Herşeyi kabullenirim ama...
Herşeyi kabullenirim ama, isteksiz futbolu kabullenemiyorum. Play-off hedefimiz kalmadı, küme düşmeyeceğimizi düşünen oyuncularımız da olabilir. Ödemeler aksamış, federasyonun yanlı kararı ile maç seyircisiz oynanacak da olabilir. Ancak Samsunspor takımının sahada bu kadar isteksiz, yürüye yürüye futbol oynamaya hakkı olmamalı. Hele de şehrin ileri gelenleri, TFF'nin Samsunspor'a yaptığı adaletsizlikler karşısında sessiz kalırken, cefakar taraftar takımının her platformda arkasında dururken. Puan cetvelindeki konumumuzun tehlikesinden geçtim, insan biraz da bu taraftar için oynamaz mıydı?
Bizimki de beklenti işte, sahaya çıkarken onları Tv başında izlemeye mahkum edilen taraftarlarına bir mesaj veremeyen bir takımdan bunu beklemek hayalin de ötesinde.
Altay'ın teknik direktörü başarılı bir hamleyle son haftalardaki formsuz oyuncuları Burak Çalık'ın yerine Molina'ya şans vererek hem topa daha fazla sahip olmalarını sağladı, hem de Altay'ı orta alanda üstün kılarak hızlı hucüm çıkışlarıyla kalemizde tehlike yaratmaya çalıştı. Tamamen rakip takımın kontrolünde olan bir karşılama izledik. Maça hızlı başlayarak bizi dumur eden İzmir ekibi, Adem'in yerleşme hatasından golü de erken bulunca oyunu istediği gibi yönlendirdi. İlk yarıda kanatlardan Mesut ve Cenk Ahmet'in sık sık hucüma çıkışları ve Altay'ın pas trafiğini hızlı yapması takımımızı çok yordu. Neredeyse tüm 45 dakika topun arkasından koşan takımımız, hucüma çıkışlarda çok pas hatası yapınca ikinci yarı maçı koparacak enerjisini de kaybetti. İkinci devreye daha istekli başlar gibi gözükmemize rağmen, 60-70 arasında yakaladığımız suni baskıda dahi pozisyon bulamadık. Altay'ın kaleci Kılıçarslan, Abdülaziz'in şutu haricinde yere yatmadı. Son 20 dakikada özellikle Turgut'un yürüyecek halinin kalmasının da etkisiyle oyunun iplerini tamamen rakibe verdik. Altay ise bu dilimde çok başarılı kenar hamleleri ile maçı kopardı. Hucümda daha ciddi olsalar, farkı açmaları içten bile değildi.
Takımımızda bu maçta layıkıyla mücadele eden tek isim Oktay'dı. Kendisini Giresun'da oyundan alan Kalpar hatasını anlamıştır umarım. Mücadele gücümüzün en yüksek olduğu nokta olan orta sahada Murat ve Turgay'ın çok kötü oynamaları, Sezer'in yetersiz sonradan yerine giren Abdülaziz'in gereksiz hareketleri sonucu orta alan üstünlüğü tamamen Altay'ın eline geçti. Elini kolunu sallayarak rakip alanımıza giren konuk ekip, eminim takımımızdan 2-3 kat daha fazla koşmuş ve efor sarf etmiştir. Rakip kalecinin sırtının yere gelmediği bir karşılaşmada hucüm elemanlarımızı yerden yere vurmak hakkımız. Savaş her geçen hafta daha da kötü oynuyor, yüzünü kaleye dahi dönemedi. Turgut ise ilk yarıda kalecimiz Ahmet Şahin'den daha az topla buluştu desek yeridir. İkinci yarıda da attığı 3-4 depar sonucunda yoruldu, belki de sakatlığnın etkisi vardı. Son 20 dakika riziko yapıp sahada yürüyen Turgut'a sabır gösteren Kalpar'ı da alkışlamak lazım.
Bir de hucüm varyasyonlarımıza eleştiri getirmek istiyorum. Rakibin savunma ikilisi hata yapmıyor, orta alandaki göbek ikilisinde dönen tüm topları alıyor. Kanatlarda oynayan oyuncularımızın da yakaladıkları ender fırsatlarda aut'a gönderdikleri ortalar var. Tek çaremiz duran toptan gol şansı yakalamak. Ancak Samsunspor'da duran toplarda bir türlü varyasyon yapılmıyor. Antremanlarda çalışılmıyor mu anlamıyorum, gelişi güzel yapılan ortalar rakip takımlar tarafından kolayca süpürülüyor.
Alttaki rakiplerin kazandığı haftalarda 4 haftada 12 puan kaybetmek büyük cömertlik. Hiçbir zaman kadro olarak yüksek kalitede değildik, ancak mücadele azmimiz ve 2 kişilik oyunumuz ile 15 puanı cebimize koymuştuk. Şimdi o futbolun f'sinden eser yok takımda. En kısa zamanda silkelenip, kendimize gelmemiz şart!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.