Makarna yemeği ne kadar sağlıklı?
Başta İtalyan mutfağı olmak üzere tüm dünya mutfaklarının vazgeçilmezi olan makarna günümüzde en çok tercih edilen besinler listesinde başı çekiyor. Dünyanın dört bir yanında ilgi gören bu lezzetli yiyeceğin üretim süreci hamurunun yoğrulması, biçimlendirilmesi ve kurutulması şeklinde üç aşamalı olarak gerçekleşiyor. Bu aşamaların sonucunda kuru bir hamur haline gelen makarna pişmeye hazır oluyor.
Makarna, geleneksel olarak sert buğday, su veya yumurtadan yapılan bir erişte türüdür. Farklı erişte şekillerine sokulur ve daha sonra kaynar suda pişirilir.
Günümüzde makarna olarak satılan ürünlerin çoğu adi buğdaydan yapılmaktadır. Ancak pirinç, arpa veya karabuğday gibi diğer tahıllardan da benzer erişteler yapılabilmektedir.
Bazı makarna türleri işleme sırasında rafine edilir; buğday çekirdeği kepek ve rüşeymden arındırılır ve besin maddelerinin çoğu çıkarılır. Bazen rafine makarna zenginleştirilir, yani B vitaminleri ve demir gibi bazı besin maddeleri geri eklenir.
Buğday çekirdeğinin tüm parçalarını içeren tam tahıllı makarna da mevcuttur.
Makarna için yaygın olarak kullanılan malzemeler arasında et, sos, peynir, sebze ve otlar bulunur. Aşağıda en çok tüketilen makarnaların tariflerini ve kalori değerlerini sizin için derledik.
Makarna hem çok doyurucudur, hem de vücut için gerekli tüm vitamin ve mineralleri içerir. Bir protein kaynağıdır. Vücudumuzda üretilmeyen ancak yiyeceklerle mutlaka almamız gereken amino asitlerden çoğunu içerir. Özellikle kepekli makarna içerdiği lif ve besleyiciliği açısından daha zengindir. Lif içeriği sayesinde kan şekerini birdenbire yükseltip düşürmez. İçindeki şeker kana yavaş yavaş karıştığı için daha uzun süre tok tutar. Böylece hemen acıkmazsınız ve enerjiniz çabucak azalmaz. Bu tip karbonhidratlardan gelen enerji kaslarda depolanır ve gerektiğinde kana salınır. Kan şekerimizin ve enerjimizin sabit kalmasını sağlar.
Sporcu beslenmesindeki altın kurallardan biri yeterli karbonhidrat alımıdır. Karbonhidrat (CHO) tüketmeyen bir sporcu (ekmek, makarna, bulgur gibi) benzini olmayan bir arabaya benzetilebilir. Karbonhidratlar, kasların çalışması ve kan şekeri seviyesini dengelemek için birincil yakıtı sağlarlar. Birçok araştırmacı, antrenman sırasında yüksek karbonhidrat içeren (kalorinin %65’inin CHO olması) bir diyet önermektedir. Kaslardaki glikojen depoları ne kadar doluysa vücut daha uzun süre dirençli olur, bitkinlik ve yorgunluk hali görülmez.
Sporcuların kas gelişimi için aşırı miktarda protein tüketmeleri gerektiği, ya da ne kadar çok protein tüketirlerse o kadar güçlü ve gelişmiş kaslara sahip olacakları inanışı yanlıştır. Yüksek miktarda protein ve çok düşük oranda karbonhidrat içeren beslenme programları eşliğinde yapılan egzersizler kas kitlesinde azalmalara da neden olabilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.