PİRİZREN-1
Soğuk bir mart sabahı Kosava'ya gitmek üzere askeri kargo uçağına biniyoruz. Yolculuğumuz esnasında bölgeye gönderilen askeri malzemelerin devasa kolileri, göreve giden Türk askerleri, bölgede görev yapacak çeşitli kurumların işcileri ,Afganistan'daki görevlerinden dönmekte olan Arnavut'luk askerleri ile birlikte yolculuk yapmaktayız.
Yaklaşık iki saat süren yolculuğun sonunda Gilan yakınlarında bir havalanına uçağımız indiğinde bekleme salonu rengarenkti.BM ler askerlerinin çeşit çeşit üniformaları , ten renkleri,konuşmaları ve silahları toplama kampını andırıyordu.
Bizi karşılamaya gelen araçlara binilerek Prizren bölgesine doğru konvoy hareket etti. Yol boyunca içinde cami olan köylerdeki insanlarının çoşkulu el sallamalarının yanında, bazı köylerde ise insanların araçları gördüğünde nefretle bakışları net bir şekilde belli olmaktaydı. Bunun yanı sıra savaş esnasında kim nerede vurulmuşsa oraya bir mermerden yazıt yapılmış. Mermer üzerinde kişinin resmi, kısa bir hayat hikayesi ve yapma çiçeklerle süslenmiş yol kıyısında tek kişilik yazıtların yanı sıra kayalık bir alanda küçük anıt gibi muhafazalı dört beş kişilik mezarlarada rastlamak mümkündü. Dikkat çekici bir başka olay ise her yerde kırmızı zemin üzerinde çift başlı kartalın bulunduğu Arnavutluk bayrağının asılı olmasıydı. Pirizre'ne ulaştığımızda camilerin ve bayrakların çokluğu kendini gösteriyordu. Büyük bir fabrikanın yanında konuşlanmış Sultan Murat Kışlasına girdiğimizde kışla içerisindeki hoparlörlerden mehter marşı çalmaktaydı ki bunun bizim üzerimizde bıraktığı etki ve gururu anlatmak imkansızdı. Pirizren'de konuşma dili Arnavutça ve Sırpçadır. Türkçe, Boşnakça ve Romca, belediyeler seviyesinde resmî statüye sahiptir . yaşayan etnik grupların başlıcaları, Arnavutlar, Türkler, Sırplar, Boşnaklar, Romlar, Goralılardır. Prizren'de yol boyunca rastladığınız tanıtım tabelalarında üç dil kullanılmakta, Arnavutca, Sırpça,Türkçe (bejlereve-begova-beyler). merkezde 100.000 civarındaki nüfusun yaklaşık % 61'lik kısmı Arnavutlardan, % 20 kadar bir kısmı Türklerden, % 9 Boşnaklardan (Goralı, Torbeş gibi alt adlarla), % 9'u, Romlar, Fandalar (Katolik Arnavutlar) gibi halklardan oluşmaktadır. Prizren şehir merkezinde Sırp nüfusu % 1'civarında olduğu söylenmektedir. Sultan Murat kışlasının içerisinde Akdeniz mutfağı adı altında bir işletme mevcut. Burada genelde Türk mutfağı hizmet vermekte ise de diğer devlet askerlerinin döner, kebab ve lahmacun için burayı tercih ettiği görülmektedir. Bir akşam bakıyorsunuz alman askerleri rezervasyon yaptırmış. Komutanıda askeride aynı masada oturup yemek yiyip içki içmekte Dışarda yaklaşık 3 dolara güzel bir yemek yiyebiliyorsun. Tabur sorumluluk bölgesinde insani yardım ve korumda görevliydi. Bize bağlı olan köylere devriye yol aramaları,insani yardım götürme gibi faaliyetleri yapmaktaydık. Bölge insanlarının orada çözüme ulaşmayacak büyük rahatsızlıklarının çaresi için Türkiye'ye gönderilmesinden,yiyecek-içecek yardımından,camilerin , okulların bina tamirine kadar aklınıza ne geliyorsa ülkemiz tarafından yapılıyordu. Sırplar sosyal güvenlik olayını kendilerine bağladıkları için emeklilik sistemi çökmüş, halk aylık 60 dolar BM lerden yardım almakta . Öğretmenler ve doktorlar 200 dolar aylıkla çalışmaktaydı. Bizim askerlerin aylığı ise 300 dolardı. Şuan kendi ülkene baktığın zaman ayrılmak yada ülkenin şuan bulunmuş olduğu durumdan şikayet edenlerin aslında buralardaki yaşantıyı görmelerinde fayda olduğu kanaatindeyim.Bölünmüş bir ülke yıllarca acı,kan ve gözyaşını yaşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.