Sadece günü kurtarmak
Büyük Samsunspor taraftarları, öncelikle bu haftaki köşe yazıma başlamadan evvel bugüne kadar yazmış olduğum köşe yazılarımda bana destek olan, yeri geldiğinde öz eleştirileriyle başarılı olabilmem adına samimi duygularını benimle her daim paylaşan siz değerli Denge Gazetesi ile Samsunsporluyuz.net okuyucularını şahsıma göstermiş oldukları incelikten dolayı hepinize en içten duygu ve dileklerimle selamlarken önünüzde de büyük bir saygıyla eğiliyor, "Allah yokluğunuzu göstermesin." diyorum.
Gelelim bu hafta oynadığımız Antalyaspor maçına. Maçtan önce 8 puanla sondan 2. sırada (17.) olan takımımız bu maça mutlak 3 puan parolasıyla hazırlanmış, tüm hesaplar bunun üzerine kurulmuştu. Günlerden Cumartesi olmasına rağmen az sayıda da olsa stattaki yerlerini alan taraftarlarımıza şöyle bir bakmak istedim. O anda kimi insanların yüzünde heyecan, kiminde korku ile ümitsizlik vardı. Hatta stresten kimileri tırnaklarını yiyor, kimileri de dua ediyordu. Şimdi bazıları bana bu sözler de nereden çıktı diyebilirler? İsterseniz onlar sormadan ben açıklayayım. Şimdi lütfen burayı iyi okuyun: "Bu haftaki Antalyaspor maçına sadece transferde binlikleri (milyarları) alan ve taraftarlarını 11 haftadır üzen, kahreden futbolcular değil. Yağmurda, soğukta, harçılığı ile bilet alan öğrenciler, çocukları ile evinin rızkının bir kısmını kesen taraftarlarımız da canlarıyla, yürekleriyle, dualarıyla bu maça hazırlanmışlardı. Sonunda da çok şükür ki hiçbiri bu hafta statdan başları önde değil, dik ayrıldılar. Lütfen bu insanları bundan sonra üzmeyin, kahretmeyin, bir haftalarını da zehir etmeyin."
Şimdi hocamız Petkoviç'e gelelim.Sizi kazandığınız zamanda da eleştirmek belki de kimilerine göre doğru olmayabilir fakat önemli olan kazanırkende gerçekleri görebilmektir: "Hocam aslında sana inanmak istiyorum. Ama böyle giderse hiç itimat ettirmiyorsun kendine. Hocam unutma ki sadece 2 maç kazandın. Daha sezon bitmedi. Önünde çok önemli bir Antep maçı ile oynayacağın daha çok müsabakan var. Başlığımda da belirttiğim gibi bu hafta sadece 'günü kurtardık günü'. Kısacası dersine çok ama çok iyi çalışman lazım. Bu hafta oynadığımız maçta da düzelen pek birşey yoktu. Bu maçta diğerlerinin kopyasıydı. Tek fark Antalya'nın eksik ve çok kötü olmasıydı. 2-3 futbolcun hariç, sahada kim nerede oynuyordu, belli değildi. Ayağa istediğimiz gibi top yapamıyor, paslaşamıyoruz. Bloklar arasında çok boşluklar var. Kimse kimsenin nereye kaçıp top istediğini bilmiyor. Burada da bana göre tek suçlu sensin. Nedeni ise 12. hafta bitti sen hala her maça ayrı bir kadroyla çıkıyorsun. Allah aşkına bir maça da değişik kadro yerine ayağa harika top yapan, adam eksiltebilen, blokları birbirine yakın olan, pres yapan, kısacası futbolun gerekenlerini sahaya yansıtan, sistemiyle taktiği belli olan bir takım çıkar da seni alnından öpeyim Sn. Petkoviç!"
Futbolcu kardeşlerimizden Murat Yıldırım, Adem Alkaşi, Hakan Arslan ve Kemal Tokak'a bir şeyler demek istiyorum: " Haftalardır sizleri destekleyen taraftarlarımızı oynamış olduğunuz müsabakalarda mahcup etmeyip, her geçen hafta daha çok çalışıp futbolunuzun üstüne daha fazla güzellikler kattığınız için sizleri bir kez daha tebrik ediyorum. Bu takımı da yukarılara taşımanızı sizlerden istiyoruz, çocuklar."
NOT: TFF başkanımıza, Digiturk yetkilileri ile Kulüpler Birliği'ne de bir hatırlatma yapmak istiyorum: "Spor Toto Süper Lig'de hafta içi ile hafta sonu (Cumartesi) oynanan müsabakaların saatleri çok erken olduğundan statlarımızın yarısı bomboş kalıyor ve istenen ambiyans bir türlü sağlanamıyor. Erken olan maç saatlerinden dolayı taraftarlar olarak çok ciddi bir şekilde sıkıntılı anlar yaşadığımızı sizlere de belirtmek istiyorum. Belki de kendinizce sizlerde haklısınız. Naklen yayından kulüpler para kazanıyor olabilir. Peki saatler biraz daha geç olsa ne değişebilir ki? Fakat seyircisiz bir futbolun 'çalgısız yapılan bir düğünden' hiçbir farkı yoktur. Bunu da lütfen unutmayın!" Bu hafta da bana ayrılan sayfanın sonuna geldik. Antep maçından sonra İnşallah alacağımız güzel neticeler sonucunda buluşmak dileğiyle kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.