Liseli çocuklar tartışıyor, tartışma kavgaya dönüşüyor ve  bıçak çıkartılıyor. Yaralanan çocuğa sedye üzerinde iken soruluyor, ‘’Neden kavga ettiniz,?’’, ‘’Boş’’ cevabını veriyor. Bıçaklayan çocuğa ‘’Neden arkadaşını yaraladın’’ deniyor. ‘’Yanlışlıkla’’ cevabını veriyor.

Yanlışlık ile bıçak cebe giriyor, yanlışlıkla oradan çıkartılıyor ve yanlışlıkla arkadaşını yaralıyor, bu kadar basit olay.

 Çocuğunun sınıfının değiştirilmesi üzerine eşiyle birlikte okula giden polis memuru, koridorda çocukların gözü önünde, müdür yardımcısını gördüğü an, silahını çıkartıp mermiyi ağzına veriyor ve ateş etmeye başlıyor. Silahı kendisine teslim edilirken, nerede nasıl kullanacağının eğitimini almasına rağmen, silah belden çıkarken, mermi namluya sürülürken, sonuçta neler olacağını düşünemeyecek kadar kendinden geçmiş, bir devletin memuru.

Sonuçta kaybolan hayatlar, kaybolan kendi hayatın bu saatten sonra çocuğun okulu bitirse ne olur, bitirmezse ne olur.

Ağılda koyun hastalandı diye eşini oraya yönlendiren kadın, ateşlenen silah , ölen bir eş. Olay aydınlatılınca, yaşadığı yasak aşk yüzünden, sevgilisine eşini öldürten bir kadın. Senin yasak olan ilişkin bir kişinin hayatına mal oluyor.Sen zaten o ilişkiye başladığında aile kavramını silip atmıştın, eşine de ,çocuğuna da ,topluma da saygın kalmamış ki

Adam iki çocuğunu ve eşini yaralıyor, ‘’Neden yaptınız?’’ sorusuna çok net cevap veriyor,’’Kafam iyi idi.’’

Olay bu kadar basit, kafa iyidir, bir an şeytana uyulmuştur,hata yapılmıştır vs vs.

Kavga çıkıyor, eline silah alan, silahsıza, kalabalık olan tek olana saldırıyor. Delikanlılık diye bir terim var, bunun neresine koyuyorsunuz kendinizi? Sorulduğunda delikanlılık olarak adlandırılıyor. Delikanlılık, kalabalık olarak bir kişiyi ezmek, bıçaklamak, silahla vurmak, arkası kalabalıkken konuşmak demek değildir, delikanlılığın olmazsa olmazı, efendiliktir, mertliktir.

Mert kelimesi artık sözlüklerde kalıyor, Namert kelimesi anlamını olumluya çeviriyor.

Toplum bozuluyor, bunun önüne geçilmesi gerekiyor, ,terör ile mücadele, uyuşturucu ile mücadele nasıl vazgeçilmezse, toplumun bozulması ile mücadelede devletin önceliklerinden bir tanesidir. Bu gidişat pek hayra alamet değil.

Bozuk bir nesil hızla yükseliyor,nedenleri nerede aranırsa aransın, temeli aileye dayanıyor.Ailenin başında ki baba çocuğuna hükme demiyorsa, o çocuktan kimsenin beklentisi olmasın.

Çocuk okulda öğretmenine saygısız, öğretmen disiplini sağlamak için sesini yükselttiğinde baba eline silahı alıp okula koşuyor. Ne veriyorsun çocuğuna, nasıl bir edeptir, ahlaktır senin yaklaşımın. Öğretmen ses çıkartamaz, sonuçlarını tahmin eder,olayı oluruna bırakır, öğrenci bundan faydalanır, kontrol edilemez.

Daha çok yakın bir zamanda, İngilizce öğretmeni ders anlatmaya çalışırken, öğrencinin şaklaban lığının, terbiyesizliğinin kurbanı oluyor, sınıfta öğretmenin sesi çıkmadığı gibi, bir öğrenci kalkıp ne yapıyorsunuz diyemiyor. Öğretmen sert davransa, aile soluğu okulda alıyor.

Polis için aynı şeyler geçerli değ ilmiydi. Polisin elinde ki yetkiler alınınca kimse polisi dinlemez hatta umursamaz oldu. Polisin görevini yapmasına bile eğitimin başında ki insan karşı gelip, o polisi siyasi gücü kullanarak dize getirmesi nasıl bir olumsuzluk sa, aynı polisleri, vekilin oğlunun polis ile olan sorununu halletmesi için polislerin sıraya dizilip sorgulanması o kadar berbat ve onur kırıcı idi.

Kız çocuğu, bir erkek gibi erkek arkadaşına veya başka birine  küfrediyor, küfürde öyle bela okuma şeklinde değil, tamamıyla cinsel içerikli. Sorun annesine benim çocuğum yapmaz diyecek.Peki bu kız çocuğu evlilik yaptığında eşine karşı saygısı olacak mı? Eşlerin birbirine saygısı olmayan bir ailede büyüyecek çocuğun topluma saygısı olacak mı?

Toplu taşıma araçlarında, yaşlılar,hamileler, engelliler ayakta, lise çağında ki çocuklar oturuyor, Sorun ailesine benim çocuğum yapmaz diyecektir. Senin çocuğun yapmaz, benim çocuğum yapmaz, e bu olumsuzlukları yapanlar kimin çocuğu ? Çocuk istismarlarını yapanları kim yetiştirdi, Kadına el kaldıran, güçsüze saldıran, kavgada silah kullanan insanları kim yetiştirdi.

Hocalar bir biriyle kavgalı, vekiller birbiriyle kavgalı, toplumun bozulmasının bir nedeni olan televizyonlarda şiddet, olumsuzluklar almış başını gidiyor. Uyuşturucu kullanan sanatçı el üzerinde tutuluyor, her hareketi haber yapılıyor sonra biz dönüp düzgün toplum bekliyoruz.

Nereye el atarsanız atın,kokuşmuşluk almış başını gidiyor. Bu şekilde ülke içerisinde birlik ve beraberliği sağlamanız mümkün değildir. Acil önlem alınması için çalışmalar hızlandırılmalıdır.