Siyasetçilerin öncelikleri ne olmalı
Gazetemiz çalışanlarıyla her ay bir Pazar günü, ailesinden ayrı ama aile ortamında bir araya gelerek, geçmiş 1 ayda yapılan çalışmaların değerlendirmesini ve gelecek ayda yapılması gereken çalışmaların planlamasını yaparız... Bu çalışmayı gazete kurulduğu günden bu güne kadar aralıksız sürdürmekteyiz... Büyük ölçüde yararını da gördük... Arkadaşlarımızın görüşleri, düşünceleri, ufukları, eksiklerimizi düzeltmemize, önümüzü daha rahat görmemize vesile olmaktadır.
Dün bu toplantıların 6.sını yaptık... Arkadaşlarımızla birlikte geçmiş 6 ayın muhasebesini, gelecekte yapılması gereken eksikliklerimizi konuştuk, tartıştık... Ve güzel bir toplantıyı kapattıktan sonra, Reklam müdürümüz Nail Bey"in odasında çay içmeye çıktık. Görsel şefimiz Nagihan Hanım da bugün gazetede yayınlanacak reklamların listesini Nail Bey"den almaya geldiğinde, Nagihan Hanım"a köşe yazılarımla ilgili düşüncelerini sordum. Çünkü beraber çalıştığım insanların düşünceleri benim için değerlidir... Nagihan Hanım; "Neden sürekli Samsunspor ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yazıyorsunuz?" diye sorunca dedim ki; "Nagihan Hanım, gazeteci, şehirdeki, gündemdeki olayları yazar. Hele hele yerel gazete iseniz bu daha da önem kazanır. Kaldı ki şehrimizin son yıllardaki en önemli konuları, yazılarımda üzerinde durduğum konulardır... Ayrıca kişi en iyi bildiği ve kendinden emin olduğu konuları yazmalı..."
Ve bugünkü gündemimi Nagihan Hanım'ın talebi doğrultusunda değiştirdim. Çünkü ben demokrat bir adamım... Her ne kadar Kral hazretlerinin yanında 4 yıla yakın kısa(!) bir süre çalıştıysam da huyundan, suyundan bir şey alamadım...
Gelelim bugünkü mevzuumuza... Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, Milletvekilleri şehrimize geldiklerinde hep aynı kişilerle, aynı mekanlarda buluşup, yerler, içerler ardından da bir basın açıklaması patlatıp giderler... Peki konuştukları mevzular nedir? Genel başkanlarının söylemlerinin tekrarı, klasikleşmiş siyasi başlıklar, diğer partililere sataşmalar, sevdikleri adama övgü, sevmediklerine, iş yapsa da adı, sanı yok vesaire...
Örneğin belediye başkanı olan bir partinin birden fazla milletvekili varsa her vekilin sahiplendiği bir belediye başkanı, her belediye başkanının da arkasını yaslanacağı bir vekili vardır... Vekil şehre geldiğinde o başkanı bulur, onunla gezer, dolaşır, başkan da Ankara'ya gidince aynı vekilin odasını mekan tutar, onunla gezer, dolaşır, görmesi gereken işleri onunla halleder... Haliyle diğer vekiller de haklı olarak bundan rahatsızlık duyup, yapılacak işlerde ellerini taşın altına koymazlar, alınacak hizmetler daha zor alınır veya alınamaz.
Peki siyasetçilerimiz, parti, hizip, düşünce, kendilerine yakınlık, uzaklık farkı gözetmeksizin herkesi kucaklayarak, her mekanda oturup, hal hatır sorup, insanların çayını, çorbasını içip, gönüllerini alsalar daha hoş olmaz mı?
Şehirde yaşanan işsizlik, esnafın siftah etmeden dükkan kapatması, son zamanlarda ülkede yaşanan bazı olumsuzlukları insanlarla oturup paylaşmak daha doğru bir hareket değil midir? Rutin ziyaretlerin, sürekli aynı görüntülerin, aynı karelerin toplumu sıkmaya başladığını fark etmeleri gerekmektedir...
Bizden söylemesi... Onlar gereğini yapmazsa zamanı gelince halk gereğini yapar...
Mutlu haftalar temennisiyle kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.