TEMELSİZ YAKLAŞIM

Popülizmin etkisi her şeyin anlamını yitirdi. Sosyal medyada sınıfların kullandığı fotoğraflarda bazı belirgin pozlar vardır.

Zenginlerin popüler pozu artık Rabia selamı ile gülen fotoğraflar…

Bu insanlara tahammül oldukça zor. Kusursuz bir sofra etrafında rengarenk örtülü kızların elleri havada Rabia selamı verirken yüzlerindeki tebessümü gözlerine yansıyor. Fotoğrafın altında “Mısır direnişine destek” yazılmasa amacını anlamak mümkün değil.  Amerika'da özgürlük heykeli altında, elinde starbucks kahvesi ile özgürlük işareti yapan fotoğrafları anlamak nasıl mümkün değilse bu betimlediğim fotoğrafı da anlamak mümkün değildir. Bilinmezcilik felsefesinde gerçeğe bakışın kişiye odaklı olduğu ancak gerçeğin tek olduğuna vurgu yapılır. Farklı renkli gözlüklerle kara bakan kişilerin karın yeşil, mavi, sarı renklerde olduğunu ileri sürmeleri gibi, tarihi sosyal medya, ders kitapları ve gazetelerden öğrenen bir zihniyetin gerçeği nesnel biçimiyle değil gördüğü biçimde algılaması olağandır. Ancak bu olağan durum içinde gösterilen davranışlar kişiyi komik duruma sokabilir. Tıpkı kahkaha ile Rabia selamı veren fotoğraflar gibi…

Kafası karışık olmayan, kesin ve öznel tutumda olan insanlarda hep bir çiğlik var, bir temelsizlik. Temelsizliğin en somut getirisi ise önyargıdır. Nasıl ki Türkiye'nin yakın tarihinde solcu olmayan herkese faşist deyip üzerine çizgi çekildiyse bugünde o neslin çocukları aynısını yapıyor. Temeli sağlam olan ve adaleti önemseyen kişinin yalnız kendi için değil tanıdığı, tanımadığı nice insan için engin bir endişe duymalı ve neyi ne için yaptığını çok iyi bilmelidir. Bu bahsettiğim fotoğraftaki zihniyet ne yazık ki bu ülkenin küçük bir kesimini yansıtmıyor. Temelsizlik her bölge ve statüde hakim. Gelecekte bilinçli ve bilgili bir toplum için bugünün genç nesli kendini eğitmelidir. Milyonlarca okuduğunu anlamayan, kültürel yapısı zenginleşemeyen, bütünsel düşünme yeteneği gelişemeyen bir kitle var. Tüm bu sorunların en temel kaynağı kişinin sadece okul denen kuruma köle olmasından kaynaklıdır. Zihinleri endüstri tarafından çarpıtılmış insanlar eğitimi ve öğrenmeyi okula gitme biçiminde algılar ve tanımlar. Halbuki değerlerin kurumlar tarafından tanımlanışı başlı başına hata olacaktır. Öğrenmeyi okula gitme biçiminde algılayanlar bu kurumlardaki yozlaşmanın farkına varamazlar. Okulda kazanılan bilgi birikiminin değerine inanırlar ve mutluluğu gelir düzeyinin belirlediğini düşünmeye başlarlar. Böyle bir toplumda okullar için ne kadar çok şey harcanırsa harcansın o toplum değişim göstermeyecektir. Çünkü insanlar kendilerine “öğretilmesini” talep etmek üzere yetiştiriliyorlar. Bu yüzden de artık kütüphaneleri kullananların sayısı düşüyor. Halbuki kitap öğrenmeyi yaygınlaştıran en ucuz araçtır. Sınırlı ve yapay bir öğretimin mevcut olduğu okullarda sadece sunulanla yetinen nesillerin olduğu toplumlarda Mısır'daki katliama destek için zengin sofraların olduğu bol tebessümlü fotoğraflar kuşkusuz kaçınılmaz olacaktır.

Düşünen insanların beynini kemiren soruları sıralayarak bitirmek imkansızdır. Ancak soruların tespiti yetmiyor. Peki ya cevapları bulamamanın verdiği sıkıntıyı kim nasıl dindirecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Şeyma Taş Arşivi
SON YAZILAR