ÖLÜMSÜZ AHMET
Zaman zaman yaşanmış hayatları yazı haline getiriyorum.
Bugünde sizlerle yaşanmış bir hayatı paylaşmak istedim.
Ahmet, doğduğu günden itibaren çalışkan, mert ve dürüst bir insandı.
Çocuk yaşta hayatın zorluklarıyla tanışmış, ekmeğini kazanmak için küçük yaşlardan itibaren türlü işlerde çalışmıştı.
Zaman içinde azmi, disiplini ve dürüstlüğü sayesinde girdiği her işte kendini kanıtlamış, basamakları birer birer çıkarak en sonunda bir büyük şirketler grubunda genel müdürlüğe kadar yükselmişti.
Ancak Ahmet, yükseldikçe kendini kaybeden, geçmişini unutan insanlardan olmadı.
Bilakis, ne kadar yükseğe çıkarsa çıksın o kadar mütevazı, gönlü geniş ve alçakgönüllü bir insan haline geldi.
Onun bu başarısında en büyük destekçilerinden biri Helim Ağa'ydı.
Helim Ağa, genç yaşta tanıştığı Ahmet'in azmini ve kararlılığını fark etmiş, ona yol göstermiş, tecrübelerini aktarmıştı.
Ahmet de ona olan minnettarlığını hiçbir zaman unutmamış, ne kadar yükselirse yükselsin Helim Ağa'ya bağlılığını korumuştu.
Ahmet’in en büyük özelliklerinden biri, her yere yetişen, her işin altından kalkmasını bilen bir insan olmasıydı.
Yönetici pozisyonuna gelmesine rağmen hâlâ bir işçinin halinden anlayan, bir emekçinin derdine ortak olan, iş bitirici yapısıyla herkesin saygısını kazanan biriydi.
Sert duruşu, bileğine güç yetmeyen dirayetiyle gerektiğinde kaya gibi sağlam, gerektiğinde ise bir gönül dostu kadar yumuşak olmasını bilen bir insandı.
Bir gün, Helim Ağa ona dönüp şöyle dedi:
"Hepimiz bir gün öleceğiz, oğlum. Sen de günü geldiğinde bu dünyadan göçüp gideceksin. Ama yaptıkların, bıraktığın izler seni unutturmayacak. Adın dilden dile dolaşacak, yıllar geçse de senin hikâyen anlatılacak. İşte bu yüzden sana bir lakap yakışır: Ölümsüz Ahmet!"
O günden sonra Ahmet, herkesin dilinde "Ölümsüz Ahmet" olarak anılmaya başladı.
Çünkü onun adı, sadece bir insanın adı olmaktan çıkmış, bir efsaneye dönüşmüştü.
Güçlü iradesi, adaleti ve merhametiyle insanların gönlünde taht kurmuştu.
Zaman geçti, yıllar ilerledi…
Ahmet hâlâ aynı azimle çalışıyor, insanlara yardım ediyor, hayatında adaletten ve dürüstlükten ödün vermeden yoluna devam ediyordu.
Onu tanıyan herkes, Ahmet'in sadece bir insan olmadığını, bir duruş, bir karakter ve bir değer olduğunu anlamıştı.
Ve gerçekten de Helim Ağa’nın dediği gibi oldu…
Belki bir gün bu dünyadan göçüp gidecekti ama adı, hikâyesi ve bıraktığı izler hiç silinmeyecekti.
Çünkü o, Ölümsüz Ahmet’ti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.