DEMOKRASİ
''Ülkede iki kez halk birlikte oldu, bunlar Kurtuluş savaşı ve Kıbrıs savaşıdır. Üçüncü kez halkın birleşmesi gezide olmuştur.'' Dedi bir dönemin solcusu. Belli ki ideolojik yönü fazla abartılmış televizyon kanallarını etkisinde kalınmıştı. Kimler birlik oluşturmuştu gezi parkında, değişik sol örgütler, bir ara onlara destek veren Bdp, ideolojik yaklaşımları sol olan sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve sanatçıların yanı sıra dış basın.
Kurtuluş savaşında dişe diş bir mücadele vardı, Kürt'ü, Çerkez'i , Gürcü'sü, Muhaciri, Arnavut'u, Arap'ı , Alevi'si, Sunni'si orada mücadele etti, gezide devletin polisine karşı bir mücadele vardı. Yakılan, yıkılan devlet araçları, kamu malları, özel araçlar. Bunun adı demokratik hak arayışı idi. Öyle ya, Ankara'nın göbeğinde, Abd konsolosluğuna bomba atan örgüt, o esnada terör örgütü iken, gezi olaylarında demokratik hak arayan grup adını almıştı. İşte bize yutturulmaya çalışılan demokrasi anlayışı bu idi. Kime göre? neye göre demokrasi? fikrinin sorgulanması gerekmektedir.
Irak için uygun görülen demokraside milyonlarca insanın ölmesi, kaos ,parçalanmayı anlatırken, kazanılmış demokratik hakların karşılığı ise giden petrol ve ülke kaynaklarının birilerinin emrine sunulmasıydı.
Eylem yapılan illerdeki eylemci, şehir nüfus oranına bakıldığında, birliktelik tam olarak ortaya çıkmakta idi. Bunu nasıl görmek istiyor iseler ekranlarda öyle yansıttılar. Bir dönemin ünlü aczimendileri vardı, 20 kişilik sakallı ve asalı tarikatçının tüm ülkeyi istila etmişçesine her gün ekranlarda arzı endam etmesiyle, ayarı kaçmış gezi eylemlerinin görüntü ve içerik bakımından hiçbir farkı yoktu.
Kurtuluş savaşı yada Kıbrıs savaşı yüz yıllarca sonra dahi heyecanla anlatılırken, gezi olayları sadece Google yazıldığında anımsanacaktır. Bu son yazılan öz olmadığı sürece halkları birleştirdi kelimesi abesle iştigalden ileriye gitmemektedir.
Demokrasi kelimesi, emperyalizmin kullandığı enstrümanlardan bir tanesidir, siz halk oyuna baş vurur, seçim yaparak başa geçersiniz, bunun adı başka ülkede demokrasi iken, eğer emperyalizmin amacına hizmet etmezseniz, faşistsiniz yada diktatörsünüz,istediğiniz kadar demokrasiden bahsedin,sistem sizi yalancı çıkartır. En canlı örneği Mısır'dır bu yaklaşımın. Gezi eylemlerinin bir deneme olduğu aşikardır. Oysa seçimle başa gelen bir iktidar var, onu zorla oradan indirmenin demokrasi ile uzaktan yakından bir bağı yoktur. Unutulmamalıdır ki bu tür hak arayışları, yada hükümet düşürülmesi herkese sempatik gelmemektedir. Düşen hükümetin taraftarlarının aynı sonu sizin için hazırlamaya başlayacaklarını aklınızdan çıkartıyorsanız, sizler aklınız kullanmıyor, birinin dümen suyunda gitmektesiniz tezi, doğruluk kazanıyordur.
Ülke olarak sürekli kutuplaşırsınız, sürekli çatışma alanı oluşturursunuz. O zaman gelişim adına, halkına hizmet sunma adına her hangi bir adım atamayacağınız için, sadece başınızı kaldırıp çevrenizi görmeden, kısır bir döngünün içinde debelenip durursunuz. İşte emperyalizminde size uygun gördüğü davranış şeklide budur. Asla gözünüzü açmayın, düşünmeyin, geliştirmeyin,üretmeyin.
Yapacak olduğumuz şey çok basit, tarihe bakacağız, ne zaman ayaklarımızın üzerinde durmaya çalıştığımızda hangi olumsuzluklarla karşılaştığımızı görebiliyorsak, ülkemiz için oynana oyunları görmeye başlamışız demektir. Tek hedefimiz ülke içinde birlik, beraberlik ruhunu yakalayıp, daha ileriye bayrağımızı taşımak olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.