Samsun-Çarşamba ovasına yapılması planlanmış olan "Biokütle Enerji Santrali" ile ilgili, yerel basında ve Büyükşehir Meclisinde bir nev'i kayıkçı kavgası devam etmektedir.

Yerel basındaki yazarlarımız önce "Santralin çok kötü bir şey olduğunu" cahilce ve hiç bir araştırma yapmadan yazdılar. Daha sonra santrali yapmak için izin almış olan firmanın bilgilendirmeleri ile kem-küm etmeye başladılar.

Şimdi geldikleri nokta şudur: "Efendim tamam, santral zararsızmış fakat 1.nci sınıf tarım arazisine değil de daha kullanışsız bir araziye yapılamaz mı!"

Keşke ilk başta olaya böyle bakabilseydiler... 15 gün evvel bu konuda, santralin tarım ürünlerinin atıklarını yakarak enerji üreteceğini ve faydasının daha fazla olduğunu yazmıştım.

Hatta bu firmanın, yerel basına verdiği ilanlarda; "Yenilebilir enerji" yazdığını görünce, firmanın Trabzon'daki telefonunu bulup, aradım ve çıkan hanımefendiye ilanı düzeltmelerini, doğrusunun "YENİLEBİLİR ENERJİ" değil "YENİLENEBİLİR ENERJİ" olduğunu, bu hatanın kendilerine olan güvene zarar verebileceğini söylemiştim.

Bafra-Alaçam Ovasına, DSİ denen kurumun; sanki bir beton firmasını zengin etme çabasıyla beton kanalları sererek, on binlerce dönüm 1.sınıf tarım arazisini (Doğrusu toprak altından kapalı boru olmalıydı) mahvederken sesini çıkarmayan (15 yıldır bu konuyu yazıyorum ve bütün yazılarım arşivlidir) yerel basın yazarlarının, Biokütle Enerji santraline karşı çıkmalarını samimi bulmuyorum...

Bu santralin yapılacağı alan zaten daha evvel tarım dışına çıkarılmış fazla büyük olmayan bir alandır. Keşke 4-5.nci sınıf ve santralin şartlarına da uyabilen bir arazi bulunup oraya yapılsaydı...
1.nci sınıf ovaya yapılması elbette doğru değildir.

Fakat atı alan Üsküdar'ı geçmiş... Arazi tarım dışına çıkarılmış, her türlü yasal izni alınmıştır. Bundan sonra, kalan arazileri koruyalım bari!

DSİ'nin, Bafra-Alaçam ovasına, çağdışı, yanlış ve kasdî projesiyle verdiği zarar, bu santralin yüzlerce katıdır.

Samsun'daki yazar arkadaşlara bir çağrım var: Buyurun ciddi bir platform oluşturalım ve bunu tartışıp gündeme getirelim de DSİ'nin ovaya nasıl ihanet ettiğini kamuoyuna duyuralım!

Bir konuyu yazarken de, olaya siyasal değil de bilimsel bakmayı tercih edelim... Önceliğimiz, siyasi tarafgirlik veya karşıtlık değil, ülkemizin ve Samsun'umuzun menfaatleri olmalı...