Yaklaşık 30 yıl evvel; herkesin bir haftası var bizim de olsun mantığıyla uydurulan bir hafta…

Hiç tasvip etmedim, katılmadım…

Bundan sonra da katılacağımı sanmam!

Eskiden FETÖ yalamalığıyla, şimdilerse ise FETÖ karşıtlığıyla geçinen bir kaç ulusal ve yerel basın organımız, konuyu öyle bir gündeme getirdi ki!

Meğer bu haftayı Fetöcüler uydurmuş ve  hocalarının doğduğu hafta imiş!

Ben de az kalsın inanacaktım, zaten içim hiç ısınmamıştı bu haftaya…
Aha da şimdi bu “uyduruk hafta” kaldırılır diye beklerkenbir de ne görelim, Diyanet’ten zehir zemberek bir açıklama!

Meğer bu haftanın uydurulmasında, fetöcülerin bir suçu yokmuş yani fetöcülere iftira atılmış…

Diyanetin kendisi bu “haftayı” ihdas etmiş hatta fetöcüler hiç katılmamışlar.

Bana kalırsa hele bu işte; katılmamakla fetöcüler doğru yapmış demek ki!

Neyse, sonuç itibariyle, bu “Kutlu Doğum Haftası” 1989 yıllarında, Diyanetin yüksek zevatı tarafından uydurulup (ihdas edilip) kutlanan bir haftaya dönüştürülmüş…

Peygamberimizin , Hulefayi Raşidin, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde yok imiş!

Hatta, Atatürk, İnönü, Menderes ve Kenan Evren döneminde de yokmuş!

Bazı dostlarımız; “Efendim, İslamın anlatılmasına vesile oluyor, ne zararı var ki” falan diyebilirler…

Haklı misaller de verebilirler…

Benim inandığım, bildiğim İslam’ın; anlatılması için uyduruk haftalara, günlere, gecelere ihtiyacı yoktur.
Her önüne gelen bir şey uydurup, İslamdanmış gibi göstermeye kalkarsa; zararının faydasından fazla olabileceğini düşünenlerdenim.

Başkalarının var, bizimde olsun mantığıyla törenler ihdas etmek; İslam Dinini başka din veya ideolojilerin alternatifiymiş gibi bir konumda göstertir ki, asıl vahamet burada başlar.

İslam alternatif Din değildir!
Böyle uydurma törenlere ve buz gibi ruhsuz anlatımlara ihtiyacı yoktur.

Diyanetin de bu yanlışından döneceğini umarım.