Geçtiğimiz günlerde yaşanan hain PKK çatışmasında 4 Askerimiz şehit düşmüş, şehit ailelerimizin içi yanmış ocaklara ateş düştü. 

Sonrasında ise şehit cenazelerinden birine muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu katılıyor ve orada şehit cenazesine katılan halk tarafından linç girişimine ve protestolara maruz kaldı.Şimdi yapılanı önce yanlış diyelim. Tabiiki taziyeye her kim gelmişse misafirdir. Bunu da ayrı bir anekdot olarak böyle okumak lazım.

Diğer gözümüzde farklı baktığımızda neden diye de sormamız gerekebilir.  Piyasada konuşulan gerçekliği bile belli olmayan şekilde CHP’li vekiller, Belediye Başkanları, Encümenleri, İl- ilçe başkan ve yardımcıları tarafından Demirtaş hakkındaki "suçsuzdur" söylemleri.

Muhalefet Liderinin dilinden kesinleşmemiş ama söylendiği iddia edilen şehitler hakkında olumsuz tweetleri bazı sözde CHP'li vekillerin PKK cenazelerine katılmaları, İstanbul İl Başkanının terörü övücü paylaşımları...

Yani sözde CHP'lilerin top yekun karşı cepheyi ve şehit ailelerini kışkırtıcı tavırları!? Ve ardından Kılıçtaroğlu'nun (bu sözü söyleyip söylemediği de meçhul) 'ben her şekilde şehit cenazesine katılırım' söylemi, bu yaşananlara "nasıl bir çelişki" dedirtecek cinsten değil midir? 

CHP Lideri başta olmak üzere ittifak ortaklarının özellikle PKK’yı kollar pozisyonda söylem, eylem ve düşünceleri önce yok edecek hamleleri yapması ardından şehitleri ziyarete çıkması gerekir.  Böylece Ana muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu'nun bu ikilem siyasetten öncelikle kurtulması ve halkın tepki verdiği düşünce ve eylem görüntüsünden uzaklaşması acil olarak lazımdır. 

Kısacası; Kılıçdaroğlu'nun devletten yana mı, yoksa dış güçlerden yana mı tarafını belli etmediği sürece bu tür olayların protestoların önüne geçmek zor olacak. Sorunun çözümü Kılıçdaroğlu'ndadır. 

Taraflarına Demirtaş'ı övücü kelimelerden PKK’ya yakın söylemlerden CHP tarafını PKK’yı övücü tweet gibi paylaşımlarından uzaklaştırması, çelişkili duruma son vermesi lazım. Bakın o zaman bu tür olaylar gelişir mi, protestolar yapılır mı, bir eğri bir doğru vardır.

Biz doğru oturup doğru konuşmaya yazmaya çalıştık. Gerisi muhalefet ile siyasetçilerin duruşu ve düşüncelerine kalmış. Biz doğru olanı yazdık gerisi hak getire. Kalın sağlıcakla...