Hasan Çakır'mış adı. Geçtiğimiz günlerde Canik Belediyesi'ne yolum düşmüştü. Reşat Kılınçarslan ağabeyimle Canik Kent Konseyi'ne çıkıyorduk. Önümüzde küçük bir çocuk koşarak merdivenleri çıktı. Kapıyı açtı. Sırtına vurduğu kendi kadar çantasının ağırlığıyla bizi bekledi kapıyı açık tutarak. Reşat abi öndeydi. Teşekkür etti, bu küçük çocuğa. Ben hep alışkınımdır teşekkür edilen kişilerin ya "Önemli değil" ya "bir şey değil" gibi sözlerle karşılık verdiklerine. Ama bu küçücük, çocuk, ne dedi biliyor musunuz? "Lafı mı olur amcacığım" Evet aynen böyle söyledi. Sonra benim geçmemi bekledi kapıyı tutarak. Doğal olarak teşekkürü ben de yineledim kendisine ve yine aynı sakin ve vakurlukta "lafı mı olur" dedi. Ben de ismini sordum kendisine. "Hasan" dedi bu aydınlık geleceğimiz olan çocuk. Sonra öğrendik Hasan Çakır olduğunu. Fotoğrafını çekmeyi akıl edemedik birden. Sonra aradığımızda işini bitirmiş dönmüştü. Çok eyvahlandım. Reşat abim sağolsun Hasan'ın fotoğrafını çektirmiş Canik Belediyesi'nden arkadaşlarımıza. İşte Canik ilçemizde Hasan Çakır isimli bu pırıl pırıl yavrumuz seçerek kullandığı sözcükle etkilemişti beni. Demek ki çok iyi eğitim ve görgü alıyordu. Yolun ve bahtın açık olsun sevgili Hasan. Sağlık içinde, upuzun bir ömürde her şey gönlünce gerçekleşsin, inşallah. Teşekkür etmeye değmez. Seni tanıtmak, seni anlatmaya çalışmak benim için en büyük zevk benim için. Lafı mı olur Hasan!

YANDI BİTTİ KÜL OLDU

Vezirköprü İlçesine  40 kilometre uzaklıktaki 80 haneli Kızılkese köyünde üç gün önce akşam saatlerinde Ahmet Reçber'e ait evde elektrik kontağından yangın çıktı. Evdeki tüpün patlaması ile büyüyen yangın, çevredeki evlere de sıçradı. Köylüler, itfaiye ve jandarmadan yardım istedi. Yangın, evlerin birbirine yakın olması nedeniyle kısa sürede köyün bir bölümünü kapladı. Büyük panik yaşanan köyde alevler göğe yükselirken, vatandaşlar bir yandan eşyalarını kurtarmaya bir yandan da kendi imkanları ile yangını söndürmeye çalıştı. Bir köy bir kıvılcımla yandı bitti kül oldu. Valimiz siyasiler koşa koşa Kızılkese köyüne gitti. Devlet yanınızda, bizler yanınızdayız mesajı verdiler. Devletin sıcak elini hissettirmek istediler cayır cayır yanan köyde. Can kaybı olmayışı çok önemli. Yangında 24 ev ile 7 ahır tamamen yanmış. 80 haneli köyün yaklaşık üçte birinin yandığı yangında ölen ya da yaralanan olmazken, 11 büyükbaş hayvan telef oldu. Yangının elektrik kontağından çıktığı tahmin ediyormuş. Geçmiş olsun. İşte felekati yaşayan bu köy Kızılkese Köyü.

EVLİYA

1684 senesinde Bafra tarıkiyle Samsoun nam kente vasıl oldum. Bu şehir Canik vilâyetinde bulunur. Kal'ası yoktur amma mamur bir liman şehridür. Limanı karayel rüzgârlarına açık olup, halkı umumiyetle ticaretle iştigal eyler. Ayan ve eşrafı azdur. Herkes kudretine göre akça, gökçe fakat pakça elbise giyer. İklimi nemli olup, güneşli gün ender-i nadirdür. Bu şehrin kıyma etinden mamûl pidesi, hamsisi ve de Darülfünûnu dünyaca maruftur. İmdi, yediğim pide ve hamsiyi bir kenara koyup, gördüğüm bu Darülfünun'un Tıb Medresesini dilimin döndüğü, kalemimin erdiğince tarife başlayalum.
(Evliya Çelebi)

ARTIK DARBE MARBE YOK!

Bayram değil, seyran değil darbe lafı nereden çıktı dediğinizi biliyorum. Artık darbe yok! Çünkü; Kahramanlık türkülerinin usta sesi Hasan Mutlucan, İstanbul'da vefat etmiş. Allah rahmet etsin. Alzheimer hastası olduğu ve İstanbul'daki evinde tedavi gördüğü öğrenilen Mutlucan, rahatsızlığı artınca kaldırıldığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşamını yitirmiş. Şimdi anladınız mı neden yazdığımı darbe meselesini? Biz merhuma yeniden rahmet diliyoruz. Sesi kaldı yadigâr.

NOEL BABAAAA!!

"Noel Baba dürüst birisi olsa kapıdan girerdi" sözleriyle gündeme gelen Keşan Müftüsü'ne, Diyanet inceleme başlatıyormuş. "NOEL Baba diye birisi yoktur. Aziz Nicholas diye biri var, ama bu uyduruk bir kişidir. Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi" diyen Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri hakkında inceleme başlatan Diyanet İşleri Başkanlığı konuyla ilgili olarak, Edirne Müftülüğü'ne, Keşan Müftüsü hakkında inceleme başlatılması emri vermiş. Diyanet, Yeniçeri ile ilgili kararını müfettişlerin hazırladığı rapora göre alacakmış.

Bu arada Demre Belediye Başkanı Süleyman Topçu'dan yanıt gelmiş. Topçu, "Noel Baba diye bilinen Aziz Nicholas'ın Demre'de yaşadığını tüm dünya biliyor ve kabul ediyor. Müftü Bey'i ilçemize davet ediyorum. Aziz Nicholas'ın uyduruk değil gerçek bir şahsiyet olduğunu tarihiyle anlatayım” demiş. Topçu, şunları söylemiş: "Ben bazen insanlara yardım yapıyorum ve yardım yaparken kendimi gizliyorum. Ben dürüst değil miyim? Aziz Nicholas da zamanında varlıklı ve iyi bir ailenin çocuğuymuş. Yardım yaparken kimden yapıldığı belli olmasın diye hediyeleri bacadan, kapıdan atarmış. Aziz Nicholas'ın kapıdan girmediği için dürüst olmadığını söyleyen müftünün kendisi dürüst mü acaba? Aziz Nicholas'ın yani Noel Baba'nın doğup büyüdüğü yer burasıdır. Tüm dünya bunu biliyor ve kabul ediyor."

Keşan Müftüsü'nün bu sözleri üzerine Noel Baba bir açıklama yapmış: Daha da gelmem Keşan'a.

Sahi Keşanlı Müftü Destanı(!) hangi kanalda?

MAYMUN MU DEDİNİZ?

İnsanın maymundan geldiği tezini hiç savunmadım.(!)
Ama;
İnsanın maymuna gittiği tezini savundum.
Bir muz için birbirini tırmalayan maymunlar gibi tartışan politik insanlar,
Çocuklarının yanında eşinin belaltına vuran cinsellikleri azmış maymunlar gibi olmuş insanlar,
Devamlı boş sesler çıkaran maymunlar gibi konuşup duran insanlar,
Düşünemeyen..
Paramparça insanlar...

(Mornie Menel)

ÇARPINTI YAPİY

Erzurumlu, Bayburt'a gitmiş, kahveye girmiş: "Hele gardaş bir çay getir de içek."
Ve peş peşe 29 bardak çay içmiş. Bayburtlu sormuş: "Abi, daha getirim mi?"
Erzurumlu, elini kalbine götürüp, yanıt vermiş: "Yok gardaş. 30 bardak oldu mu çarpıntı yapiy."

KALEM SİZDE

Turgut Ekiz Solu öyle bir ezdi geçti ki 1980 darbesi... tasarımı, kullanımı, güzelliğyle he daim moda olacak parkayı bile yok ettiler o gün bugün. Bir Allahın kulu da tekrar üretip piyasaya sürmedi.. Bulsam görsem alacam giyecem gene o parkadan..
(Turgut Ekiz)
****

Yılbaşı üzerimize doğru geliyor yine. Televizyon mağaralarından çıkan bütün o kalabalık aile toplantıları. Hiçlik, sahte sarhoşlar, sahte gülümsemeler, sahte insanlar.. Bir şekilde atlatırız umarım, bir kez daha!
(Charles Bukowski-Ozan Bala)

EMİR BALIK MARKET KATKILARIYLA

Samsunluyu balık-ekmeğe doyuralım kampanyamıza  tüm hızımızla devam ediyoruz. Ta ki siz balık-ekmekten bıktık diyene kadar da devam edeceğiz. Şimdi size bir fotoğraf sunacağız. Fotoğraftaki yeri tanıdıysanız cevaplarınızı Saat 17.00'e kadar bekliyoruz. Dünkü Fotoğraftaki kişilerden biri yine Samsun'un en eski kitap pazarlamacısı Çağdaş Kitap Pazarlama sahibi Osman Ölçer idi. Gruptakilerden bir diğeri de Hayatı çerçeveye alan sanatçı Murat Bayzat olacaktı.  Çok sayıda doğru cevap geldi.  Mecburen kur'a çektik. Bir kişi kur'ayı kazandı. Adı: Ferhat Yılmaz. Kartı bizde. Cevaplarınız için adresimiz [email protected] veya [email protected]. Tel: 420 04 28 Emir Balıkçılık Market Tel: 435 50 51

ZAMPARA MAFYA
 
Şehrin zampara mafya babası, sevgilisinin evine gider.. Sevgilisini de arar durumları sorar. "Koca evde yok iyi" diye sevinir, ama yine de tedbiri elden bırakmamak gerek ..Adamlarına talimat verir,
"Gidin geniş, kalın ve sağlam bir branda alın, ben içerdeyken vaziyet alın.
Kadının kocası gelince biriniz kapının zilini iki kere çalar, bende camdan diğerlerinin aşağıda gerdiği brandaya atlarım kaçarız" der.
Aradan bir süre geçer, adam içerde kadınla işi pişirirken kapının zili acı acı iki kez çalar.. Adam büyük bir panikle eşyalarını toplar  ve ikinci kattan pencereyi  açtığı gibi aşağıya atlar. Kadın da telaşla kapıya koşar, kapıyı açar ki bizim mafya babasının adamlarından birisi: "Yenge, patrona söyle şehir de branda bulamadık"

GÜZEL SÖZ

'Yirmi yaşında istek, otuz yaşında zekâ, kırk yaşında akıl önemlidir.'
Benjamin Franklin