Matbaa
Müslüman toplumlar geri kalmış, eğitimsiz toplumlardır. Nedeni çok basittir, bir takım yeniliklerin gavur icadı olması nedeniyle kabul edilmemesidir sorunun kaynağı. Mesela matbaa icat edildiğinde, dönemin Osmanlı padişahı bunun ülkeye sokulmamasını istemiştir. Neler kaybettik matbaa ülkemize aynı yıl girmediğinden, reklam yapamadık. Mesela matbaamız olsaydı orada boy boy afişler bastırır üzerlerinede yazardık, ''bir Türk dünyaya bedeldir '' diye. Bu afişleri tüm Avrupa şehirlerine asardık. İki yönlü kazanımımız olurdu. Avrupa'lı bu yazıdan dolayı psikolojik olarak baskı altına girerken, bizim halkımız psikolojik üstünlüğü ele alacağı için, geleceğe daha kendinden emin bakardı. İşte Osmanlı'nın bu noktayı kaçırması bizlerin ve liderliğini yaptığımız İslam aleminin geri kalmasına neden olmuştur.
Apple İphone 5 çıktığında onu alabilmek için insanlar o mağazaların kapılarında yatar, sabah ilk açılışta mahşeri bir hücum başlar standlara doğru. Bilgi çağının doymamış insanları bu yenilik karşısında kendinden geçer. İponlar ve teknolojinin bize sunduğu tüm yenilikleri elimizde bulundurduğumuz için, ilan ve afişlere gerek kalmadan, kesilen bir ağacın yanında bedenen ve ruhen yerimizi alabiliyoruz. Oradan deniz dalgası misali yayılan tüm bilgileri, kim gönderdi ? gönderideki amaç ne ? bunun ülkeye zararı var mı yok mu ? diye sorgulamadan yakıp yıkmaya başlar, sonrada neden geri kaldığımızdan dem vururuz.
Brown'un isimli bir şairin anlattığı hatırasında, İran Şahı Muzaffereddin Şah, Londra'da bulunduğu bir zamanda Ömer Hayyam'ın Nişabur'daki mezarı üzerine bir türbe yaptırmak için Şah'tan izin isterler. Şah yanındaki vezire Bu Ömer Hayyam da neyin nesidir ? diye sorar. İran şahı ve vezirinin Ömer Hayyam adlı bir şairden haberi yoktur. İngiliz araştırmacı şair Oxford'daki bir kütüphanede Fars'ça bir yazma bulur ve bu yazıtta Ömer Hayyam'ın rubaileri olduğu anlaşılır. O dönem batının islamı karalama adına verdiği mücadele için iyi bir çıkış noktası olmuştu bu rubailer. Ne hikmetse dünya klasikleri arasına girmeye aday bu rubailer İngiliz'ler tarafından gün ışığına çıkartılmaktadır.
''Ne yapacağımı da yazmışsın önceden. Demek ki günahı işletende sensin bana. O zaman nedir o cennet cehennem ?'Irmaklarından şaraplar akacak' diyorsun Cennet-i alâ meyhane midir? Her mümin'e iki huri' diyorsun Cennet-i alâ kerhane midir ?
Matbaamız olsaydı eğer belki de bu ve bunun gibi rubailer Osmanlı topraklarında daha hızlı yayılacaktı. Son dönemlerde özellikle Ömer Hayyam'ın şiirlerinin sosyal paylaşım sitelerinde ön plana çıkartılması manidardır.
İslam toplumunun Hayyam ile özdeşleştirilmesinin yanında, Beyruni, dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamıdır. Cabir Bin Hayyan , matematik ve astronomi bilginidir, ilk çubuklu saat sistemini bulmuştur. İbni Sina, doktorların sultanı, eserleri Avrupa'da 600 yıl temel kitap olarak okutuldu, jeoloji ilminin babası olarak anılır. Farabi, ses olayını ilk kez fiziki açıdan ele alan bilim adamıdır. Ali Kuşcu, astronomi ve matematik bilginidir. Piri Reisin çizdiği harita ve daha yüzlerce Türk ve Müslüman bilim adamları örnek olarak önümüzde dururken, şarap üzerine ilim yapmış Ömer Hayyam'ın İslam şairi olarak ön plana çıkartılması sizce ilginç değil midir ?
Matbaa ülkemize gelseydi tabi ki daha iyi olacaktı, ama cahil bırakılması için uğraşılan o dönemin Müslümanları için onlardan önce yaşamış bilim adamlarını görmezden gelerek, Osmanlı İmparatorluğunun veya İslamiyetin kötülenmesinin altında yatan gerçeği görmezden gelmek hoş bir yaklaşım değildir.
İnsana sorarlar tüm teknolojik yeniliklerin hepsine ulaşabiliyorsunuz da neden hala müreffeh bir toplum seviyesinde değilsiniz. Boş eylemlerle, yapılan her şeye itiraz ederek mi gelişecek toplumumuz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.