Ömrümün çok kısa bir süresi, ilk gençlik yıllarım "Ülkü Ocaklarında" geçti ve o günkü ruhu halen arıyorum, yok, kaybolmuş, bulamıyorum!

Tam 20 yılım da "Milli görüş" çizgisinde geçti ve gece gündüz okudum, araştırdım ve o ruhu halen arıyorum, yok, kaybolmuş, bulamıyorum!

2003 yılından 2012 yılına kadar da AK Parti'deydim ve ülkeye yapılan hizmetlerin hayranıydım, o ruhu arıyorum, kaybolmuş, bulamıyorum!

Bu geçen yıllarımdan asla pişman değilim.

Tekrar dünyaya gelsem aynı çizgiyi aynı ruh ve imanla yaşamayı isterim.
Altı yıldır da elli yıldır öğrendiğim İslam'ın; nerede olduğunu arıyorum, yok, kaybolmuş, bulamıyorum!

Ve fıkıh okuyorum, tefsir okuyorum, kendimi şiire verip geleceğe bir miras bir mesaj bırakmak istiyorum...
Aradığım ruh kitaplardaymış meğer...

Toplum hayatından koparılmış, kitaplara hapsedilmiş, kendisini bu mahpusluktan kurtaracak gerçek inananları bekliyor...
Gelirler mi?
Bilemem!

Gelirler inşallah diyelim, çünkü "Va'di İlahi" haktır.
Hele de yüz yıllık bir mücadelenin, milyonların emekle

rinin, gözyaşlarının ve binlerce yıllık bir davanın üstüne çöreklenmiş, hırsızları, yolsuzları, ahlaksızları, yalamaları, goygoycuları, hukuksuzları ve zalimleri gördükçe tiksiniyorum ve "Kâfirun süresindeki; hani şu namaz suresi diye ezbere anlamadan okuduğunuz son ayet aklıma geliyor.

"Leküm dinüküm ve liye dîn"...
"Sizin dininiz size benim dinim banadır."

Çünkü benim dinim; hırsızlığı, yolsuzluğu,ahlaksızlığı, zulmü, haram yemeyi, zinayı, içkiyi, kumarı "haram" diyor.
 Hele de yetim hakkı yemeyi, beytülmale çökmeyi lanetliyor...
Adaleti emrediyor.
 Sözde adaleti değil özde adaleti emrediyor.
Sizde bunların zerresi yok.
Yeni dininiz, "Rabbena hep bana" fıkhı üzerine...
O halde ben sizin, yeni dininizden uzağım!
Çünkü ben Kur'ana ve sünnete, okuduğum fıkhi hükümlere iman eden bir Müslümanım.
Sahi siz hangi dindensiniz? 
Hangi mezhebin akaidine, fıkhına tabiisiniz?
Bu, uydurduğunuz yeni dinin adı ne?