Seyfullah Çakır

Seyfullah Çakır

VAKİT BİRLİK VE DAYANIŞMA VAKTİDİR

Huzur ve bereketin müjdecisi, sonsuz ikramların habercisi Ramazan-ı şerifin manevi iklimine giriyoruz. Çarşambayı
Perşembeye bağlayan gece, ilk teravih namazlarımızı kılacağız ardından sahurlarımızla ilk oruçlarımıza niyet
edeceğiz inşallah.

Bizleri bu müstesna zaman dilimine ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senâ, Efendimiz Hz. Muhammed
Mustafa’ya salât ve selam olsun.

“Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bu ay hepimize bereketli olsun inşaallah.
Resûlullah (sav) bu ayın kıymetini bize şu şekilde müjdelemiştir: “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek
Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân, 28)

Yakın zamanda yaşadığımız deprem ve sel felaketleri ile milletçe zor zamanlardan geçiyoruz. Tek yürek olup
yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Acılarımızı hafifletmeye, dualarımızla umutlarımızı diri tutmaya devam ediyoruz.
Allah’a gönülden bağlı müminler olarak inancımız odur ki bu kara bulutlar, ilahi rahmet rüzgârlarıyla dağılacaktır.
Hayır ve bereket kapıları dua, kardeşlik ve dayanışma ile çözülecek Ramazan ayının bereketi ile gönüllerimiz eskisi
gibi huzur ve sekînete kavuşacaktır.

Şüphesiz ki Ramazan’da mânevî bir iklimin oluşmasını sağlayan şey, bu ayda yapılan iyiliklerin ve ibadetlerin
yoğunluğudur. Ramazan, müminin sadece bedenen tuttuğu oruç kıldığı namazla değil malı ile de kulluğunun gereğini
yerine getirdiği aydır. Abdullah b. Abbâs, Hz. Peygamber (sav)”i insanların en cömerdi olarak nitelerken, onun
cömertliğin zirvesinde olduğu zamanın ise Ramazan ayı olduğunu belirtmektedir. Ramazan’ın mânevî atmosferini
oluşturan oruç, namaz ve sadaka, bir hadiste “hayır kapıları” olarak ifade edilmiştir.

Hz. Peygamber (sav) bir yolculuk esnasında Muaz b. Cebel’e, “Sana hayır kapılarını bildireyim mi? Oruç bir
kalkandır. Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları söndürür. Ve (hayır kapılarından) biri de kişinin gece
kalkıp namaz kılmasıdır.” buyurmuş ve ardından, “Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet etmek için
yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Hiç kimse,
yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.” (Secde 32/16-17) âyetlerini
okumuştur.

Ramazan, birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma ayıdır. Omuz omuza kılacağımız namazlarla ruhlarımız
arınmaya, dillerimizden dökülen tekbirler ve salavatlarla gönüllerimiz huzura kavuşur. Zekât ve fitrelerimizle, infak
ve sadakalarımızla kardeşlik köprüleri kurulur. İşte tamda şimdi, vakit birlik ve dayanışma vaktidir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim, bir kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını
giderir.” (Müslim, Birr, 58.)

Böylesi zor zamanlarda millet olmanın gereği, kardeşlik ve dayanışma ruhumuzu canlı tutmaktır. Duyarlı ve samimi
olmak, birbirimizin derdiyle dertlenmektir. Darda kalan kardeşlerimizin işini kolaylaştırmaktır. Gün, dayanışma,
yardımlaşma ve kenetlenme günüdür. Gün, birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi canlı tutma günüdür. Sevinç
ve mutluluğumuz gibi hüzün ve kederimizi de paylaşma günüdür. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s) biz
müminleri şöyle tarif etmektedir: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede
tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir beden
gibidir.” (Müslim, Birr, 66.)

İSTİKLAL marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Ramazan duasında dediği gibi;
Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine,
Kaldır aradan vahdete hâil ne ise;
Yâ Rab, şu asırlarca süren tefrikadan,
Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se.
Mademki verdin bize bir rûh-i nevîn...
Yâ Rab, daha bir nefha-i te’yîd insin!


Deprem ve selde ahirete irtihal eden kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan bir kez daha rahmet, yaralı olanlara acil şifalar
diliyorum. Yüce Rabbimiz, aziz milletimize ve bütün insanlığa bir daha böyle acılar göstermesin. Ramazan ayının
rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun. Allaha emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seyfullah Çakır Arşivi
SON YAZILAR