Seçimler
Seçimler
Daha önceki yıllarda yapılan seçim çalışmalarında ve sonuçlar açıklandıktan sonra kaybetmenin vermiş olduğu duygusallıkla yapılan konuşmaların dışında seçim sonuçlarının üzerinde fazla durulmazdı. Bilinen bir gerçek vardı, ya tek başına hükümet kurulacak , yeter sayısına ulaşılamazsa koalisyon çalışmalarına gidilecek veya birkaç ay sonrası hükümet istifa edecek yeni bir arayışa girilecek. Cumhuriyet tarihinde kurulan hükümetlerden bir kaçını örnek olarak aldık. Sadece bu tablodan ülkenin neden ilerleyemediğini görmeniz mümkündür . 6 aylık hükümet çalışmalarından kim ne kazanır. Hangi hükümet halkının hangi sorunu ile ilgilene bilir ki? Aralarında 20 günlük hükümette koalisyon hükümetleri de mevcut. Bu durumda ülkenin gelişmesi mümkün mü?
Okyar Hükümeti (22 Kasım 1924-3 Mart 1925), 3.5 ay
2. Bayar Hükümeti (11 Kasım 1938 -25 Ocak 1939) 2 ay 1.Saydam Hükümeti (25 Ocak 1939-3 Nisan 1939) 3 ay Ürgüplü Hükümeti (20 Şubat 1965-27 Ekim 1965) 8 ay 1.Demirel Hükümeti (3 Kasım 1969-6 Mart 1970) 4 ay 2.Ecevit Hükümeti (21 Haziran 1977-21 Temmuz 1977) 1 ay Yılmaz Hükümeti (23 Haziran 1991-20 Kasım 1991) 4 ay Çiller Hükümeti (15 Ekim 1995-5 Kasım 1995) 20 gün
Çiller Hükümeti (5 Kasım 1995-12 Mart 1996) 4 ay
Yılmaz Hükümeti (12 Mart 1996-08 Temmuz 1996) Ecevit Hükümeti (11 Ocak 1999-28 Mayıs 1999) 4,5 ay
Koalisyonlar, siyasi istikrarsızlıklar, ezilen halk, karaborsalar, zamlar, işsizlik vs. seçim sloganları işsizlik,aş,ekmek,zam üzerine kurulmuştu. O dönem halkın okur yazar olmadığından dem vurulurken, şimdi ise halkın bilinçlenmesine karşı neden başkalarının istediği sonucun olmadığı sorgulanıyor.
Özal zamanında bu sloganlar değişmeye başladı ve bu iktidar zamanında zirve yaptı.
Demokrasi kelimesini ağzından düşürmeyen insanlar seçimlerde alınan yenilgilerden sonra seçim kazananların, halka makarna, kömür dağıtması nedeniyle seçimi kazandığını savundu. Dolaysıyla halkın oyunu para karşılığı sattığı algısı yaratıldı. Millet iradesi hiçe sayılmış ve bu söylemin peşinden koşmaya başlamıştı taraftarları. Eğer halk bu kadar basit ve bilinçsizse siz neden aynı yolu denemiyorsunuz, onların bir verdiği yerde siz üç verin ve bakın halk oyunu satıyor mu, satmıyor mu? O zaman sorgulanması gereken konu kime göre demokrasi ?
Bir sonraki seçimde aynı parti kazanınca makarna,kömür edebiyatının yanına Aziz Nesin'in Ülke insanını aşşağıladığı ve sonra özür dileği %60 sözünü işlenmeye başladı.İktidarın %50 oy almasının önemi yoktu, söz %60 üzerine kurulu olduğu için %10 kimin olduğu anlaşılamamıştı.
Bir sonraki seçimi yine aynı parti kazandığından makarna,kömür edebiyatından mensubu oldukları partinin ailelere para yardımı, market alışverişi için kart desteği sağlama çıkışlarından dolayı vazgeçmiş, Nesin'in %60 oranıyla, koyun kelimesini birleştirerek yeni bir yaklaşım tarzına girilmişti.
İnandıkları demokraside böylesi bir yaklaşımın olamayacağını, yenilgilerin nedenini ve karşı tarafın sürekli oyunu artırışının altında ki nedenlerin tahlilini yapmadan böylesi sloganların peşinden sürüklenmeleri,partilerin strateji eksikliğinden kaynaklanmaktaydı.
Her seçim sonu çalınan sandıklar öne sürüldü,her partinin gözlemcisi olan sandıkların çalınması oldukça ilginçti, sanki gerçekten kayıp olan sandık bulunsa ve sandıklardan çıkan 1000 oyunda hepsini aynı partide toplanması seçim sonucunu etkilemeyeceği görülmesine rağmen. Bunun gibi tatilcilerin oy kullanmaması da seçimde kı sıralamayı etkiler düşüncesindeki savunma sadece bahanenin arkasına saklanmanın eseridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.