YARIN SEÇİM OLSA YA DA GELEN TEHLİKE
Yarın seçim olsa, alınacak oy oranı bellidir.
%52-55 ile Akparti iktidar, %23-25 ile, CHP Ana muhalefet, %11-12 ile de MHP meclistedir.
HDP nerede diyene şaşarım.
Terörün siyasi uzantısı olan bu parti müsveddesi eğer; bırakın barajı aşmayı, baraj sınırına yaklaşırsa; tamamen Akparti'nin hatalarından dolayıdır. Asla HDP’nin kendi başarısı değildir.
Kendisinin normal şartlarda alacağı oy % 5-6 ' yı geçmez ve geçmemelidir de...
Kısa vadede; mevcut parti ve liderle bu oranın değişecebileğini düşünenler , şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yanılmaya devam edeceklerdir…
Bu oranın değişmemesnin sebepleri olarak şunları sayabiliriz.
Kamu oyunda dikkat çekecek kadar Akparti’ye alternatif olabilecek, partilerin olmayışı…
13 yıllık dönemde, sayın Erdoğan’ın yerini doldurabilecek çap, güç ve disiplinde muhalefet lideri yokluğu,
Muhalefetin, partilerini kayyuma düşürecek kadar ne yapacağını bilememe, alternatif üretememe kısırlığı v.b. sebeplerdir.
Ülkemiz ve çarpık da olsa demokrasimiz için asıl tehlike ise:
Güç zehirlenmesi yaşayan, gittikçe istibdadi bir anlayışa bürünen, kendi hatalarını, eksiklerini bile başkalarına yükleyip sıyrılabilen bir iktidarın; gittiği gün yerini alabilecek demokratik bir örgütün ( Parti) olmayışıdır.
Cumhuriyet tarihimizde, güçlü iktidarlar daima bu ve benzeri sebeplerle gitmişlerdir ancak yerlerine demokratik güçler değil, daha baskıcı daha zararlı güçler iktidar olmuşlardır.
Ya da davul boynunda olan ama tokmak başkasının elinde aciz partiler hükümet olmuşlardır….
Örnekleyecek olursak ; DP’li Merhum Menderes sonrası, 1960’dan 1980’e kadar 20 yıl çalkantılı ve kayıp yıllar ve peşinden gelen 1980-83 arası cunta yönetimi ve yine yağma ve kayıp yıllar.
Anap’lı güçlü Özal merhumdan ( l983-89) sonra gelen 1989- 2003 koalisyonlarla , 28 Şubat cunta yönetimiyle kayıp yıllar…
2003 yılında gelen AKPARTİ’li ve ekip ruhlu güçlü Erdoğan dönemi 2003-2011 dönemi; bir çok sektörde güzel hizmetler, başarılı referandumlar dönemi…
2011 yılından sonra; yörüngesinden çıkmış, milletin çaresizliğinden, alternatifsizliğinden yine yüksek oy oranlarıyla ancak; hukuksuzluklarla, yolsuzluklarla, iç ve dış politikada iflaslarla devam eden güçlü gibi görünen bir iktidarla devam etmekteyiz!
Politikada meşhur üç mektup hikayesi vardır.
Birinci mektup; geçmişi kötüle…Yapıldı ve bitti.
İkinci mektup etrafını kötüle… Yapıldı, yapılıyor ve bitmek üzere!
Üçüncü mektuba sıra gelmeden; Milletimizin umudu olan Akparti’nin, eski Milli ve Manevi ekip ruhuna dönmesinden başka çare yoktur.
O ruha dönmezse, üçüncü mektubu yazmanın zamanı hızla yaklaşmaktadır.
İşte o zaman; Ülkemize, umutlarımıza, geleceğimize yazık olacaktır!
Ya da milletimiz güçlü bir alternatif çıkarır inşallah…
Hızlı giden şoförün aşırı ışıkta yaşadığı geçici körlük gibi bir durum söz konusudur günümüzde…
Bu gidiş ya duvara toslar ya da elinden tutacak birine muhtaç olur !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.