Anaların Hakkı Ödenir Mi?
Bak bana! Bugün ben sensizim, kolum kanadım kırık umutsuz ve sessiz. Senin sevgini, şev katını o sıcacık kucağını çok çabuk mu özledim benim gül yüzlü, mis kokulu anam. Sen bana korkusuz deli oğlum derdin hiç haksızlığa eğilmediğim için çok çabuk parlar ama çok çabukta severdim. Bana rüzgâr gibisin be oğlum derdin her işini çok çabuk ve her şey yerli yerinde olmasını istediğimden rüzgâr oğlum derdin. Çünkü benim kırgınlıklarım rüzgâr gibi gelip geçerdi, sen bana hiç kin ve nefreti öğretmedin sevgiyi sevmeyi öğrettin.
Bazen de bu huyumdan ötürü bana kızardın sen öğretin bana bunları dediğimde sen büyüyünce anlarsın bunları derdin meyer ben şimdi büyümüşüm farkında değilmişim senin varlığında büyümemişim hiç.
Beni biraz farklımı severdin bilmem hep babama benzetirdin babama da selam söyle anacığım. Çocuklara hiç kızma derdin çocuklarımı da oğlumun evlatları diye severdin senin sözünü tutacağım hic aileme çocuklarıma kızmayacağım benim mis kokulu gül yüzlü anacığım.
Babam nasıl? Babacığıma selam söyle oğlumuz şimdi büyüdü hey de geceleri kapıları açtırırdın bana baban geldi al odaya babanı bana bir demet gül getirdi derdin de açtırırdın kapıları bir demet gül başucunda alda kokla kokla da babamı sevdiğin kadarda benide sev gül yüzlü anacığım seni biraz kıskandım. Çünkü şimdi sen babamın yanındasın ama olsun siz şimdi berabersiniz ebedi hayatta hep birlikte olacağız elbet.
Sizlere teşekkür ederim bana sevgiyi saygıyı öğrettiğiniz için saygıya sevgiye değer vererek güçlükler karşısında yenilmeyen sabırlı dayanıklı yetiştirdiğiniz için babacığım ve anacığım sizlere çok teşekkür ederim.
Ama çok mutluyum beni orada iki seven bekleyenim var hasretim size elbet ebedi hayatta buluşacağız elbet hak Teâlâ ikinizi de şeefaatına kabul eder inşallah her sabah gün ışımadan Allahıma dua ediyorum sizleri cennetine mükâfatlandırır inşallah.
Saygı değer okurlarım sizler ile uzunca zamandır dertleşemedik beni bağışlayınız anacığım son bir aydır bayağı rahatsızlandı geceleri uyuyamıyordu hep konuşmak istiyordu o pek konuşmayan anam canım daralıyor derdi hastalık aramadığın kadar en son da yaşlılık hastalığı olan alzaymır"a da tutuldu bir şey yapamamakta zordu onun içindir ki başka bir şey düşünemiyor insan. Fakat yaşam devam ediyor işte bak dünyanın kanununu böyle koymuş yüce yaratan anaların hakkı hiç ödenir mi?
Benim anam dört yaşında gelmiş Samsun"a. Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı toprakları kaybedildikten sonra müttefik güçler Osmanlı topraklarını bölmüşler bir Türk şehri olan Selanik"ten kopartılıp mübadele ile Samsunun köyüne yerleştirilmişler. Annemin babası da 3 yıl savaştan sonra tekrar ailesini bulmuş ve yerleşmişler Samsun"a. Yokluk ve savaş yılları zamanı yemeye ekmek yok, yokluk yoksulluk diz boyu, ekini döven ile harman yaparlarmış günlerce tarlayı kara sapan ile sürerlermiş gardık gardık. Rahmetli anacığım döven ile buğday yaparken çocukmuş bir tek oynayacak şeyleri gökyüzündeki yıldızları saymakmış. Sabah erken kalkar fırınında ekmeğini pişirir, ineğini sağırır bir taraftan da tarlada çalışmak için çıkıntısını hazırlardı. Çorbalar pişer, çaylar demlenir, sütler pişirilir sofra hazırlanır öyle kaldırırdı bizleri. Çünkü o tarlaya da gidecekti. Ailesinin nafakası için çalışıp katma değer de üretecekti devletine. Tarlasında işini bitirip akşam olunca da evine dönerdi güzel anacığım bizler kapının önünde onu beklerdik. Yediğimizle, içtiğimizde hep onun alın teri vardı. Hiçbir şey yoktu ki emeği olmasın. Boş zamanlarında çorap örerdi ayağımıza giydirmek için. Yırtık pantolonlarımızı gömleklerimizi dikerdi. Kül ile de dere kenarında çamaşırları yıkaması cabası. Hiç yorulmazdı, hiç de bıkmazdı sevgisini, şefkatini de vermeyi hiç ihmal etmezdi. Çünkü o bir anaydı. Böyle bir ananın hiç hakkı ödenir mi saygı değer okurlarım? Tabii ki bu sadece kısa bir özetti. Gece ağladığımızda sırtına alır gezdirir, kucağında şefkatini gösteren, her şeye rağmen sevmeyi ve sevilmeyi öğreten bu analar, babalar unutulur mu sevgili saygıdeğer okurlarım?
Bugünlükte yazıma son verirken emeğe saygıdan, insana sevgiden yaşamın gayesi ve mutluluğundan ana gibi yardan, bizi yetiştiren babaların emeğini ödeyemeyiz. Saygı ve sevgilerimle hoş cakalın. Biraz kafam karışık cümleleri toparlayamıyorum kusura bakmayın.