ATMA RECEP , DİN KARDEŞİYİZ !
Şöyle bir hafızamı yokladığımda , yakın tarihte Başbakan Erdoğan'ın zikrettiği sözler aklıma geldi. Ne diyordu hazret mesela ?
''Türkiye'nin Medeniyetler İttifakı'na eş başkanlık yaptığını, Türkiye'yi üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olma halinden çıkardıklarını, artık çevresiyle komşularıyla barış, işbirliği içinde, büyüyen bir ülke konumuna yükselttiklerini ''
''Irak ile 48, Suriye ile 51 anlaşmaya imza atıldığını belirten Erdoğan, mayınların artık temizlenmeye başladığını, Suriye tarafında mayınların neredeyse bittiğini, Türkiye tarafında da peyder pey çalışmaların başlandığını''.
''Gaziantep'ten Halep'e başlayan hızlı trenin Şam'a doğru ilerleyeceğini'' , ''Aramızdaki bağların çok daha güçlü olduğunu''
''30 yıldır, 40 yıldır bu ülkenin enerjisini tüketen meseleleri ne kadar kendi haline bırakacağız? Statükoyu daha ne kadar sürdüreceğiz? Böyle gitmesinin yolu var mı, imkanı var mı?''
''Türkiye'de 'sorun çıkmasın' diye çok uzun yıllar, dış politikada adım bile atılmadığına , risk alınmayarak, "Hiç kimseyi ürkütmeyelim" diyerek Türkiye'nin dış politikada 10 yılların çarçur edildiğini. Ekonominin, siyasetin risk taşıdığına "Aslında hayat bir risktir. Risk taşımadığınız sürece başarıya yürüyemezsiniz. Başarı riskin aslında ardından geliyor. Riski almadığınız sürece başarıyı da yakalayamazsınız. Dış politikada tribünlerde kalmak, Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetti. Türkiye tribünlerde kalacak bir ülke asla değildir. Türkiye mutlaka ve mutlaka sahaya inmek, sahada kalma zorunluluğu olan bir ülkedir. Bunun riskleri olabilir. Bunun geçiş süreçleri olabilir. Zaman zaman sorunlar da yaşanabilir. Ancak 'sorun çıkacak' diyerek Türkiye pısırık bir politikayı geleceğe ağır faturaları olan bir politikayı bu saatten sonra idame ettiremez, ettirmeyecektir. Bugün Türkiye statik dış politikadan dinamik bir politikaya geçmiştir. Bizim yapımız budur."
Tayyip Erdoğan'ın 15 Ağustos 2010 tarihinde Gaziantep'te yapmış olduğu mitingte Esad ve Suriye ilişkiler hakkında neler söylemişti onu da hatırlayalım...
''Türkiye ve Suriye daha 7.5 yıl öncesine kadar birbirine husumetle (düşmanlıkla) bakıyordu. İki ülke zaman zaman savaşın eşiğine geliyordu. Biz geldik, "ESAD KARDEŞİMLE" oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk. İstişare ettik... Müzakere ettik Ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki KARDEŞ, iki DOST ülkesi haline getirdik mi? Her alanda işbirliğine gittik mi? Ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık mı? Suriye ile aramızdaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık mı? Suriye ile aramızdaki vizeleri kaldırdık mı? Şimdi benim Gaziantepli kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, istediği gibi Halep'e gidiyor, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Lazkiye'deki , Hama ve Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor, Gaziantep'e geliyor. Soruyorum, kim kazandı? Gaziantep kazandı dii'mi? Esnaf kardeşim kazandı dii'mi? Tüccar kazandı dii'mi? Sanayici kazandı dii'mi? Vatandaşım kazandı dii'mi? ''
Gibi bir çok söylem karşımıza çıkıyor.Bu örnekleri Kıbrıs,Ermenistan,İran,Yunanistan A.B ve bir çok ülke ile olan ilişkilerimiz açısından çoğaltabiliriz.
Yani , Sayın Başbakan ve ekibi sanki yeni kurulan bir ülkenin dış politikasını yönetir gibi yılların hatta yüzyılların birikimi olan dış politika tecrübe ve pratiğini bir kenara atarak hatta küçümseyip kötüleyerek kendilerince yeni bir süreç başlatmışlardır. Bu yeni sürece de cilalı bir isim koymuşlar ''KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLİTİKASI''
Şimdi nereye geldik "Yalnız kalmış olabiliriz ama sessiz olmadık, tarafımızı belli ettik" . Bu son dönemde AKP'li yetkililerin dillerine pelesenk olan sloganik bir söylem. Yani '' ONURLU YALNIZLIK'' .
Yani bu sefer gerçekten ''üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke'' haline geldiğimiz dramatize edilmiş bir üslupla yetkili ve etkili dış politika dahilerimizce dillendiriliyor. Sadece işi uzatmadan buna özet olarak ''ONURLU YALNIZLIK'' diyerek cila atmaya çalışıyorlar.
Başarısızlık ve beceriksizlik ancak bu kadar iyi pazarlanır. Hadi cahil vatandaş bu dolmayı yer de , az çok süreci takip eden, okuyan-yazan,balık hafızalı olmayanlar demez mi ? ''ATMA RECEP , DİN KARDEŞİYİZ !''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.