Katarakt nedir?
Dünya çapında görme kayıplarının en yaygın nedeninin katarakt olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle 40 yaş üstündeyseniz daha fazla risk altında olduğunuzu söyleyebiliriz. Dikkat etmekte fayda var fakat hemen endişelenmeyin, kataraktın ne olduğunu, belirtilerini, nedenlerini, komplikasyonlarını, türlerini, önlemek için neler yapabileceğinizi… Hepsi ve daha fazlası için sizleri daha fazla meraklandırmadan buyurun yazımıza geçelim.
Göz merceğinin bulanıklaşmasıyla görmede problemlere neden olan kataraktın gelişmesi genelde birkaç yılı bulur, bulanık görmeyle başlayan ve kişiyi görme kaybına kadar götüren kataraktın tedavisi genelde ameliyattır. Katarakt meydana geldiğinde, lens opak veya bulanık hale gelir. Işık kolayca geçmez ve buğulanmış bir pencereden bakmak gibi görüş bulanıklaşır. Mercek ne kadar bulanıksa, görmek de o kadar zor olacaktır. 40 yaş üstü kişilerde görülme sıklığı daha fazladır fakat bazı kişilerde genetik faktörler nedeniyle daha erken gelişir, bazı kişiler doğuştan kataraktlıdır. İltihaplanma, glokom ve diyabet gibi hastalıklar da katarakta neden olabilir.
Katarakt ameliyatı genellikle minimal invazivdir. Ameliyat sonrasında herhangi başka bir sorun görülmezse aynı gün evinize dönebilirsiniz. Bu süreç biraz rahatsızlık verebilir ancak genellikle birkaç gün içinde düzelir. İyileşme dönemindeyken şiddetli aktivitelerden kaçınmalısınız. Ulusal Göz Enstitüsü (NEI), ameliyat sonrası bireylerin %90'ının daha iyi gördüğünü bildiriyor.
Yaşa bağlı kataraktlar genellikle birkaç yıl içinde gelişir. Ancak ameliyat gibi bir göz travmasından sonra gelişen kataraktlar daha hızlı büyüyebilir. Bir çalışmada, diğer göz rahatsızlıkları için ameliyat olan bireylerin sonraki 2 yıl içinde katarakt geliştirdiği belirlenmiştir.
Göz sağlığını koruyucu yönde beslenmek, katarakt riskinizi de azaltabilir. Roka, pazı, ıspanak, portakal, çavdar ve tam buğday gibi koyu yeşil yapraklı bitkiler, turunçgiller ve tam tahıllıları düzenli olarak tüketin. Fasulye, bezelye, kırmızı et ve kümes hayvanları gibi çinkodan zengin, ışık hasarına karşı gözü koruyan besinleri mutlaka beslenmenize ekleyin. A vitamini içeren havuç, ıspanak, tatlı patates, marul, pırasa ve maydanoz gibi sebzeler; ton balığı, somon balığı, keçi sütü, inek sütü, yumurta ve ciğer gibi hayvansal gıdaları tüketmek görme keskinliğinin korunmasına yardımcı olur. Gözdeki sarı noktada yoğun olarak bulunan fotoreseptörlerin fonksiyonu için beta karoten, lutein, zeaksantin içerenhavuç, şalgam, yumurta sarısı ve brokoli gibi besinleri sofranızda düzenli olarak bulundurun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.