Osmanlı

Ülke genelinde yapılan eylemlerde, duvara yazılmış  '' Zulüm 1453'te başladı'' yazısını gördüğümüzde  okullarda okutulan tarih dersinin anlam ve amaç açısından  hiçbir geçerliliğinin olmadığını anladık. Bu zihniyete İngiliz tarihi, Fransız tarihi dersleri anlatılsaydı belki de kendi atalarını daha iyi tanıyacaktılar.

 Osmanlıcanın belli okullarda seçmeli, bazılarında zorunlu ders olması üzerinde yapılan tartışmalarda , iktidarın yaklaşımının şiddetle reddedilmesinin Osmanlı imparatorluğuna karşı duyulan  nefretin iktidara olan tepki nedeniyle daha da arttığına şahit olduk . Osmanlı ruhu ile Osmanlıcanın yanlış algılanmasından başka bir şey değildi bu feryadı figan.

Osmanlıya şiddetle karşı gelen bu zihniyetin güncel bir konuyla birlikle Çanakkale şehitlerini aynı noktada buluşturması  komedinin başka bir tarafıydı. Bedelli askerliğe olan vurgu yapılırken kullanılan resim Gelibolu tarihi yarım adasında ki  Kanlı sırtta  bulunan  57inci Alay şehitliğindeki  mermer üzerine fotoshop ile  yazılan ''Bedelliler giremez''  paylaşımıydı.

Konuyu resme döken aynı sitede Osmanlı İmparatorluğuna karşı nefret söylemleri devam ederken, böylesi bir resimle gündeme gelmeleri trajıkomik bir olaydan başkası bir şey değildi. Çanakkale'de bu vatan için şehit olan askerler, hangi imparatorluğun askerleriydi ?  Osmanlı imparatorluğunun.  Senin karşı olduğun imparatorluk hangisiydi, yine Osmanlı imparatorluğu.

Sosyal medyada propaganda amaçlı yayınlar gün geçtikçe artmakta,  ''Osmanlının Kanlı Tarihi'' adlı kitabı tanıtımının altında ki not, ''Osmanlının gösterilmeyen yüzü, şok olacaksınız.'' İzliyorsunuz , anlattığı konu her akşam ekranlarda izletilen bir diziden esinlenmiş sadece Osmanlının devletini koruma adına uyguladığı bir sistemden bahsedilmekte.

“Kardeş katli” sadece Osmanlılara ait değildi. Doğu ve Batı'da birçok Müslüman ve Hıristiyan hânedanların da mevcut olan sistemdi, bir hanedanlık seçimle iktidara gelmiyordu, doğal olarak başta en güçlünün bulunması gerekiyordu, aynı yönetimde ikinci kişinin varlığı ileride ayrılık nedeni olacaktı. Günümüzde bunları görmek mümkündür. Ne zaman ki, Osmanlı da bu sistem saray içi entrikaların eseri olunca , çöküş daha çok hızlandı. Son dönemlere bakın, ülkenin iç meseleleri iktidar hırsı, ayaklanmalar, isteyenin istediği sultanı başa geçirme çalışmaları, imparatorluğun çöküş nedenlerindendir.

 İslam hukukunda da ''bağy'' yasaldır, Osmanlı hukukçuları, padişahın meşru emirlerine yapılan her çeşit itaatsizliği, umumi huzuru  bozacak olan her türlü isyanı ve memlekette anarşi çıkarma hareketlerini, ''bağy'' suçu kabul etmiş ve buna sebep olanları da'' bâği'' olarak vasıflandırmışlardır. Bu isyan suçunun cezasının da idam cezası olduğunu fetvalarında açıklamışlardır. Bu imparatorluğun korunması adına uygulanan bu işlemi şimdi, saltanın devamı için kardeşlerin arasında en  güçlünün ön plana çıkartılması diğerlerininse gelecekte çıkabilecek olumsuzluklara engel olma adına  katledilmesi  imparatorluğu ayakta tutmuştur. Unutulmasın ki bu emri veren ya babadır, yada iktidardaki büyüktür.

Osmanlıyı yok saydığınız zaman Türkiye Cumhuriyetinin tarihini nereden nasıl başlatacaksınız. Yada İstanbul'lu feth eden Fatih, Osmanlının yükselişinde ki padişahların yaptıkları ile övüneceksin, çöküşün nedenlerini, merkezi otoritenin en son sınır noktası ile olan iletimsizliğini, siyonizmin amacının ne olduğunu, emperyalizmin neye hizmet ettiğini görmeyerek eleştireceksin,

Çöküşün ardından İmparatorluk içinde ki ayaklanmalara, toprak isteklerine baktığınızda nedenleri ve nasıl çalıştıklarını çok net göreceksiniz.

Çanakkale'de savaşanlar  Osmanlı askeriydi, o askerlerin içinde Mustafa Kemal  de vardı. Emperyalizm genişleyen ve içinde çok çeşitli unsurlar taşıyan bu yapıyı yıkmış, aynı topraklar üzerinde halkın desteğiyle müthiş özveriyle bu gün ki cumhuriyet kurulmuştur. O halkta Osmanlı halkıydı, kısaca atalarımız dı, bu insanlara küfretmek sadece acizliktir. Bir millet aslını unutmaya başladığında kendi içinde kopuş hızlandırmış demektir.