İNSAN VE AĞAÇ
Ne kadar düşündürücü değil mi?İnsanoğlunun tarih boyunca birbiriyle çatışması sonucuyla değişen her şey gibi doğa da nasibini alıyor.Ekolojik düzenin sürmesine,kimseyi bastırmadan,zorlamadan,tüm sakinliği ve alçakgönüllüğü ile destek,insana eşsiz bir model,vazgeçilmez aktörlerinden biri olan ağaçlardan söz ediyorum.Genç ağaç fidanını gençliğe benzetiyorum.Ağaçların ve gençlerin ekolojik düzendeki temsiliyeti konusunda biraz teknik,bilimsel ayrıntıya girerek açıklamaya kendimi zorunlu hissettim.
Önce bir an şöyle düşünelim; gençleri insan grubunda,ağaçları da bitki grubunda tanımlayalım.Ekolojik düzen,en genel anlamı ile,iklimsel,jeolojik ve hidrolojik koşullardan beslenerek üreyen bitkilerden,organizmalardan ve insanlardan oluşur.Bitki,organizma ve insan,kendi üretimini(üremesini) ve/veya yeniden üretimini sağlayabilmek için karşılıklı madde akışı sağlayarak birbirine bağlanır.Şöyle de açıklayabiliriz, yeşil bitkiler,ot oburlar,etoburlar ve ayrıştırıcılardan oluşan biotik alt düzen,inorganik maddeler ve mineraller (hava, azot, karbondioksit, oksijen, nitrojen, su, kalsiyum,tuz gibi) içeren abiotik alt düzen ile birlikte çalışır.İnsanın,yukarıda sözü edilen biotik alt düzenin bir parçası olmakla beraber,bitki ve organizmalardan farklı olarak üremek dışında,sosyal düzen içerisinde başka ürettikleri vardır.
İnsan,bilinci ve duyguları sayesinde,kendi akıl olarak yeniden ürer ve üretir.Bir arada yaşayarak ve belli yaşam düzenlerine dayanarak,tarihsel bir süreç içerisinde kültürünü üretir. Birlikte yaşayabilmek,var olabilmek ve örgürlenebilmek için hizmet,yiyecek ve eşya üretir.İnsan dışı canlıların yaşamının sürekliliği,ekolojik düzen programına bağlıdır.İnsan ise akıl yoluyla irade ve imgeleme gücünü kullanabilir.Buna ek olarak,insan aklını yapıcı ya da yıkıcı olarak kullanma seçim gücüne de sahiptir.İnsanın öz gelişimi ise, eşitlik, şeffaflık, yardımlaşma,adalet gibi evrensel yasalarla kurduğu akıl ve idrak ilişkisinin gücüne bağlıdır.Bu da, bilgi birikimi ile birlikte vicdanının sesini dinleme derecesine göre değişir.Vicdanlı kişi,niyetleri ve eylemleri konusunda kendi ahlak ölçülerini karşılaştırarak sürekli bir değerlendirme içindedir.Buna göre,doğa yasalarına uyup uymamanın ölçüsü ile de vicdanı tanımlamak mümkün olur.
İnsanın üretimini yapabilmek için kendini toplumsal olarak konumlandırdığı,sosyal yaşam alanlara gereksinmesi varsa,bitki ve organizmaların yaşamlarını sürdürebilmek için konumlandığı veya konumlandırıldığı ekolojik yaşam alanlarda onlara yaşam hakkını sürdürmelerine izin vermeliyiz.
Ağaç diyerek değe vermediğimiz,bir tekinin bile vücut olarak çalışan büyük ekolojik düzende,farklı ölçeklerde,farklı ilişkiler kurarak,döngüler aracılığıyla bir çok alışverişler içinde yaşamın ürettiği sayısız alana konu olduğunu,yaşama sonsuz katkılar yaparak yaşam pratiğine sayısız faydalarını unutmamalıyız.Hatta,bunun,yaşamın en sürdürebilir bileşenlerden biri olarak milyonlarca yıldır sürdürdüğünün bilincinde olmalıyız.
Kuşlara,karıncalara,sincaplara,arılara vb.hayvanlara yuva olur,toprağın akıp gitmesini engeller,havayı temizler,iklimin dengede kalmasını sağlar,insanlara gölge olur,kereste olur ev kurdurur,içine mobilya olur,meyve üretir bir çok canlıyı besler,çevreyi güzelleştirir,duygularını temizler, arındırır, yaşamı şifalandırır ve varlığımızı besler.
Günümüzde,insanın aşırı mekansal büyüme hırsı ekolojik düzene vermektedir.Bir anlamda,kendilerinin parçası olduğu düzeni feda etmektedir.Ekolojik düzenin sürekliliği için ağaçlarımıza ve gençlerimize sahip çıkalım ve "Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" yaşamanın faziletine erelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.