İYİ KORKUTULDUK
Ülkede ,televizyon evimize girmeye başladıktan sonra, toplumsal dizayn çalışması iki güç arasında gelişiyordu. Birincisi ,kısıtlı bütçe , abartılı Battal Gazi türü filmler ile halkının tarih üzerine kurulu milliyetcilik ruhunu diri tutmayı metot seçen, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarından iyi senaryo, yetersiz teknoloji ile film çıkartamayıp, yokluktan dirilişi ön plana çıkartarak,kurulan 11 devlet 5 imparatorluğun küllerinden doğan bir güç olduğunu anlatarak hissettirmeye çalışışırken, nasılsa bize bir şey olmaz ruhunu veren ve halkını tembelliğe alıştıran Türkiye.
İkincisi ,harcamadan kaçınmayan bütçe ile çok abartılı, iyi işlenmiş senaryo ve destekleyen teknoloji ile Amerikan filmleri. Kötüler ile mücadele eden sığır çobanından, kaybedilmiş Vietnam savaşından destanlar yazan Amerikalı askerlere ,sokak aralarında işlenen cinayetlerin teknoloji ile gün yüzüne çıkartılmasıyla, uzayda savaşarak dünyayı kurtaran bir güç gösterisine kadar bilinç altına ‘’Büyük Güç ‘’ korkusunu yerleştiren Amerika.
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh öz deyişini ,Uzak Duğuda Amerikanın çıkarları için verdiğimiz destek ile zedeleyip, yıllarca aynı güç ve avanelerinin başımıza musallat ettiği terörle mücadelede askıya aldık.
Terör sarmalı içerisinde ,olduğumuz yerde sayarken bu gidişe ‘’Dur’’ demek için, içeride başlayan etkin ve kararlı temizlik sonunda, sinekle değilde, bataklık ile mücadele etme adına bölgede harekata başladığımızda, karşımızda hep arka planda kuyumuzu kazıp, sahne önünde sizinleyiz diyerek silah satıp kanımızı emen, bilinç altımıza yıllarca büyük güç olarak işlediğimiz Amerika ile karşı karşıya geldik.
Bastırılamamış korkularımız ile kavga ediyoruz aslında, haklı olduğumuz dava da bir sonra ki harekatta o bastırılamamış korkumuz ile yüzleşerek çıkacağız.
Dünyanın öteki ucundan çıkarları için gelip ,bölgede at koşturan, ikili oynayarak kazancını ve itibarını kaybetmemeye çalışan, ‘’Zafere Giden Her Yol Mübahtır’’ zihniyetinde olan Amerika önümüzde ki en büyük engel.
Bir gün ‘’Tüm sınır hattımızda ki terör yuvalarını temizleyeceğiz,orada ki askerlerinizi çekin, bayraklarınızı indirin ki, o bayrakları sonra size katlayarak biz vermeyelim’’ sözleri üzerine şok yaşanmaya başlandı.
En büyük şok ülke içerisinde idi, bu kadar net söylem, söylemden ileriye dahi gidemez denilen bir çıkış yapılmıştı.
Yıllardır, beynimizde büyüttüğümüz, müttefikimiz, stratejik ortağımıza dikleniyorduk resmen. Toplum bastırılamamış bilinç altı korkularıyla neler olduğunu çözmeye çalışırken, Afrin’de halkın birlik gösterisi, neden olmasın dedirtiyordu.
Müttefik olduğumuz ülke ile sıcak çatışma ihtimalimiz az da olsa bulunmasına karşın, söylemlerin gücü, kararlı duruş ve ardında ki halk desteği diplomasiyi yoracaktır.
Peki son zamanlarda nasıl bir duruş sergilenmeye başlandı.
Ülkenin yönetimde olanların kararlı duruşu karşısında ,bölgede ki Amerikalı askeri yetkilinin karşılık veririz çıkışına, ‘’Osmanlı Tokatı’’ , ‘’Vietnam dan daha beter ederiz’’ çıkışları, bölge üzerinde söz sahibi olan ülkenin, temsilcilerini göndererek ortamı yatıştırma , nabız yoklama,arayışına neden olmuştu.
Tüm ülkenin birlik içinde olmasını sağlamak, halkın askerin yanında olduğunu göstermek için ülkenin çeşitli yerlerinden bölgeye gelmesi güçlü bir destek iken, Afrin’e girmeyelim çıkışı, Münbiç’te harekat yapmayalım imasının gösterisi olması nedeniyle hoşnutsuzluk yaratmıştır.
İçeride ki şimdi ki durum, başlangıçta izlenen Amerikan filmlerinin yarattığı ve bilinç altımıza kazıdığı korku ile, o korkudan uzaklaşmaya çalışanların mücadelesi şeklinde gelişmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.