ŞU ÖKSÜZ TÜRKLÜĞÜM
Türk Milliyetçiliği fikrine gönül vermiş bir ailenin ferdi olarak doğduğumdan beri Ülkücü-Milliyetçi Hareketin içindeyim. Bu yaşıma gelene kadar aile fertlerimin hiçbirinden başka etnik kökenlerden gelen insanlar yada başka milletlere düşmanlık içeren ,aşağılayan,küçümseyen bir kelime duymuşluğum yok.
Aynı şekilde aklım erdiğinden beri Milliyetçi Hareketin kurumsal temsilcileri olan ; Ülkü Ocakları,Türk Ocakları,Milliyetçi Hareket Partisi başta olmak üzere çeşitli Milliyetçi kurum ve kuruluşların faaliyetlerine katılarak ,sayıları binleri bulan Türk Milliyetçisi ile aynı havayı teneffüs etme şerefine nail oldum. Allah'ın izni ile kalan ömrümde de ''fistan değiştirdik,gömlek çıkardık,pantolon sıyırdık'' demeden Türk Milliyetçiliği davasının yılmaz bir neferi olma azim ve kararlılığı içindeyim.
Belirttiğim gibi belki sayıları binleri bulan Türk Milliyetçisi ile bu fikriyat sayesinde omuz omuza yürüme ,aynı havayı teneffüs etme imkanı buldum. Bu insanların hiçbirinin diğerinin etnik kökenini mesele ettiğini görmedim. Şahsen bende etmedim, etmem. Biz Türk Milliyetçilerini bir araya getiren ne Başbakan'ın zannettiği ya da bile bile yanlış göstermeye çalıştığı gibi ''Hitler Almanyasının Nazi Irkçılığı anlayışı'' nede kendisini bugün esir aldığı anlaşılan ve amaçlarına hizmette yarıştığı ''Yahudi İsrail'in başka milletleri kendi köpeği-hizmetçisi olarak kabul ettiği Siyonist Irçkçılık anlayışı'' tarzında bir anlayıştır.
Sayın Başbakan bozuk saatin günde iki defa doğruyu göstermesi gibi Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in Dokuz Işık kitabına atıflar yapmaktadır. Okuduğunu anlayabilen orta zekada bir insan bile orada ırkçılığın zerresine değinilmediğini bilir. Nitekim Türk Milliyetçilerinin de genel kabulüne mazhar olduğu üzere , Alparslan Türkeş'e göre Türk milliyetçiliğinin temel görüşü şöyleydi: Türk milletinden olmak, Türk milletini sevmek ve Türk devletine sadakatle hizmet aşkı taşımak, vatana bağlılık duygusu içinde bulunmak ve Türk milletinin yükselmesi için elinden gelen her fedakarlığı yapmak ve çalışmak duygusu ve şuurudur. Bu duygu ve şuuru taşıyan herkes Türk'tür. Kalbinde yabancı başka bir milletin özlemini, özentisini taşımayan, kendisini Türk hisseden, Türklüğü benimseyen ve Türk Milletine, Türk devletine hizmet aşkı taşıyan herkes Türk'tür.
Bakınız bu görüşte ''saçı kahve,gözü ela,boyu şununla şunun arası,Arh+ pozitif kan taşıyan vs.'' gibi anatomik-ırki bir tanımlama yapılmamıştır. Dolayısı ile Türk Milliyetçiliği kısaca Kültür Milliyetçiliği anlayışı üzerinde bina edilmiş bir ideolojidir.
Bu ideolojinin mensupları yani mesela Üniversite yıllarımda hem dava arkadaşım hem can yoldaşım olan ; Tercanlı Savaş, Adıyamanlı Serhat, Hakim, Bülent, İzmirli Orkun, Tekirdağlı Taner, Mersinli Emrah, Urfalı Osman, Kırşehirli İzzet, Kastamonulu Mustafa, Alaçamlı Muharrem, Oflu Suat, Tonyalı Fikri, Antalyalı Mehmet Ali, Elazığlı Alparslan, Bingöllü Ali, Malatyalı Gökhan , Sivaslı Zekeriya, Denizlili Süleyman, Azerbaycanlı Ferman ve saymaya devam edersem yurdumun ve Turan ellerin her bölgesinden değişik etnik köken ,etnik lehce ve dile mensup ama Başbuğumun belirttiği ortak payda ve değerlere-Türk Milliyetçiliği mefkuresine inanan,bu idealler çerçevesinde gerekirse can vermeye yeminli binlerce inanmış Türk Milliyetçisini , şalvarı boklu soyu sopu belirsiz pkk'lı teröristle, ırkçı şerefsizle aynı kefeye koymaya hele de ayağınızın altına almaya sizin de sizin feriştahınız olan Amerika ve İsrail'in de gücü yetmez.
Türk Milliyetçilerini Sadece bir siyasi partiden , o partinin yönetim kadrolarından ibaret görüyorsanız ve bundan cesaret alarak zaptı rapt altına alabileceğinizi düşünüyorsanız size 5000 yıllık Türk tarihini tekrar tekrar tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Alman Generali Limon Von Sanders'in harp başlamadan ,Çanakkale'yi savunacak Türk Birliklerini denetlerken maiyetiyle arasında geçen diyalogları bile okursanız, anlarsınız ne demek istediğimi.
Sayın Başbakan'ın , Türk Milliyetçilerine taarruzundan cesaret alan ve içinde Türk Milliyetçilerine ve Milletine karşı belli ki bir sebepten kin besleyen yerel bir gazetede bizim gibi köşe yazan bir şahıs ''Milliyetçilik Küfürdür'' ''Dinde Milliyetçilik Yoktur'' mealinden ayetlerle hadislerle kendine göre desteklediği yazılar yazıyor. Bu görüşlerin bizim gözümüzde zerre miskal değeri yoktur ve bizim Milliyetçilik anlayışımızın sayın yazar tarafından kavranamadığı açıkça ortadadır. Anladığım kadarı ile sayın yazarın dini konulara algılama bazında olmasa da ezber bazında bir vakıflığı var. Bu açıdan kendisine dostane tavsiyem şu olacaktır ; Şöyle etrafınıza iyice bakın, belki kul hakkı yiyen, devlet malını yağmalayan, çalan, çırpan ,rüşvet alan eş dost ve akrabalarınız, GENÇLERİNİZ olabilir. Dini konulardaki uzmanlığınızıanlamadığınız anlaşılan konularla alakalı kullanarak ziyan etmeyin. Saydığım işleri yapan eş dost ve akrabalarınız, GENÇLERİNİZ varsa onları uyarmakta kullanın belki ahretleri sayenizde kurtulur. Nede olsa Cenab-ı Allah demiyor mu ; ''Benim karşıma kul hakkıyla gelmeyin'' diye. Biz tavsiye edelim de, taktir tabii ki sizin.
Sözlerime Büyük Türk Milliyetçisi Nihal Atsız'ın Türk Kızı Şiirinden bir kıta ile son vermek istiyorum.
Kralların taçları
Beni bağlar büğü mü?
Orduları Açamaz
Gönlümdeki Düğümü.
Saraylarda süremem
Dağlarda sürdüğümü.
BİN CİHANA DEĞİŞMEM
ŞU ÖKSÜZ TÜRKLÜĞÜMÜ
Sağlıcakla kalın .
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.