27 Haziran 1976'da Paris-Telaviv seferini yapmakta olan Air France uçağı teröristlerce kaçırılarak Uganda'nın Entebbe Havaalanı indirilir.Teröristlerin ikisi Filistin Kurtuluş örgütü mensubu diğer ikisi de Alman Baader Meinhof çetesi üyesi 4 kişidir.

Teröristlerin lideri Wilfred Boese dir. Bağlantılı olduğu kişi ise İlich Ramirez Sanchez kısaca Çakal Carlos.Çakal Carlos tüm istihbarat örgütleri de takip edilir fakat yakalanamaz, MOSSAD ile bağlantılı olduğu bilinmektedir.

Uganda'da Albay olan İdi Amin, İsrail ile yakın ilişkilere girer, karşılığında İsrail tarafından ödüllendirilir.Uganda'da gerçekleştirilen bir darbe ile İdi Amin ülkenin başına geçer.İdi Amin ülkenin başına geçtikten sonra İsrail karşıtı olarak görüntü vermeye başlar.

MOSSAD'ın adamı olan Çakal Carlos , Uganda’ya uçağın kaçırılması sağlar.İsrail  istihbaratı, Uganda hava alanında uçağa müdahale eder, teröristleri etkisiz hale getirir ve yolcular kurtarılır. Tüm dünyada müthiş bir gövde gösterisidir bu.

Olayın aslı ,Çakal Carlos kendi arkadaşı ile Filistinlilerin anlaşmış oldukları yere uçak kaçırılarak indirilir. İsrail destekli bir darbe ile ülkenin başına geçen  İdi Amin kendi sınırları içerisinde operasyon yapılacak uçak için  işi ağırdan alarak uçağa müdahale edilebilme zamanını sağlar, İsrail istihbaratı uçağa müdahale eder .

Tüm dünyaya İsrail'in büyüklüğü gösterilir.Organize operasyon dünya basınında gündem olur..MOSSAD , teröristleri  kullanmış, Uganda'nın başına kendi adamını yerleştirmiş ve psikolojik savaş kazanılmıştır. Bu istihbarat başarısıdır,

Mısır, kaçırılan uçağı için Atina’da böylesi bir operasyon gerçekleştiriyor ve 30 üzerinde özel yetiştirilmiş adamının cesedini tabutlar içinde geriye alıyor.

Ülkemizde MİT başına Hakan Fidan getirildiğinde ilk karşı söylem İsrail’den daha sonra FETÖ , mensuplarından geldi. O tarihlerde cemaat mensupları değişik sosyal medya hesaplarından sürekli karşıt paylaşımlarda bulunarak MİT başkanı hakkında kara propagandaya başlar.

MİT yasasında yapılan değişikliklerle yurt dışı operasyon birimleri hayata geçiriliyor.

İlk operasyonlar, Afganistan,Arnavutluk,Azerbaycan, Irak,Kazakistan, Kırgızistan,Kosova, Makedonya, Pakistan, Somali, Sudan,Suriye ve Ukrayna’da yapılıyor. Bu ülkelerden FETÖ  mensupları alınarak ülkemize getiriliyor.

Bir ay önce, sahada ve teknik takip ile Irak sınırları içerisinde MİT- Silahlı Kuvvetler iş birliği ile yurt dışı operasyonu gerçekleştirilerek terör örgütü üst düzey yöneticilerinden bir tanesi, Sincar bölgesinde hava harekatı ile öldürülüyor .

2013 yılında Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bir bombalı saldırı ile 53 kişi vefat ediyor. O dönem Suriye iç savaşını ülkemizin çıkardığını savunan bir takım insanlar bu patlamayı da devlet üzerine yıkmaya çalışıyordu. 2018 yılına gelindiğinde,patlamanın sorumlusu Suriye’nin Lazkiye bölgesinde korunan ve rejimin verdiği yeni kimlik ile yaşayan bombalı saldırının sorumlusu, tespit,izleme, operasyon ve nakil ile ülkemize getiriliyor.

Bu ülkemizin başarısıdır, bu istihbaratın başarısıdır ve bu ülkesine ihanet edenlerin korkulu rüyasıdır. Nerede olursanız olun, Türkiye Cumhuriyetine ihanet ederek kaçan hainler mutlaka bulunacaktır.

MİT’in operasyonları ülkenin kendi yağı ile kavrulduğunun ve bölgede bir güç olduğunun kanıtıdır. Güçlü ve bağımsız bir istihbarat ülke politikalarının uygulanması için olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Emeği geçen ve sahada sessizce görevlerini yapan herkese  millet minnettardır.