Kimlerden mi bahsediyorum?

Yolları kendilerine tahsis edilmiş sananlardan...

Hani, sizin sağınızdan, diğerinin solundan geçerek, hız limitlerini önemsemeden ilerleyenlerden...

İstediği yerde durup, aniden yola çıkanlardan...

Şehirler arası yollarda aracının büyüklüğüne güvenip, küçük araçlara yaşam hakkı tanımayanlardan...

Eksozuna taktırdığı özel parçalarla gürültü kirliliği yaratmayı marifet sananlardan...

Havalı ya da özel sesler çıkaran (cankurtaran sireni, böğürtü vb.) kornalarla geçiş önceliği almak veya dikkat çekmek isteyenlerden...

Ayarsız farlarla, karşıdan geleni veya önünden gideni rahatsız edenlerden...

Dinlediği müziği, yüz metre yakınındaki herkese, gürültü olarak dinletenlerden...

Yasal olarak kullanma hakkı olmamasına rağmen, pancur altına gizlediği mavi / kırmızı ışıkla öndeki aracı yanıltarak geçmeye çalışanlardan...

Şehir içinde, sıkışık trafikte arkadan korna veya ışıkla uyararak öndekini rahatsız edenlerden...

Bir yolcu alabilmek için trafiği tehlikeye sokanlar... “Ne yapıyorsun?” deyince de “Ekmek parası” diyerek pişkince yanıt verenlerden...

Listeyi uzatmak mümkün...

                     ***

Her gün yollarda karşılaşılan ve artık olağan kabul edilen şeyler bunlar.

Yollar kan gölü...

Kimin umurunda...

Peki kurallar?.. “Uyanlar için...” diye bir cevap alırsınız.

Ama, kurallar “uyanlar için” değil, “insanlar için”dir...

İnsanlar, kurallara insan oldukları için uyarlar... Başkalarının hakkına tecavüz etmemek için uyarlar... Saygı görmek için, saygı gösterirler...

Aracının marşına basıp hareket edince insanlığını ve başkalarının da yoldan faydalanma hakkı olduğunu unutanlara gerekli yaptırımların uygulanması trafik zabıtasının görevi...

İşte bu görevin etkin ve yeterli düzeyde yerine getirildiğine ilişkin ciddi tereddütlerim var!

Yoksa, bu kadar başıbozukluk olmazdı...

Şehir içi yollarda, özellikle dolmuş, minibüs ve servis araçları...

Şehir dışı yollarda bir sürü kendini bilmez...

Kurallar mı?.. Önemli değil...

Nasıl olsa görmezler; görseler de, ya yalvarırız, ya da... Cezayı öderiz...

Şehirler arası yollarda hız kontrolü için sabit ya da gezici radarlar var...

Olsun, bende de “radar algılayıcı cihaz” var... Bizim emmoğlu Amerika'dan getirmiş...

Güzel bir hediye...

Cezadan kurtarıyor da, kazadan kurtarabilecek mi?..

                     ***

"Herkesin polisi kendi vicdanındadır. Polis vicdanı olmayanın karşısındadır." demişti Atatürk...

Trafik ihmale gelmez...

Giden canlar... Uğranılan zararlar...

Kuralları ihlal edenlere karşı gerekli yaptırımlar, en etkin şekilde uygulanmalı...

Bu, öncelikle onların iyiliği içindir...

Kazasız günler dileklerimle...