Yaşar Yeşilyurt

Yaşar Yeşilyurt

Ya futbol olmasaydı

            Türkiye nefesini tutmuş Çarşamba günü oynanacak Türkiye Almanya yarı final maçını bekliyor. Aslına bakarsanız futbola o kadar da aşina olmayan benim için, Avrupa şampiyonası büyük bir heyecan yarattı dersem şaşırmayın, zira milli duyguların coşkusuna bende, kendimi ne kadar uzakta tutsam da bu kırılma anına engel olamadığımı belirtmeliyim. Bende herkes gibi Çarşamba gecesi televizyonun başında maç izliyor olacağım. Gerçi bu herkes gibi lafı canımı fena halde sıksa da bu var olan gerçeği değiştirmeyecek.

           Futbolla ilgili televizyonlarda yapılan sosyolojik, felsefi, tarihi, antropolojik, teolojik, yorumlara fena halde canım sıkılsa da bazen dinlemekten de kendimi alamıyorum. Doğrusu futbolla hayat arasında derin felsefi bağlar kurup can sıkmak da istemiyorum. Futbolu bir seyirlik oyun olarak görüp, ayaklarımı uzatıp seyretmek istiyorum. Bazı insanlara maç izlediğimi söylediğimde, sanki Sezar"a ihanet etmiş Brütüs yerine koyarak "sende mi Brütüs" edalarına ya da "daha entelektüel işlerle uğraşsana kardeşim" tavırlarına da fena halde bozuluyorum. Sanki o vakitlerde herkes kitap okuyor da bende basit bir eğlencelik olgu için ayaklarımı uzatmış basitleşiyorum. Ne yapalım bütün zamanını insanlık için geçiren insanlardan biri değilim, öylede olamayacağım, öyle bir iradeye de sahip değilim. Aslına bakarsınız futbolun benim için öyle çok anlamlı bir yanı yok, seyretmekten keyif aldığım, deşarj olduğum bir oyundan ibaret sadece. Öyle stadyumları modern çağın kutsal tapınakları ve oyuncuları da rahip ya da havari olarak görenlerden de değilim. Ancak futbolu ilkel bulanlara da cevabım hazır olmasına rağmen saygı duyuyorum. Herkes kendine göre futbolla ilgili küçük heyecanlar çıkartabilir. Ama şunu söylemek lazım herkes edebine göre adabına göre maç izlesin izlemeyenlerde aynı şekilde izleyenlere saygı duysun efendim. Ev hanımlarının erkeklerin maç izlemelerinden şikâyetçi olmalarını bilmeme rağmen onları da anlıyorum. Ama kendileri açısından da iyi bir gözlem yapma fırsatını da ellerine vermiş olduğumuzu söylemeliyim. Çünkü bir erkeğin maç izlerkenki hali en zayıf halidir. Bu durumu değerlendirsinler bence.

          Futbol felsefeyi öldürür mü? Eski yunanda erkekler futbol olmadığı için konuşacak konu bulamadıkları için mecburen kendilerini felsefeye ve metafizik konulara vermişler. İşte size bir tartışma konusu, mucize laflarının cirit attığı bir ortamda, işte size teolojik ve felsefi bir tartışma. Ama ne olur maçların bitmesini bekleyelim. Tartışmayı sonra yapalım. Ayaklarımızı uzatıp bu küresel oyunun keyfine varalım. Abartmayalım. Ama ne o herkes silaha sarılıyor. Maçtan sonra herkes adabına göre hareket etsin. Çocuklar uyuyorrrrrrr!!! Lütfen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Yeşilyurt Arşivi
SON YAZILAR