Yaktınız insanları, halk,  vatan için diyerek gönüllü koştu meydanlara da kendi askerinin onu şehit edeceği hiç aklına gelmemişti. Karşısında kontrolden çıkmış kandırılmış insanlar vardı. Ülkesine en büyük hançeri sırtından vurmak adına çıkmıştılar yola, gözleri hiç bir doğruyu görmüyordu, onlar aldıkları emri yerine getirmenin derdindeydi, ama bilinçli, ama bilinçsiz. Sonuçta vatan uğruna yüzler kişi şehit olurken,  ağzından salyalar akıtan, hoş görüden bahseden bir oluşumun vatanını yıkmasının önüne geçmekti amaçları ve başardılar.
Beyniniz öylesine yıkanmıştı ki, uğruna namusunuz üzerine yemin ederek and içtiğiniz bayrağın gönlerden inmesini bile umursamayacak kadar kontrolden çıkmıştınız. Amacınız başarıydı, hesap sadece size aitti, ama  başkalarınında hesabı vardı. İşte o başkaları bu topraklar üzerinde gönül birliği yapmış halktı. Fransa'da bir terörist,kamyon ile halkı ezerken, siz tanklarla, helikopterlerle, uçaklarla , silah ile ,askeri güç ile kendi halkınızın üzerine kan kusuyor dunuz, ne farkınız vardı o teröristten, ne farkınız var ülkenin yıllarca uğraştığı terör örgütünden. Demek ki, sizden daha büyük bir hesap sahibi vardı.
Yaktınız insanları, hayatlarını kararttınız belki ama onlar sizin kadar inançsız değildiler. Sizlerde inanç yoktu, inancınızda sahte idi. Eğer içinizde vatan sevgisi, millet, bayrak sevgisi , Allah korkusu olsaydı , bir kuklanın uğruna kendinizi yakmayacak tınız.
Sizde ki uyuşturulmuş beyinler içinizdeki cesareti de öldürmüştü. Karşınıza halk çıkınca , namusum dediğiniz silahları bile bırakarak kaçtınız. Her işte bir hayır vardır diyerek bakıyoruz olaylara. Belki de farkında olmadan devlete karşı çok büyük bir hizmette bulundunuz. Ülke, içinde ki kanserleşen hücrelerden kurtuluyor. Yeni bir yapılanmanın içine giriyor, tek duamız,ülkenin  güçlenerek  yoluna  devam etmesidir.
Çok kişiden dinledim,benim fikrimde de bir değişiklik yok, eğer bu olayın içinde babam olsaydı, yine karşı duracaktım . Çünkü bu bir babanın, bir din adamının, bir ideolojinin uğruna feda edilecek dava değildir  . Bu dava yıllar sonra bile doğacak olan çocukların davasıdır. Onların geleceğidir, onların kaderidir bu vatan toprakları.
Devletin silahını, o devletin halkına çevirdiğinizde, olaylar sizin planladığınız gibi gitmez. Ellerinde sadece bayrak olan insanlar silah ile buluşturulur ve kan oluk oluk akmaya başlar. Siz öldürmeye programlandıkça onlar da öldürmeye başlar, en güzel örnek Suriyedir. Ve onlar sizler gibi zorluğu gördüğünde kaçmazlar. Kaçmadılar tanklara karşı direnirken. Sizin gibi inandığınız adama küfrederek kendilerini gizlemeye çalışmadılar. Sizin gibi Müslümanlıktan bahsederek haksız sınavlar kazanmadılar, hak etmedikleri yerlere gelmediler. Onlar sizler gibi ruhlarını satmamıştılar.
Olayın bir başka boyutu, binlerce insan görevden uzaklaştırıldı. Binlerce ailenin içine ateş düştü . '' Değdi mi ?'' diye sorun onlar da sessiz kalacaklar. Belki de ''Kandırıldık''  diyecekler. Acınası durumlarını gördükçe insan olarak üzülüyoruz. Sonrasını düşündükçe öfkemiz artıyor.
Bayrağın bir kez inerse , kimin kime hizmet ettiği anlaşılmaz , olayların farkına varıldığında ise artık iş işten geçmiş olur.  Ülke kan ağlarken,olayların bu duruma gelmesini planlayanların yüzünde ki tebessüm artar sadece, halka ise yüz yıl daha yapacağı kölelik ve göz yaşı kalır.
''Ne istediniz bu güzel vatandan'' yada soruyu değiştirelim, ''Neyiniz eksikti?'' sizlere ''Namazınızı kılamazsınız '' mı dendi ? Eksikliğiniz ekonomik olarak vardı tabi ki, aldığınız bir maaşın belli oranını gönderirken,  hiç bir şeyi sorgulamazdınız. Her sabah kapınıza bırakılan iki gazetenin aidatını öderken yarın ne olacak diye düşünmez, o gazetenin yıkadığı beyinlerinizle daha da batağa çekilirken uyanma gereği hiç hissetmediniz. Eğer başlattığınız olay sizin istediğiniz şekilde gerçekleşseydi inanın sizlerden daha fazla ağlayan aileler olacaktı.
Şimdi çevrenizde iki yüzlülük yapıp saklanmayan, içi ile dışı bir olan abi, abla bulabilirseniz sorun onlara  '' Bizim durumumuz ne olacak ?'' diye.  Yada onu bırakın onlar yine uyuşturulmuş beyinleriyle size yalan söyleyecekler, siz Suriyeyi düşünün , o duruma düşseydi ülke, neler olacaktı bu topraklar üzerinde?