VİRÜSLERLE YAŞAMAK

Aslında sadece mitolojik bir değer taşıyan inançlar konusunda samimiyetsiz bir ortak hassasiyet hamaseti yapmaktan öteye gitmeyen insanlık,güçlünün hakimiyetine terk ettiği bir dünyada,güçsüzün başına gelen her türlü şeye kader diye bakar.

                  Bugünlerde ise henüz aşısı bulunmamış bir virüsün kontrol edilemez saldırganlığında korkunç tecrübelere gebe olma korkusu,herkese kaderi değiştirebilmek için yol gösteriyor;insanlar şimdiye kadar vazgeçemedikleri şeylerden aslen  hızla vazgeçebilecek reflekslere sahip olduklarını hatırlatıyorlar.

                  Ama insanlığın en ince zarı hafızası olduğunu unutuyorlar.Şu anda yaşananların hemen unutulacağı tecrübelerle sabit.

                  İnsanlık,daha önce yaşanmış ve küresel felaketlere dönüşmüş büyük savaşlardaki deneyimlerden çıkardığı anlamları nasıl hızla unutma çöpüne attıysa,büyük olasılıkla bugünlerden alacağı dersleri de aynı yere fırlatacaktır.

                  Daha düne kadar birbirini öldürmekten zevk alan,korkmayan ama bugün hep birlikte ölmekten çok korkan insana ne demeliyiz?

                  Adı Latincede taç anlamına gelen bir virüsün,kutsal bir hale gibi herkesin ama herkesin kafasının üzerinde belirlemesiyle birlikte bir süre aynı frekansta titreşecek ve o hale söndüğünde kendi korkunç şuursuzluğuna geri dönecek.

                  Çünkü,ancak bu kadar evrimleşen beynin çalışan kısımları,kontrolsüz bir virüsten neden korkulması gerektiğini hızlıca anlıyor da,kontrolsüz dünya iktidarlarından ölümüne korkması gerektiğini anlayacak en önemli kısmı büyük bir olasılıkla hâlâ çalışmıyor.

                  Ne yazık ki bizim ülkemizin kapısını da çaldı Koronavirüsü.Oysa insanlığı tehdit eden ve kişiden kişiye,politikacıdan politikacıya,toplumdan topluma,devletten devlete,bu virüsten daha hızlı yayılan virüsler var.

                  Panik havası hem toplumları hem de tüm dünyayı sarmış durumda ve dünya çapında bir yandan hastalığı önleyici önlemler alınmaya çalışıyor,diğer yandan dünya ekonomisi derin bir uçurumun eşiğinde duruyor.

                  Elbette Koronavirüsünden korkmalıyız,önlemlerini almalıyız,ama bu virüsten çok daha tehlikeli olan mikroplar var ki.Uzun yıllardan beri sesli,sessiz bir biçimde aramızda dolaşanlarla mücadele ediyoruz.

                  Birkaç tanesini hatırlatalım :

                  Cehalet virüsü,

                  Pislik virüsü,

                  Hukuksuzluk, adaletsizlik virüsü,

                  Sevgisizlik,saygısızlık virüsü,

                  Güvensizlik virüsü,

                  Tefecilik,paraya tapma virüsü,

                  Yalancılık,sahtekârlık virüsü,

                  Rüşvet,hırsızlık virüsü,

                  Kibir,nefret,dışlama,güvensizlik virüsü,

                  Terör,savaş,yoksulluk virüsü,

                  Doğayı tahrip etme virüsü...

                  Tüm dünyayı tehdit eden,bu birkaç örneğin dışında daha nice virüsler vardır ki,onları hepimiz biliyoruz.

                  Telaşa kapılmadan bu kötü süreci de el ele vererek,fırsata çevirmeden atlatabileceğimize inancımı hiç kaybetmedim.

                   Sağlıklı günler hiç de uzak değil...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR