Türk solu ve demokrasi
TÜRK SOLU VE DEMOKRASİ
Türkiye"de ve dünyada nitelikli olarak bilinen aydınların solcu olmasının birtakım sebepleri vardır. Bunda Marksizm"in felsefi alt yapısının kuvvetli olması halkla olan yakın ilişkisi ve eleştirel söylemi içinde barındırmasıdır. Ancak Türk solunun batıdaki gibi geleneksel bir temeli yoktur. Bu manada solculukta sağcılık gibi batıdan ithal edilmiştir. Merkeziyetçi yapının yoğun etkinsideki Türk solu politikalarını sınıf etmeline oturtacak yerde sınıflar üstü bir temele dayandırarak demokrasi üzerinde uzlaşmacı bir temele yaslanmak yerine otoriteryen ve devletçi çizgiye yaklaşması toplumsal meşruiyetini zedelediği gibi uluslar arası alanda da aynı sorunla karşı karşıya bırakmıştır. Bugün CHP" ile Sosyalist Enternasyonal arasında iplerin kopma noktasına gelmesi bunun bir göstergesidir. Türkiye"de sol özellikle halka tepeden bakan ""halkı adam etme"" tavrı toplum üzerinde demokratik açılımın ve özgürlüklerin yaygın ve kapsayıcı olmasını sağlamazken aksine baskıyı ve dayatmayı ön plana alan homojen bir toplum olma yolunda merkeziyetçi bürokratik yapının yanında yer almıştır.
Hâlbuki sol söylem batıdaki benzerleriyle aynı oranda demokrasi insan hakları özgürlüklere ve farklılıklara tahammül etme konusunda aynı dili konuşmaları gerekir. Ancak Türk solu kendisini sınıflar üstü görerek ve kendisini devletin adeta sahibi bilerek devletçi söylemi bir koruma kalkanı olarak kullanmıştır. Türkiye"de demokrasiye en çok vurgu yapan sosyal demokratların bu vurgusu sadece söylem düzeyinde kalması demokratik hakları talep etme noktasında geri durmaları bunun en açık göstergesidir. Türkiye"deki sosyal demokratların sosyal oldukları doğru ama demokrat oldukları çok su götürür bir gerçektir.
Türk solu ve aydını laik bir dünya görüşünü tercih ettikleri için Kemalist ilkeleri içselleştirerek demokrasiyi laiklikle birlikte değerlendirmelerine neden olmuştur. Laikliği demokrasinin sine qua non olmazsa olmaz şartı olarak gören Türk solcu aydını toplum mühendisliğine soyunarak toplumu istediği gibi dizayn etmeye çalışmıştır. Bu dizayn etmede zaman zaman gerekli gördüğü kuvvetleri yardıma çağırmaktan da geri durmamıştır.
Türk solcu aydını demokrasiyi sadece laiklik çerçevesinde algılayarak demokrasiyi herkes için savunulacak bir olgu olarak görmemektedir. Demokrasi konusunda resmi ideolojinin sunduğu sübjektifliği aşmayı henüz başarabilmiş değildir. Başarabileceği de şüpheli gözüküyor. En azından benim umudum yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.