RİYAKARLIĞIN PRİM YAPTIĞI YERDE...

 RİYAKARLIĞIN PRİM YAPTIĞI YERDE ADAMLIĞA YER YOK       

                       

     Yaşadığımız dünyada bazı gerçekleri görünce insan kendinden ve insanlığından utanıyor. Beşeri münasebetlerden tutun da, ticari olaylara, siyasi olaylara, sportif olaylara, hatta düğün, derneklere varıncaya dek her şey diz boyu riyakârlık akıyor. Eskiden bir arkadaşım bu tür olayları gördüğünde midesi bulanır, bazen çıkarırdı, ben de ona şaşar kalırdım, ancak şimdi nerede ise ben de o arkadaşım gibi oldum.

            Geçtiğimiz hafta bir arkadaşımı ziyarete gittiğimde telefonum çalınca karşımdaki muhatabımın bazı söylediklerini not alabilmek için arkadaşın masasının üzerinde duran zarfın üzerine yazmak zorunda kaldım. Bilahare şatafatlı zarfın içini açtığımda kamyon şoförü kayınçomun kartvizitini gördüm, kart vizite bilmem ne lojistik, bilmem ne nakliyat, bilmem ne madencilik yönetim kurulu başkanı yazıyordu. Zarfı biraz daha açtığımda olayın asıl mahiyetini öğrenme fırsatım oldu, kamyon şoförünün küçük kardeşi evleniyormuş, zarf da davetiye imiş. Geçtiğimiz cumartesi birçok arkadaş arayıp, düğüne gitmek istediklerini,  katılanlarla ilgili yazı yazmayı düşünüp, düşünmediğimi sorunca olur mu öyle şey elbette gideceksiniz bu bir düğün her ne kadar kayınçom görgüsüzlük edip, davetiyenin içerisine kartvizitini koymuş olsa da bu onun görgüsüzlüğünü gösterir, siz size yakışan neyse onu yapın dedim. Düğünle ilgili yazı yazmayı da düşünmemiştim, ancak dün gazetelere göz gezdirirken bir de ne göreyim Birnur abum düğünde başköşede, yetmedi Mustafa Genç Hoca"da köşesinde düğünle ilgili methiyeler dizmiş. Bir de düğüne katılanlar içerisinde daha önce bizzat bana o aile ile ilgili söylemediğini bırakmayan bazı zevat protokol masasına yayılmış oturuyor. Şimdi bu insanlar şehrin eşrafı, esnafı, siyasetçisi, bürokratı, başkaları ise tu kaka öyle mi? Dilerseniz bu y azdıklarımı biraz açalım, zira bazı okurlarımız neyin ne olduğunu daha rahat anlama fırsatını yakalama fırsatı bulabilirler.

            Sanırım 2005 veya 2006 yılı idi Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu, diğer namı ile gaydaro beni telefonla arayarak buluşmak istemişti. Ben de kendisine gündüz işlerimin yoğun olduğunu, akşam olabileceğini söyleyince bir akşam saat sekiz sularında Büyük Anadolu Hastanesi"nin Başhekim odasında buluştuk. Buluşmada kendisi ve ben vardım, Birnur hanımın da son katta bulunan kantinde bizi beklediğini söyleyince buraya gelsin demiş olmama rağmen, konunun kendisi ile ilgili olduğundan gelmeyeceğini söyledi. Konumuz o günlerde yapılacak olan AK Parti Kadın Kolları kongresinde Başkan olan Birnur Şahinoğlu"na karşı o günkü İl Başkanı"nın çıkarmayı düşündüğü aday idi. Haydar Bey Birnur Hanıma karşı aday çıkarmanın yanlış olacağını, zira Birnur hanımın bu işin kuruluşundan itibaren yükünü çektiğini, il başkanının kalkıp başka bir aday göstermesinin fevkalade yanlış olacağını söyleyince dedim ona ki; bak Haydar ağabey bu il başkanı farklı bir yapıya sahiptir, kimseyi dinlemez, sanma ki bana olan yakınlığı nedeni ile beni dinler, tam aksine dediğimin tam tersini yapan bir adamdır, zira adamda aşağılık kompleksi olduğundan, kendisinden kapasiteli olanları hazmedemediğinden onlara hakaret ederek kendisini tatmin etmeyi adet haline getirmiştir. Haydar bey bu izahatımdan tatmin olmadığından bana yinede gidip, konuşmamı söyleyince olur dedim ve gittim. Bizim kamyon şoförüne dedim ki; Sayın Başkan gerek Haydar Bey, Gerekse Birnur Hanım uzun yıllardır tanıdığım ve ailece görüştüğüm insanlardır, gel Birnur Hanım"a karşı aday çıkarma, zaten çıkarırsan da kazanma şansı yok. Bizim kamyon şoförü aniden parlayıp, bana yapmadık hakareti bırakmadı, olayı aynen gelip Haydar Bey"e anlatmama rağmen gerek Haydar Bey, Gerekse İzmir"in 25. Mebusu Birnur abum o gün, bu gün benimle doğru dürüst konuşmazlar. Bizim Kamyon şoförü ise seçimde Özlem Maraş hanımı aday gösterdi ve seçimi kaybetti. Bu konuda o kadar çok yazacak şey var ki yazmakla bitmez. Şimdi aynı Birnur abum kamyon şoförünün kardeşinin düğününde şahit olmuş.

            Bir başka enteresan olay ise Ali Akyüz"ün il başkanı seçildiği kongrede delegelere hitaben yaptığı konuşmayı hazırlayan ve devlet memuru olmasına rağmen canhıraşane Ali Akyüz"e çalışan Mustafa Genç hocanın dünkü köşesinde kamyon şoförünü ve ailesini göklere çıkarması akıllara durgunluk verecek derecede garip bir davranıştır. İnsan ya olduğu gibi görünmeli veya göründüğü gibi olmalı, çok yüzlü olmanın kime ne faydası olduğunu ben de merak ediyorum. Düğünle ilgili son tespitim bundan üç veya dört yıl önce ziyaretine gittiğim bir işadamının söyledikleri kulağımdan hiç çıkmıyor, demişti ki; Bu kültürsüz, görgüsüz, eğitimsiz adamla nasıl siyaset yapıyorsun, iktidar partisinde böyle bir il başkanı olması gerçekten üzücü bir durum, bu şehre yazık demişti, şimdi bu sözleri söyleyen adam düğünde protokol masasında ise ben böyle adamlığın da, siyasetin de, dostluğun da içine edeyim. Yaşasın riyakârlar topluluğu, kahrolsun delikanlılık diyor, hepinize saygılar sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR