanımız içinde çıkabilecek bir huzursuzlukta, gözlerini kırpmadan, vatan görev bekliyor dendiğinde, sevdiklerine ,hayallerine veda ederek yine buralarda belkide daha ağır şartlar altında mücadeleye koşacaklar. Ataları Çanakkale'de, kurtuluş savaşında bu vatan için gözlerini kırpmadan göreve koşmuştular, hiç bir tanesi ben Kürdüm bu benim savaşım değil dememişti. Hiç biri ben, Aleviyim bu savaş benim savaşım değil demedi.
Onların bildiği tek bir şey vardı, bu topraklar üzerinde özgürce yaşayacaksak, o bayrak oradan inmeyecek, bu vatan bölünmeyecek. Kim çıkarı için Atatürk'ü sahiplenirse sahiplensin, kim cumhuriyetci, dinci , kim masa başında kahraman olursa olsun gerçek kahramanlık vatan için, millet için çalışmaktan geçmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.