El Classico
Bir deplasman klasiği daha oldu, Adana'dan yine boynumuz bükük dönüyoruz. Geçtiğimiz sezon bu sıralarda aldığımız Altay galibiyetinden bu yana deplasmanda 3 puan alamadık. Samsun'a yakın kentlere Karadeniz iklimine gittik kazanamadık, Ege-Akdeniz'in sıcak deplasmanlarına gittik alamadık, İstanbul-Ankara gibi büyükşehirlerde ev sahibi gibi oynadık alamadık, soğuk bozkır iklimlerine gittik kazanamadık. 7 bölge, 81 kent; nereye gidersek gidelim bu psikoloji ile kazanmamız mümkün değil. Maçı radyodan dinliyorum, Adana'da maçı bizlerle paylaşan Fatih arkadaşımızın sesi 90 dakika boyunca yükselmiyor. Demek ki takımımız adına heyecanlandırıcı bir pozisyonumuz yok. Az farkla dışarı çıktı, üstten aut gibi cümleleri de işitemedik 90 dakika boyunca. Haşır neşir olduğumuz kelime öbeği ise "pas hatası, yine pas hatası." Maça geçmeden önce Şirinler'den bahsetmemek olmaz. Kendi imkanları ile zor deplasmanlardan birinde daha takımın yanında oldular. Sadece takımlarını desteklemek için orada olan taraftarlarımıza yine çirkin saldırılarda bulunulmuş. Samsunspor taraftarı hemen hemen her deplasmanda az-çok var oluyor ama iç saha maçlarında pek deplasman takımı göremiyoruz stadımızda. Deplasmana turistik gezi gibi giden Samsunspor ahalisi bu anektodu hiç düşündüler mi acaba kafalarında!
Dünkü karşılaşmayı takip etmek için Gaziantep'ten Adana'ya giden Sercan Bayram arkadaşımı aradım maçtan sonra fikirlerini almak için. Dediklerini aynen iletiyorum sizlere : " Maça iyi başlıyor gibi gözüktük, maçın başında da Turgut ile net bir pozisyon yakaladık yararlanamadık. Ardından Adanaspor gerektiği kadar oynadı, defansın hatasından kazandığı penaltıyı gole çevirdi ve ipleri elinde tuttu. İkinci yarıda suni bir baskı yarattık, şişirme toplarla ancak 1 pozisyon bile bulamadık, çok pas hatası yaptık, takımda Murat ve Turgut dışında birşeyler yapan yoktu. Serkan Eyüboğlu ve Ömür Ejder maça çok kötü başladı nitekim hoca erkenden oyundan aldı ikisini. Volkan beklediğimiz Volkan değildi. İkinci devre verdiğimiz açıklarla Adana farka gidebilirdi, karşı taraf çok kaçırdı." dedi. Takımın oyun disiplini ve oyun içi etkinliği hakkında soru sorduğumda ise aldığım cevap manidardı : " Kardeşim şimdi benim dilim dönmez o işlere, sana şunu söylesem beni anlarsın sanırım. Samsunspor klasik deplasman oyununu sergiledi, haftaya İzmir'de görürsün zaten" dedi. İşin korkutucu yanı da buydu zaten, Samsunspor'un deplasmanlardaki kötü futbolunu gelenek haline getirmesi ve bunun zamanla fobi olmaktan çıkıp takımın kimliğine işlenmesiydi!
Çok iyi deplasman karnemiz varmış gibi şu dar zamanımızda, haftaya Buca'dayız. Ardından iki senedir gol dahi atamadığımız bu ligde bize en ters gelen takım olan Giresun'u içeride ağırlıyoruz. Bu uğursuz geleneklerimiz devam ederse 3'te 0 çekmemiz uzak değil. Artık tabuları yıkmanın ve ayağa kalkmanın zamanı geldi de geçiyor. Tekrar söylüyorum ; klasik haline gelen deplasmandaki korkutucu oyunumuz böyle devam ederse, Samsunspor'un iç saha performansı bir sene daha bu takımı ligde tutmaya yetmez !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.