ÖFKE
Bilinen ilk şiddet Hz Adem’in çocukları arasında yaşanmış ve Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesiyle sonuçlanmıştır. Aile içerisinde paylaşılamayan ne idi ? Bu olay gelecek için bir örnek mi ? Hırsın dışa vurumu muydu ? Her ne ise sonuçta bir ölüm olayı gerçekleşmiştir. Ebeveynin yasaklı meyveyi yemesi ilk şiddeti temsil etmeyen suçu teşkil ederken , oğullarının şiddete başvurması da ilk şiddet içerikli suçu temsil etmektedir.
Suç ve şiddet insanlık tarihinde eksik olmamıştır. Toplumlar kalabalıklaştıkça, kazançlar artıkça menfaat ortaya çıkıp hırs buna eşlik ettikçe, suç ve şiddette dallanıp budaklandı, kökleri çoğalmaya başlayınca da çeşitlendi. Sürekli kendisini geliştiren bir olguydu artık suç ve şiddet.
Gündelik hayatımızın içerisine yerleşen suç ve cezanın eğitim ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Eğitimli insanların cezaya yönelmeyeceği düşünülürken, suç oranın onlar arasında da yüksek olduğuna şahit oluyorsunuz.
Olaylar bireyselleştikçe, suç ve şiddetin içinde öfkeye sahip olamamayı görmekteyiz. Ne zamana kadar öfkemize sahip olamamaktayız. Karşımızda ki kişinin güç durumunu test edene kadar. Eğer karşımızda ki insan güçsüz ise öfke patlaması yaşarız,
Ya karşımızda ki kişi güçlü ise, işte o zaman öfke yerini ılımlı davranışa bırakır.
Ekranlarda veya çevrenizde şahit olduğunuz olaylar mutlaka vardır. Ani bir öfkeyle başlayan tartışma, kişilerin birbirlerini tartmasıyla devam ederken sonu tahmin edemeyenler sadece tartışmadan ileriye gidemezler, ne zaman ki bir tarafın güç ihtimali artarsa o an kavga başlar.
İstanbul’da hemen yanımızda gelişen bir olay, taksici diğer taksiyi sola çekmesi için zorluyor, İkinci taksinin önünü kesen şoför koltuk altından aldığı bir kısa değnek ile dışarı çıktı, diğer şoför aracın bagajına koşup beyzbol sopasını eline aldığında ilk şoför aracına binip biraz önceki adam o değilmiş gibi hiç tartışmadan yoluna devam etti.
Hayat felsefesi şudur, Mert insan kavga etmez, eğer edecekse kendisinden güçsüz insan ile asla kavga etmez. Her hangi bir cismi üstünlük aracı olarak kullanmaz.
Gerçekte olan ise nedir ? Bir kişiye elinde sopalarla birden fazla kişinin saldırması.
Saldıran kişilerin hepsi korkaktır, hepsi cesaretini birbirinden almaktadır, hepsinin cesareti ellerinde ki sopalarda saklıdır.
Bir kişiye birkaç kişi sopalar ile vuruyor, içlerinden birisinin olay ile direk bağlantısı varken diğerleri eksik oldukları bir noktalarını bastırmanın derdindedirler. Hiç biri ne yapıyoruz diye kendini sorgulamaz. Kalabalık olarak vurdukları insanın sonunu veya kendilerinin sonunu düşünecek kadar muhakeme yetenekleri yoktur.
Olay bitti ve o bölgeden kaçarak uzaklaştılar. Zafer mutluluğu yaşarken, yaşadıklarını büyük bir heyecan ile anlatıyorlar. Biz ne yaptık diye sorgulamadan. Empati yapmadan, ezikliklerini bastırmanın sahte mutluluğunu ,sahte huzurunu yaşayarak bir aileye , bir çocuğa babalık yapıyorlar. Kalabalık ile dövdükleri insanında bir baba veya bir evlat olduğunu düşünmeden.
Bir düğünde halay başı olamayan adam kavga çıkarıyor, dışarıda kavga ettiği kişilerin üzerine araç sürerek ölüm ve yaralanmaya sebebiyet veriyor.
Toplumda kendine yer edinememiş kişilik sorunu yaşayan, sorumsuz bir insan örneği. Kendisi bir anlık öfkenin sonucunda hapse giriyor.( Dışarıda kahraman olduğunu sanan kişi ne yazık ki içeride başkalarına uşaklık yapıyor.) Kendi hayatının kararması gibi, bir hayatın ,onu bekleyenlerin, hayallerini kararttığını düşünmeden dışarı çıktığında bir duruş sergilemeye çalışması , herhangi bir olumsuzlukta “ İçeriden yeni çıktım” söylemi yine ezikliğinin eseridir.
Öfkemizi kontrol etmeye çalışalım, unutmayalım ki “Rüzgar eken fırtına biçer” Gerçek mertlik zayıfın , ezilenin yanında olmaktır. Gücün yanında olmak güçlendirmez köleleştirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.