KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ OLMAK

Geçmişin yükü,belirsiz geleceğin ağırlığı arasında idealler ve kendi sınırlarımızın muhasebesini sorgulamamız önceliğimiz olmalıdır.Hayallerimizin gücünden yararlanarak kaderin boyunduruğunu kırmaya,hayata bir yük gibi bakmak değil,her zaman yeni,bilinmeyenlere gebe bir yolculuk yapmaya mecburuz.

Bu dünyanın manevi besini hayal ve gerçek arasındaki ruhsal perdenin anlamını bilen gönül gözü gerekir. Bir kadını,bir çocuğu istismar etmek,hatta öldürmek günümüzde bir sahne gösterisine dönüşürken hangi kardeşlikten söz edebiliriz?

Yeni nesil kapitalist sistem yaşamlarımızın kontrolünü ele geçirdiği,hatta haz ve mutluluk arayışımızı istismar eden çeşitli büyük şirket ve programların,dahası piyasanın ve iktidarın denetimindeki tüketim  arzularımıza nasıl yön verdiğinin aymazlığında yaşıyoruz.

Günümüzde ekonomik,toprak,petrol savaşları bir güdü haline gelmesinin yanında on kişi karnını doyururken,yüz kişi bir lokma için canını ortaya koyarak çalışıyor. Elektronik,fizik ve kimya gibi bilgi çağında uzayın derinliklerini,yeni gezegenleri hatta aya seyahat etmek için bugünden sıraya girenleri,okyanusların dibini keşfeden insanlar yanı başındaki komşusuna kör,sağır ve dilsizleşerek üç maymunu rahatça oynayabiliyor.

Bu çağın insanları katliamları,soykırımı,nedensiz ölümleri,zulmü ve şiddeti olağan görüp başını kuma gömüyor.Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti her yerde geçerli oldu.Savaştan kaçarak ülkesini terk edenler yeni bir hayat umuduyla Akdeniz'i,Ege'yi geçmeye çalışırken boğulanları,Halepçeyi,her türlü terörü hep görmezden geliyoruz.

Dünya ve ülkemiz derin bir ekonomik ve siyasi anaforun içinde dönüp duruyor. Bir de bunlara PKK,Suriye,Akdeniz'deki petrol kapışmaları vb.eklenince sorunlar büyüyor. İnsanlar ne büyük bedeller ödeyerek krallardan,padişahlardan,sultanlardan,şeyhlerden kurtuldu.Ancak bu kez de kurtarıcı gibi gelen diktatörlere,psikopatlara esir düştü.Dünyadaki rejimler her geçen gün biraz daha otoriterliğe kayıyor.Konuşan her lider sadece kendi ülkesinin çıkarını düşündüğünü söylüyor.İnsanlığın menfaatini önce düşünmeyen lider dünyaya beladır.Gerçekten bu çağın bir kurtarıcıya ihtiyacı var.

Kurtarıcıya ihtiyacımız olmaması için,kör yaşadığımız bu dünyada "bakmak" ve "görmek" arasındaki farkı anlamamız gerekir.İncil'in ilk cümlesi "başlangıçta söz vardı" idi.Cebrail Hz Muhammed'e(SA) ilk getirdiği vahy " Oku" dur.Mevlana Kur'an'daki "oku" ayetine karşılık olarak Mesnevi'de "dinle" diye başlar.Düşündüğümüz günümüzün sözü "bak" tır. Fakat bakmakla görmek arasındaki büyük farkı unutuyoruz.Görmek idrak etmektir,anlamaktır,fark etmektir. Ne yazık ki bizler sadece bakıyor,ama görmüyoruz.

Yapmamız gereken,kimsenin görmek istemediği,görmezden geldiği,başını çevirdiği,mış gibi yaptığı,üzerini kapatmaya çalıştığı olayları,oluşumları görmektir. Hiçbir şeye inanmayan veya her şeye gözlerini kapatıp inanan insanlarla dolu bir dünyadayız.Her şeyden şüphe duyulması gereken,gerçekle kurmacanın,doğruyla yalanın birbirine karıştığı bu çağda önce baktığımızı görmek,gördüklerimizi akıl ve vicdanla yorumlayarak,insan olmanın temel gereği ve insanlık borcumuzdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR