"Kişilerin değil partinin neferiyim"

Bu hafta ki pazar sohbetimizi AK Parti İl Başkanlığına atanan Osman Çetinkaya'yla yaptık. Kritik ve zorlu bir dönemde dümene geçen Çetinkaya, kendine olan güveni ve öz verili çalışmasıyla göze çarpıyor. Öncelikli olarak partinin kurulduğu günden bu yana partiye emek vermiş herkesi kucaklayacaklarının altını çizen Çetinkaya, bu güne kadar şöyle veya böyle küstürülmüş ne kadar insan varsa hepsini partiye davet ettiğini ve çağırdıkları anda yanlarına gitmeye hazır olduğunun altını çiziyor

BÜLENT KARSLIOĞLU: Sayın Başkan öncelikle yeni atandığınız görevinizde başarılar dileyerek sohbetimize başlamak istiyorum. AK Parti ile tanışmanız ne zaman ve nasıl olmuştur?

OSMAN ÇETİNKAYA: AK Parti kurulduğu günden itibaren gönül verdiğim, gerek Sayın Başbakanımızın ilkeli duruşu, gerek parti tüzüğü, gerekse dünyaya bakış açısına hayran kaldığım için hiç tereddüt etmeksizin partiye katıldım. Daha sonra teşkilatların en alt tabanından başlamak sureti ile bugünkü noktaya geldim.

KARSLIOĞLU: Teşkilatların tüm kademeleri derken neyi kastettiğinizi biraz açabilir misiniz?

ÇETİNKAYA: Memnuniyetle.. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından birisi olan siyasi partilerin işleyiş biçimleri de yasalarla ve parti tüzükleri ile belirlenmiştir. AK Parti'de parti mensubiyetiniz üye olmakla başlar, ardından mahalle teşkilatlarında görev alırsınız, ardından mahalle teşkilatlarında yapılan seçimle bağlı bulunduğunuz ilçeden delege olursunuz, daha sonra ilçe yönetimlerinde yer alırsınız, ardından il kongre delegesi olabilmek için yeniden sandığa girersiniz ve il delegesi olursunuz. Nihayet il delegesi olduktan sonra il yönetim kurulunu seçecek delegelerden birisi olma hakkına sahip olursunuz. Bu evreyi de başarı ile tamamladıktan sonra il yönetim kurulu üyesi olursunuz. Nihayetinde il yönetim kurulunun da bir başkanlık divanı var 50 kişilik yönetim kurulundan 13 kişi başkanlık divanına girer, siz buraya da girmeyi başarırsanız amatör siyasetten profesyonel siyasete doğru belli bir mesafeyi kat etmiş olursunuz. İl Başkanlığı makamı amatör siyasetin bitip, profesyonel siyasetin başladığı nokta olarak da kabul edilebilir. Tabii ki bu makamların hakkını veremezseniz sizi buralara getirenler geri alma hakkına da sahip olduklarından işinizi düzgün yapmamanız halinde zamanı geldiğinde gereğini yaparlar.

KARSLIOĞLU: Bu görevleri anlatırken dahi onca zaman harcarken bunları teker teker yaşamak çok zor olsa gerek.

ÇETİNKAYA: Elbette zor ancak bir tercihte bulunmak zorundasınız. Ya demokrasiden yana olacaksınız ya da dikta rejiminden yana. Demokratik rejime inanıyorsanız gereğini de yapmak zorundasınız. Demokrasinin en güzel yanı da bu tatlı rekabet değil midir? Siyasetçinin gecesi yoktur, gündüzü yoktur, pazarı yoktur, tatili yoktur, her an her dakika işinin başında olmak zorundadır. Hele hele bir de iktidar partisinde siyaset yapıyorsanız bu yoğunluk belki iki katına belki de daha fazlasına çıkıyor. Bazen ailenizi, çocuklarınızı özlemenize rağmen onlara vakit ayıramamanız sizi üzse de katlanmak zorundasınız.

KARSLIOĞLU: Dilerseniz atama sürecini de değerlendirelim. Tatlı bir çekişme sonucu bu göreve atandınız. Mevcut yönetimden üç, dışarıdan da üç kişi olmak üzere altı partili olarak yola çıktınız. Daha sonra teşkilat temayülleri sonucu Ankara'ya dört isim gitti, bu dört isim arasından Başbakan Erdoğan sizleri atadı. Bu konudaki değerlendirmeleriniz nelerdir?

ÇETİNKAYA: Biz Adem Bey'in istifasının ardından yeni il başkanının içeriden bir arkadaşımız olması yönünde bir tavır koyduk, bunun nedeni mevcut yapıyı bozmadan, kırgınlık, dargınlık olmadan bu işin sükunetle ve AK Parti ailesine yakışan bir biçimde yapılmasıydı. Gerçekten de öyle oldu.

BANA DESTEK VERENLERİ UTANDIRMAYACAĞIM

Bu konuda başta sayın milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın ve il genel, belediye meclis üyesi arkadaşlarımızın şahsıma gösterdikleri teveccühe bir de mevcut teşkilattaki arkadaşlarımın teveccühü eklenince genel merkez durumu Sayın Başbakanımıza rapor etmesi sonucu bizzat Sayın Başbakanımızın teveccühü sonucu bu göreve atandık. Bu konuda destek veren ve vermeyen tüm partililerime şükranlarımı sunmak istiyorum. Onların bu teveccühüne layık olabilmek için elimden gelen her şeyi yapacağımdan endişeleri olmasın.

KARSLIOĞLU: Bundan sonraki projeleriniz ve çalışmalarınız nelerdir?

ÇETİNKAYA: Öncelikli olarak partimizin kurulduğu günden bu güne kadar bu partiye gönül vermiş, emek vermiş, çalışmış tüm kardeşlerimiz, ağabeylerimiz ve bacılarımızı partinin ilk kurulduğu günkü heyecanı taşıyacak şekilde kucaklamayı düşünüyoruz. Bu parti benim değil, hepimizin partisidir. Bu ülke, bu şehir hepimizin olduğu gibi. Bu güne kadar şöyle veya böyle küstürülmüş ne kadar insan varsa hepsini partiye davet ediyorum, etmekle de kalmıyorum, çağırdıkları anda yanlarına gitmeye hazır olduğumu söylüyorum.

KARSLIOĞLU: 12 Haziran'da yapılacak olan genel seçimlerdeki hedefiniz nedir?

ÇETİNKAYA: Daha önce yaptığımız bir basın toplantısında da belirttiğim gibi hedefimiz 12 Eylül referandumunda almış olduğumuz oyu muhafaza etmektir. Bununla beraber 2007 yılında yapılan genel seçimlerde almış olduğumuz oyu yükseltmektir. Bu konuda tüm AK Parti ailesinin canla başla mücadele edeceğini ve kırgınlıkların bir kenara bırakılması gerektiği düşünüyorum. Her ailede ufak tefek problemler olduğu gibi AK Parti ailesinde de olabilir ama bunlar çok kısa sürede hallolacak konulardır.

KARSLIOĞLU: Belki biraz özel olacak ama herkesin merak ettiği bir soru olması nedeniyle sormadan edemeyeceğim. Önümüzdeki seçimlerde AK Parti İl Başkanı olarak veya Osman Çetinkaya olarak herhangi bir adaya özel bir destek vermeniz söz konusu mu?

ÇETİNKAYA: Güzel ama çok zor bir soru da olsa cevap vereceğim. Beni tanıyan herkes bilir ki Osman Çetinkaya kavga adamı değil, uzlaşı adamıdır. Ayrıca ben kişilerin değil partinin neferiyim. Benim için önemli olan partimin alacağı başarıdır, bunu kiminle daha iyi yakalayacağımıza Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımız karar verir.

BİZ GÖREV ADAMIYIZ HESAP ADAMI DEĞİL

Bu noktada bizim karar vermemiz söz konusu değildir. Partimden milletvekili aday adayı olan veya aday olan herkes benim için değerlidir. Bu arkadaşlarımızın AK Parti'yi tercih etmiş olmaları bizim için onurdur. Biz görev adamıyız, hesap adamı değiliz. Önemli olan kimin seçileceğinden ziyade partimizin alacağı sonuçtur.

KARSLIOĞLU: Dilerseniz biraz da genel siyaset konuşalım. AK Parti yaklaşık dokuz yılı aşkın bir süredir iktidarda olmasına rağmen yapılan kamuoyu yoklamalarında oy oranında bir düşüş gözükmüyor, bunu neye bağlıyorsunuz?

ÇETİNKAYA: Bazıları toplumumuz için unutkandır diyor, ben bu tespite katılmıyorum, bizim toplumumuz yapılan iyiliği de, kötülüğü de unutmuyor. 2002 yılına şöyle bir dönüp baktığımız zaman az önce sorduğunuz sorunun cevabını rahatlıkla bulabiliriz. Üzülerek ifade etmek gerekirse ülkemiz doksanlı yıllardan itibaren koalisyonlarla yönetilmesinin bedelini çok ağır ödemiştir.

KOALİSYON DÖNEMİNİN SORUNLARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ

Hâlâ daha bu hükümet o günlerin problemlerini çözmeye uğraşıyor. Hortumlanan bankalar, hayali ihracatlar, ödenmeyen vergiler, ekonomi yönetiminin çok başlı oluşu hazineyi iflasın eşiğine getirmişti. Sadece İmar Bankası'nın ülke ekonomisine zararı sekiz milyar dolar civarında. Gerisini siz hesap edin. Bu işin ekonomik boyutu, bir de hizmet boyutuna bakacak olursak olayın rengi daha da değişir.

KARSLIOĞLU: Dilerseniz ona da bakalım, örneğin sağlık, eğitim, köy yolları konusundaki çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz?

ÇETİNKAYA: Memnuniyetle. Hükümetimizin en önemli reformlarından birisi sağlık alanındaki reformlardır, sosyal güvenlik kurumları tek çatı altına toplanmadan önce bir vatandaşımız SSK'lı ise Devlet Hastanesi'ne gidemiyordu, devlet memuru ise SSK hastanelerinden hizmet alamıyordu. Hele hele üniversite hastanelerine sevk yaptırabilmek için adeta milletvekili bulma zorunluluğu vardı. Şehrimizde hastalanan bir SSK'lının tedavisi ilimizde yapılamıyordu. Önce Ankara Dışkapı SSK Hastanesi'ne havale ediliyordu, ardından oradan sevk alabilirse ameliyat yapılacağı hastaneye bir milletvekili marifeti ile sevk yaptıracaktı.

SAĞLIK KONUSUNDA CİDDİ ADIMLAR ATILDI

İnsan değil hasta iken sağlığına kavuşmak bu badirelerden geçen sağlam insan hastalanır. Peki şimdi durum nedir diye soracak olursanız, nerede olursanız olun hangi hastaneye giderseniz tedavinizi yaptırabiliyorsunuz. Bunları yaparken sağlık karnesi, vizite kağıdı, sevk zinciri diye bir prosedür de yok. Bu arada son yapılan değişiklikle üniversite hastanelerinde tedavi olmak isteyenler için doktor farkı ücreti alınmasının kaldırılmasının da vatandaşımızı çok rahatlattığını ifade etmek isterim.

KARSLIOĞLU: Eklemek istediğiniz son bir şey var mı?

ÇETİNKAYA: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde eğitime yüzde yüz kampanyası sonucu ilave edilen bina, derslik sayıları sayesinde yetmiş civarında olan sınıf mevcutları otuza düşürülmüştür. Bilgisayar ağı ve bilgisayarı bulunmayan okul kalmamıştır. Yeni projelerle tüm sınıflara bilgisayar kazandırma çalışmaları devam etmektedir.

İNSANLARA HİZMET ETMEYE TALİBİZ EFENDİ OLMAYA DEĞİL

Bir başka ve çok önemli konu Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu güne kadar köylerin tamamına yakını bu imkana kavuşmuş durumdadır. Bu arada çok önemli bir projeyi az daha unutuyordum, yaşlılara, özürlülere bağlanan maaşlar sayesinde ülkemizdeki sakatların fakir olanlarının tamamı güvence altına alınmıştır. Sizin anlayacağınız AK Parti iktidarı insanımızın hem maddi, hem manevi bakımdan gönlünü fethedecek her şeyi uygulamak için elinden geleni yapmıştır ve yapmaya da devam edecektir. Biz insanlara hizmet etmeye talibiz, onlara efendi olmaya değil.

KARSLIOĞLU: Bize zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederiz.

ÇETİNKAYA: Asıl ben teşekkür ederim, bizi halkımızla buluşturup, görüşlerimize tercüman olduğunuz için, umarım bundan sonra daha sık görüşüp, halkımızla birlikte hasbi hal olabiliriz. Esen kalın.

 

Osman Çetinkaya kimdir?

1972 Almanya doğumluyum. İnşaat ve sanayi sektöründe faaliyette bulunmaktayım. 19 Mayıs Üniversitesi Yabancı Diller bölümü mezunuyum. AK Parti Merkez ilçe kuruluşunda görev aldım. Sırası ile halkla ilişkiler başkanı, seçim işleri başkanı ve teşkilat başkanı olarak çalıştım. Daha sonra Canik İlçe Teşkilatı'nın kuruluşunda kurucu teşkilat başkanı olarak görev aldım. 2009 yılında il kongresi ile birlikte halkla ilişkiler başkanı daha sonra ek olarak İl SKM başkanı olarak referandumda görev aldım. Şu anda halen il yönetim kurulu üyesi halkla ilişkiler ve İl SKM başkanıyım. Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yükünü hafifletmek ve bu görevi layıkı ile yapacağıma inandığım için bu yola baş koydum. Evli ve üç çocuk babasıyım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR