“insan beyni, sahibin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer.” A.R.Wallece

Prof. Ornstein ve Dr. Sperry"in yapmış olduğu araştırmalar ve daha sonra yapılan bir çok araştırma beynin işleyişinin (çalışma şeklinin) iki lob sayesinde olduğunu göstermiştir. Bu iki lob beyinde bulunuş yerlerine göre isimlendirilmiştir. Sağ taraftaki beynin bölümüne sağ lob (beyin), sol taraftaki beynin bölümüne sol lob (beyin) denmektedir. Aynı zamanda bu iki lobun çalışma şekli ve görevleri de birbirinden faklıdır. Sağ beyin vücudun sol tarafını, sol beyin ise vücudun sağ tarafını kontrol etmektedir.  Sağ ve sol beyin açıklandığında bu soru sürekli sorulmaktadır; “sağ beyin sol beyni dövebilir mi ?” Ornstein ve Sperry"in yapmış olduğu beyin araştırmaları şunu göstermektedir. Sağ ve sol beyin kavga etmemeli, bir futbol takımındaki futbolcular gibi beraber çalışmalıdır. Nasıl ki bir futbol takımında bulunan her futbolcunun özellikleri , kişilik yapıları ve takımdaki görevleri farklıysa sağ ve sol beyninde özellikleri ve görevleri birbirinden farklıdır. Nasıl ki futbol takımının amacı maçı kazanmak, gol atmak şampiyon olmaksa, sağ ve sol beyninde amacı insanı başarıya, mutluluğa yani onun hayatının şampiyonu olmasını sağlamaktır. Buda takımdaki futbolcular arasında kavgayla değil, işbirliğiyle sağlanır. Diyelim ki futbol takımının sağ tarafı aksıyor ve oradaki futbolcu güven vermiyor. Bu durumda teknik direktör ne yapar o futbolcunun yerine daha etili bir futbolcu alır. Sağ kanadı kapamaya çalışır. Bizde beynimizin performansının altında olan tarafına yenisini alamayacağımız için onu eğitmeli ve güçlendirmeliyiz.Sağ ve sol beyin ortak bir şekilde kullanılmalıdır. Beynin her iki bölümünü kullananlar hayat okulunda daha başarılı olmaktadır. Çünkü bu şekilde zihinsel açıdan yüksek bir performansa çıkabilmektedir. Beynin tek lobunu kullananlar ise var olan performanslarının altında kalmaktadır. Albert Einstein Rölativite denklemi teorisini sağ beyninin hayal kurabilme gücünü kullanarak keşfetmiştir. Einstein sıcak bir yaz günü bir tepenin üzerinde uzanmış yatıyordu. Yatarken güneşe bakmaya da çalışıyordu. Bunun içinde gözünü yarı kapalı bir şekilde kısıyordu. Böylece güneşe baktığında güneş ışınlarını görüyordu. Bu güneş ışınlarının üzerinde dünyayı dolaşmayı sağ beynini kullanarak hayal etmişti. Bu hayali gezinti ona fizik biliminde imkansız gibi görünen yeni ufuklar açıyordu. Bu hayal gücünün ona verdiği heyecanla hemen araştırmalarını yaptığı laboratuarına giderek sol beyninin yardımıyla bu fikri üzerinde çalışmaya başladı. Sonunda da “Rölativite denklemi teorisini” keşfetti. sağ beynin hayal gücünü kullanarak başlayıp, sol beyniyle son noktayı koyan Einstein"ın bu keşfi sağ ve sol beynin beraber ne kadar güçlü olabileceğini gösteren önemli bir örnektir.Yapılan araştırmalar bizim toplumumuzda sağ beynin performansının altında çalıştığını göstermektedir. Bu nedenle sağ beyin egzersizlerle güçlendirilmelidir. Çünkü; sağ beyin çevreden gelen oldukça fazla uyarıcıya bilinçli bir caba sarf etmeden otomatik olarak tutabilme özelliğine sahiptir. Ayrıca sağ beyin bütünü görebilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle güçlü bir hafıza için sağ beyin, eğitilmiş bir sağ beyin oldukça önemlidir. Ancak buradan sağ beynin sol beyinden önemli olduğu anlamı çıkmamalı. Onunla daha fazla ilgilenmemiz gerektiği anlamı çıkmalıdır.