Bucaspor ve Bursaspor'u destekliyorum
Zaman zaman Samsunspor maçları öncesi sevgili Özgür Kalanbak ile maç toplantısı yaparız. Buca maçı öncesi ikimizde Samsunspor'un kaybedeceğini hissetmiştik. Benimki hissiyattan da öte realite idi çünkü 15 gün önce Bucaspor'un Adana deplasmanındaki 3-0'lık zaferini izlemiştim tv'de. Samsunspor-Buca maçını seyredemedim ama takip ettiğim geniş özete göre Adana-Buca maçının kopyası olmuş. Bol pozisyona giren ancak hiçbirinden yararlanamayan takımımızın, kale önünde gerçek bir "striker" eksikliği böyle büyük maçlarda ortaya daha çok çıkıyor. Savaş'ın iyi bir forvet olmasına karşın, saç baş yolduran son vuruş beceriksizliği takımımıza sezonun geri kalanında sıkıntı yaratabilir. Tabi bir de Ahmet Şahin vakası var. Maçın son saniyelerinde gördüğü gereksiz kırmızı kart hem de geçici olarak olsa da kolunda kaptanlık pazubandı varken, neyin gösterisiydi acaba? Giresun'da önce Allah'a sonra Okan'a emanet etti bizleri.
Buca maçı öncesi en büyük umudum Buca kaptanı Yılmaz'ın cezası nedeniyle kadroda olmamasıydı zira Bucaspor, Yılmaz oynadığı zaman bir basketbol takımını andıran şekilde hucüm ediyor tüm toplar Yılmaz üzerinden servis ediliyordu. Ancak korkum ise Bucaspor'un hucüm varyasyonlarında neredeyse % 100'e yakın bir başarı sağlaması ki nitekim korktuğum da başıma geldi. Bizim sıfır çektiğimiz bir maçta rakibin ataklarından %100 verim sağlaması manidar.
Ben Bucaspor'u alkışlamak istedim bu satırlarda. Nedenlerini tek tek sıralayayım. Öncelikle Buca ilçesinden bahsetmek lazım. İzmir'in merkezi ve ilçelerinin neredeyse tamamı ya doğal güzelliklerden,ya turizmden, ya da sanayiden nemalanmışken; Buca İzmir'in en fakir ilçelerinden birisi, üniversite-cezaevi vs. gibi şehirdışında tutulmak istenen ne varsa Buca'da. Bucaspor'da İzmir'in garip takımı aslında. Bizi 3-0 yendikten sonra resmi sitelerinden "kıskananlar çatlasın" diye yazmışlar. Bize değil tabiki, başarılarını bıyık altından kıskanan ve 2.sırada 7 puan farkla devam etmelerine rağmen hala onlara inanmayan İzmir'i çatlatmanın derdindeler. İstanbul gibi İzmir'in de sözde 3 büyüğü var : Göztepe-Karşıyaka ve Altay. Basın, kamuoyu, işadamları vs.. gibi kent dinamikleri bu 3 takımın etrafında pervane oluyorken, Bucaspor'un başarısı görmezden geliniyor, yerel gazetelerde dahi gereken yer verilmiyor. İzmir'in sözde 3 büyüğü sırtlarını zengin iş adamlarına yaslamış, borç yükü içinde federasyon iteklemesi ile giderken; Buca'da öyle bir sistem var ki yaprak kımıldasa yerine hemen bir yenisi geliyor. 90'lı yılların başında kurdukları sabırlı sistemin meyveleri 2010 yılında geliyor. Özellikle son 2-3 senede hızlanan sistemleri; birçok yönetim-başkan-teknik heyet ve futbolcu hatta hatta belediye başkanları gördü. Ama öyle makineleştirdikleri düzenleri ile sadece isimler değişiyor, şablon A takımda da aynı devam ediyor, 8-10 yaş grubundaki takımda da.
Bir de taraftarları var tabi. Bucaspor; gençlerin ve esnafın takımı Buca'da. Ama kendilerini geliştiriyorlar, tribünleri rengarenk, tribün ürünleri olarak çok ilerideler. Ayrıca centilmen bir taraftarları var. Karşıyaka ve Altay'ın iç saha maçlarında bir grup taraftarla destek veriyorlar. Buca'ya giden takımları çok iyi ağırlıyorlar, Buca'ya giden Samsunspor taraftarları hatırlar. Ve Samsun'da açtıkları pankart, 20 Ocak'ı unutmamaları çok etkileyici. Kimler geldi kimler geçti o deplasman tribününden, kim yaptı böyle beyefendiliği?
İzmir'in takımı olduğu için değil , doğruları yaptıkları için Bucaspor'un ilk 2 sıradan süper lige çıkmasını diliyorum. Bizden geçti bu sezon, bari hak eden bir takım sevinsin.
* * *
Bir de Bursaspor'un dörtnala şampiyonluk yürüyüşü var. Yanlış anlaşılmasın sadece Anadolu takımı olduğu için destek vermiyorum Bursaspor'a bu yolda. Geçtiğimiz senelerde Sivasspor'da şampiyonluk yarışına katılmıştı ancak sempati duyamamıştım onlara. Karda,buzda fizik gücü ile aldıkları puanlarla devam ediyorlardı ki,-iki senedir aynısı oluyor- bahar geldi, buzlar eridi, Sivasspor'un takkesi düştü, şampiyonluk yarışından koptular. Bu sene Avrupa standartlarına getirdikleri zeminleri onları ligin dibine doğru sürükledi. Ama Bursaspor öyle değil, tüm şehir kenetlenmiş durumda ve sahada oynanan güzel bir futbol var. İstanbul'un sözde büyüklerinin ve Anadolu'nun sözde abisinin başkanları Bursaspor'un başarısına gölge düşürmek istiyorlar daha şimdiden.
Bursa kentinin sadece beşte biri Bursa'nın yerlisi. Ancak tüm şehir Bursaspor'un başarısına kenetlenmiş durumda. Umarım Bursaspor şampiyon olur ve kozmopolit bir kent nasıl olur da futbol sayesinde tek yürek haline gelir tüm Türkiye'ye gösterir.
Özellikle de bizim gibi bir şehre...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.