Soma'da acı, Soma'da toprak altında insanlar, ülkenin büyük bölümünde bir kişi kurtarılır diye beklenti. Orada saatlerce yorgunluk nedir demeden çalışan insanlar. Anneler ,babalar, kardeşler, çocuklar bir umudun peşinde, ülke tarihinin en büyük felekatlerinden biri yaşanırken , dünya buradan gelecek olan iyi haberleri beklerken acı daha da katmerleşiyor.Toprak altından cenazeler çıkartıldıkça , bir ümit deyip tekrar madene girildikçe başka cesetlerle geriye dönülüyor. Tüm ülkenin yanı sıra dünyanın gözü burada iken ülkemiz içinde yaşanılan olumsuzluklar bu kadarına da pes dedirtmektedir.İlk gün herkes acıyı yaşarken, ülkenin önde gelen gazetelerinin yazarlarından bir kaçının uğraştığı konuya bakıldığında insanların ölümlerle ilgilenmediğinin dertlerin başka olduğu ortaya çıkıyor. Bu günlerin ülke için harç olması gerekirken bunu sabote etmeye çalışıp sonra acının siyasete sokulduğunu anlatmaya çalışmak ne kadar ahlaki bir yaklaşımdır sorgulanması gerekmektedir.Gazetecinin sosyal medyada ki çığırtkanlığı,''14 Mayıs Çarşamba yer …….. sokağa çık,''Sokakta yapılacak olan normal bir protesto gibi görünmekte iken, sokağa çıkıldığı zaman anormallikler başlıyor. İlk saldırılan kişi devletin polisi,sökülen kaldırım taşları, tahrip edilen kamu malzemeleri, havai fişekler, maskeli, sapanlı eylemciler ve eylemin adı Soma'ya destek eylemi. Soma'da ne var o esnada, göz yaşı, umut, bekleyiş, acı.Bunu gören halkın tepkisi ne olur sizce, eylemlere karşı bir duruş. O nedenle yoldan geçmekte olan kadın ,polisin yakaladığı eylemciye tokat atıyor. Bunu görmek, bunu anlamak gerekiyor. Cumhuriyet mitinglerine bakın, sonraki sokak eylemlerine ve sonuçlarına bakın, yaptığınız eylemin karşılığı size tepki olarak dönüyor. Amaç olay olsun bizde çıkıp kurtlarımızı dökelimse kimse kusura bakmasın, siz kurtlarınızı döktüğünüzü sanırken birileri sizi daha çok kurtlandırmaktadır.Hala daha farkedemiyorsunuz ,kullanılıyorsunuz. Ülkenin ters giden bir gündemi varsa ,sizler sokağa çıkıp yakıp yıkmaya başladığınızda o gündem unutturulmakta ve bunu sağlamaya çalışan insanların ekmeğine yağ sürmektesiniz. Soma'da göz yaşı varken eylem adı altında polise taş atıldığında kimse sizi haklı görmüyor. Vatandaşı sokağa davet eden gazeteci masasının başından olayları seyredip gündem oluşturmaya çalışırken onun derdi Soma'da ağlayan bir evlat veya eş değil.Bir başka gazetecinin paylaşımı,'' Soma'yı son seçimde Akp kazandı.''Nasıl bir anlam çıkartmamız gerekiyor,'' o partiye oy verdiniz işte sonunuz bu ''mudur diyelim, ''kazandırdığınız için başınıza bu olay geldi mi ''diyelim. Farkındamısınız bilmiyorum ama bu tavırların halkı kutuplaştırdığını bekliyorsunuz ya. İşte taraftarınız olanları da kendinizden soğutuyorsunuz.Ülkelerde iktidarlar sevilmeye bilir, adını demokrasi koymuşsanız ve buna inanıyorsanız, sandık başında bunu kazanmalısınız. Kazanamıyorsanız kendinizi sorgulamanız gerekmektedir. Olaylara ben bunu beğenmedim sokağa çıkar eylem yapar belki düşürürüm mantığıyla bakarsanız, yarın siz iktidar olduğunuzda diğerleri aynı yöntemi kullanacak, daha açıkçası kullandırılacak. Bu ülke şuanda iktidarda olan kişilerin değil, bu ülke 77 milyon insanın ülkesidir. İktidarlar gelip geçicidir.Önemli olan acıda birlik olabilmektir. Acının çimento görevini yapmasına müsaade etmeliyiz. Orada ölen insanlar bizim vatandaşımız, bizim insanımız, bizden birileridir. Bu dönem Akp, Chp, Mhp , Bdp, Alevi, Kürt, Türk, Sunnı, gömleklerimizi çıkartıp bir kenara koyma zamanıdır. Bu zaman ayrışma yada kücük hesapların peşinde koşma zamanı değil, vatan için, bayrak için, birlik olma zamanıdır.