Oyyyyyyyy

Eskiden mahalle bakkallarımız vardı, genelde veresiye alış veriş yapılırdı. Akide şekerlerini , açıkta satılan bisküviyi  her bakkalda bulurdunuz ancak  ihtiyaç malzemesi  seçeneği kısıtlıydı. İhtiyaç malzemeni ya oradan alırdın  yada peşin para öder bir üst sokakta ki bakkaldan alırdın. Fakat kendi bakkalına görünmeden elinde ki poşeti evine  getirmek zorundaydın.

Birileri çıktı bu ülkeyi küçük Amerika yapacağız dedi, doğanın kanunudur, önce küçük olacaksınız sonra büyüyeceksiniz.  Marketler ,alışveriş merkezleri, çeşitlilik, kredi kartları ile alışveriş , kontrolsüz harcamalar,  olgunlaşan ülke, büyüyen vekil maaşları yerinde sayan asgari ücret. Asgari ücret ile kredi kartları sorunun kaynağı olmaya başladı.

Bizim küçük Amerika büyüme yolunda gençlik dönemine girdi,  dilini, giyimini, arabasını, mafyasını çeşitlendirmeye başladı. Alış veriş merkezleri ilginç isimler alarak dilimizde olmayan harfleri alfabemize , artan tv kanalları da başka bir kültürü ülkemize soktu.

Marketlerde ki artış ve çeşitlilik bol olunca üretici ihtiyacı karşılamak için traktöre yüklendi, mazot fiyatı sorun çıkardı, yat sahipleri ucuz mazot alırken, traktörlere ve üretilen malzemeyi taşıyan kamyonların pahalı mazot kullanması üçüncü ana sorunu oluşturdu.

Doğal olarak ülkedeki bu hızlı gelişim seçim vaatlerine yansıdı.   Ön plana, asgari ücret, mazot fiyatı, emekli maaşları çıktı.

Seçim vaatlerinde, vekil maaşlarını artıracağız, aya adam göndereceğiz diye bir madde bulamazsınız. Bir uydu yaptık ikincisi üçüncüsü derken birileri eline taşı aldı Ufo gören masum köylü gibi uydu gönderme törenine saldırdı. Hızını alamayanlar uydunun sol kanadı  , sağ kapıda kullanılan vida yabancı  üretim diye çamur arttı. Bu kadar tepki gören bir uydu olayı, biz uzaya açılıyoruz diye bir vaadi  seçim propagandalarında örtülü ödenek pozisyonuna soktu.

Seçim yaklaşınca balonlar patlatılmaya pardon, bombalar patlatılmaya başladı. Asgari ücretli bir milyon üzerinde insan var, eşleri de devreye girdiğinde iki milyon oy, yine yanlış yazdım kişi ön plana çıktı. Emekli sayısı on milyona yaklaştı, eşleri, bir çocukları ile otuz milyon, mazotu kullananlar eşleriyle ,oy’un ana kaynağı kabaca ortaya çıktı.

Bu kadar oy’un olduğu bir yerde, ben uçak gemisi yapacağım, uzayda maden arayacağım diye atlarsanız, o oyların binde birini alırsınız. Peki ne yapmanız gerekiyor, tabi ki bu ana sorunları çözmek için adım atmanız. Ülkede ahlak çöküyor, sosyalleşirken asosyaller artıyor diye ahlaki çöküntüyü durduracağız  vaadi halkta karşılık görmez, o vaadi ana sorunlardan daha gerilere öteler siniz.

Son seçim vaatlerinde,o ne veriyorsa bir fazlası metodu kullanılmaya başlandı. Asgari ücret 1500 Tl olacak, 2000 olacak ikide ikramiye vereceğiz, asgari ücreti 5000 Tl yapacağız. Emekli maaşı 2000 olacak, biz 2500 artı ikramiye vereceğiz. Mazot 1500 olacak , biz 1.250 yapacağız ve üreticiler arasında rekabeti artıracağız. Kredi kart borçlarını sileceğiz.

İşsiz bu ülkede kalmayacak, her yıl bir milyon işsize iş imkanı sağlayacağız. İşsiz sayısı yaklaşık 2.5 milyon, yine eşlerini devreye sokarsak 5 milyon oy, pardon 5 milyon kişi eder.

Hemen yanımızda Yunanistan diye bir devlet var. Ekonomisi iflas bayrağı çekmek üzeri iken, genç bir adam çıktı, karşılığı bizde muhalefet partisinin genç lideri idi. O kişide seçim vaatlerinde Yunanistan'ın ana sorunlarını çözeceğim diye ayağa kalkmıştı, 100 gün geçti bu vaatlerden Yunanistan’da çözülen herhangi bir şey yok. Biraz daha tutarlı kullansak alanları.

Sahi ya vekillerin dokunulmazlıklarını kaldıracağız diye bir madde seçim vaatlerinin alt sıralarında bir yerlere  koyan var mı ?