NEYE BAKTIĞINI GÖREBİLMEK

 İçinde bulunduğumuz medeni toplumun özelliklerini öğrenmek konusunda ilgisiz bulunanları rahatsız etse de hiç olmazsa halkın geneli için birkaç söz söyleme gereksinimi duyarsız.Hele hele İstanbul,Ankara,İzmir gibi büyük şehirlerde gece gündüz uyanık ve işleriyle meşgul olanların yanında,dünyanın gidişine karşı kayıtsız gezen uyurgezerleri de kolay kolay kolay tahmin edilemeyecek kadar çoktur.

Medeni ve insani toplumların günlük gereksinimleri genellikle geceleri hazırlanmaya başlanır.Sabahleyin çarşı-pazara çıkıp evinin o günkü veya birkaç günlük gereksinmelerini gidermeye çalışanlar kasap,manav,tavukçu ve dükkan dükkan(şimdi marketler) dolaşırlar.

Ne gariptir ki,dün akşama kadar hemcinsleriyle beraber sıçrayarak,meleşerek,tos vurarak veya birkaç yem tanesi kapmak için oradan oraya kavuşturan tavuklar,ördekler,kazlar ve hindiler hayatta iken o gece kesilerek sizlerin önüne koyuluyor. Binbir eziyetle üretilen yüzlerce sebze ve meyve size gelinceye kadar ne aşamalardan geçerek ulaştığını aklımıza bile getirmeden  ne çirkin pazarlıklar yapılır.

 Sizden ricam bir gün şehrin merkezinde bir yerde bir kaç saat oturup,hiç durmadan oradan  oraya koşuşturan,sabah sabah "sıcak börek" veya "taze simit" diye bağıranlara kızacak,sizi rahatsız ettiklerini düşüneceksiniz.Belki de herhangi birini alıp çayınıza katık edeceksiniz.


Bu satılan böreklerin ve simitlerin dünden itibaren unlarının elenmesi,hamurunun yoğrulmasından başlayıp börek için yufka haline getirilmesi, içine  kıyma veya peynir koyulmasına,pişirilmesine kadar o işlemler için saatlerce fırının başında kalınmış,bir çok emek verilmiş ve işlemler saatlerce sürmüştür.Şu anda satın aldığınız bu mamulleri üretenlerin çoğu uykusuz uykusuz satışa çıkmıştır.Onların çalıştığı saatlerde de sizler uykunuzun keyfini sürmekte olursunuz.

Tek bir kişiden söz etmiyorum.Amacım toplumun durumunu araştırmaktır.Toplumumuzun durumu gerçekten incelenmeye değer.Pek çok kimse vardır ki,büyük bir şehirde yaşadıkları halde,muhtaç oldukları şeylerin nereden ve nasıl  yapılıp getirildiğini  pek bilmezler."Bunları bilip de ne olacak sanki" diyenleri duyar gibiyim.Bunları bilemedikleri gibi onlara benzer çok şeyleri bilmezler. Bilemezler. Bilemedikleri içindir ki,dünyada merak edilerek,öğrenilecek,o zaman ibretler alınacak, eğlenecek bulunmadığında iç sıkıntısından bir türlü kurtulamazlar.

Yiyecekleri,içecekleri,giyecekleri ve diğer ihtiyaçları önlerine daima hazır gelmesiyle kendilerini hiçbir şeyden sorumlu tutmamak insanlar için bahtiyarlık değildir.Bütün tembellikler sebep olacak bu durum,insan için gerçekten acınacak noktadır.

 İnsanın her şeyi görüp öğrenmesi,onları kendisi de yapacak anlamına gelmez.Araştırıp öğrenmek başka,onu hayata geçirmek başkadır.Örneğin bir mağazanın önünde durup orada satılan bildiğiniz veya ilk gördüğünüz şeyleri uzaktan seyredersiniz. Ya da  tesbih, kemer satan,ayakkabı boyayan vs.leri görüp bir süre seyredersiniz.Niçin? Bu işlere veya sanatlara çırak mı olacaksınız?Hayır.Böyle gezmeye çıkmaktaki amacınız dünya halini görerek bu konudaki bilgilerinizi artırmaktır.Olası ki bu amaçtan kendiniz de bihabersiniz,ama konusu geçen amaç yerini bulduğunda  insan onu pek de hissedemez.İrade dışı gerçekleşen durumların çoğuna insan uyduğu halde bunların farkında  bile değildir.İşte insanın bu ince gerçeklerden olabilmesi derecesindeki uyanıklığa bilgelik denir.Kur'anı Kerim' deki bir ayette "Kulakları vardır ama onlarla işitmezler.Gözleri vardır ama onlarla görmezler." denir. Sözün özü,bir çoğumuz şöyle bir bakar ama görmeyiz.Görsek bile gördüğümüzü karşı tarafa tanımlayabilecek bilgi görgü ve heybedeki kelimeler yeterli olmaz.


Toplumda hep birlikte olduğumuz insanları hiç fark etmediğimizi,her zaman gördüğümüz insanların,denizin,gölgelerin,nehirlerin,bitkilerin,hayvanların ne kadar bilmediğimiz yönlerinin olduğunu baktığımız iç duyumlarımızla birlikte gördüğümüzde öğreniriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR