M.Halistin Kukul

M.Halistin Kukul

"SAMSUNLU ŞÂİRLER VE YAZARLAR ANSİKLOPEDİSİ"NİN 7. BASKISI HAKKINDA

"SAMSUNLU ŞÂİRLER VE YAZARLAR ANSİKLOPEDİSİ"NİN 7. BASKISI HAKKINDA

M. HÂLİSTİN KUKUL

Sanılmasın ki, bu başlığı taşıyan, büyük boy ve tam 799 sayfa olan bu eser, Samsun'un kültür müesseseleri veya Türkiye'nin büyük yayınevlerinin birinin desteği ile yayınlanmıştır.

Sanılmasın ki, Samsun'da veya Türkiye'de, edebiyata veya kültüre kıymet veren büyük sermâyedârlar veya büyük müteşebbisler bulunmaktadır.

Biliniz ki, icraatsız sözlerin hepsi nafiledir, abesle iştigaldir ve göstermeliktir!

Konuştuğunuz zaman, sanırsınız ki, adam, binlerce kitap okumuş, yüzlerce kitabın sayfasını devirmiş ve onlarca kitaba imza atmıştır!..

Tıpkı Türkiye gibi, Samsun da, kitap okuma ve okutma bahsinde 'sınıfta kalmış'tır.

Binde birlerle ifade edilen Türkiye okuma oranında, elbette ki, bu diyârın da ondan çok farklı olması beklenemez. Fakat, tabelâsında "Atatürk'ün Şehri" yazılı bir şehrin, bu övünmeye göre çok daha farklı olması gerekirdi.

Sâdece bir akşam, sâdece bir ziyâfet sofrasına dökülen paraların, bir kitaba değer bulunmamasının, geleceğimiz adına 'karanlık bir nokta' olduğunu söylemeliyim!..

Hani, biz, "okuma medeniyeti"nin nesli ve öncüleri idik?

Yakînen biliyorum ki, Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı, senelerden beri, bu kitabını bastırabilmek için dolaşmadık - çalmadık resmî ve hususî kapı bırakmamıştır.

Bilinmelidir ki, bir şehrin 'şâirleri, yazarları ve ilim adamları', o şehrin hem 'nabzı', hem de 'hâfızası'dırlar. Bir şehrin 'şâirleri, yazarları ve ilim adamları', o şehrin geleceğe açılan medeniyet kapılarıdır. Millî kültürün ve cihânşümûl ilmin yeşermesi, kökleşmesi ve yayılmasının temelinde bunlar vardır.

Ali Kayıkçı tarafından hazırlanıp yayınlanan bu eser, bugün, yeni ilâvelerle yedinci baskısına ulaşmıştır.

Daha önceki baskılardan biri hakkında Erciyes Dergisi'nin Kasım 2011 tarihli 407. sayısında yayınlanan yazımda, şunları söyledim:

"Millî kültürün, asırlarca süzülerek ve yeni ilâvelerle geldiği son hâlini, ancak edebiyâtta bulabiliriz. Bu bakımdan; şâirler, edîbler ve ilim adamlarına büyük mes'uliyetler yüklenmiştir. Bunlar; yaşadıkları cemiyetlerin birer aynasıdırlar. Bu hususta; 'sosyoloji' ve 'târih' bile, edebiyâtın yaptığını yapamaz, onun önüne geçemez. Zîrâ; onlarda, his ve bediî cephe mevcut değildir. Târih boyunca, insan

emeği ve mahâretiyle meydana getirilen üstün vasıflı eserler, kayda değerlilikleriyle geleceğe intikal ederler. Bunların herbiri, "millî kültürü" meydana getirir. İşte, buradaki "kayıt" çok mühimdir. Şâir, edîb ve âlimlerin, hangi usûl, gayret ve hünerlerle, ortaya eser çıkardıklarını bilmek gerekir.

Bu sebepledir ki, eldeki vesîkaların târihe ışık tutabilmeleri için eskiden beri "tezkîre"ler yazılmıştır."

Yazar Kayıkçı; eserinin bir evvelki (6.) baskısında 375 isim ve üçbin yüz esere yer verirken, bu eserinde bu sayıyı dörtyüz ondört isim (şâir -yazar - ilim adamı ) ve üçbinikiyüz ellibeş eser ile, binikiyüz elli beş resim'e ulaştırmıştır.

Bir kişinin, tek başına bununla baş edebilmesi, başlıbaşına takdîre şâyân bir husustur. Kaldı ki, böyle bir eserin, büyük imkânsızlıklar içersinde bastırılması ve karşılıksız olarak da dağıtılması düşündürücüdür / düşünülmelidir.

Yazar Ali Kayıkçı, bu eserini hazırlama maksadını da, eserine önsöz mahiyetini taşıyan bir şiiriyle şöyle dile getirmiştir:

"375 İsim", Üçbinyüz ...Eser" varken;

Bugün "400"ü aştık, "500"lere dayandık;

"Yazarlar Sözlüğü"nde, dün "Samsunlu" ararken...

"Ofset Tesisler" kurduk, geç de olsa uyandık;

(...) KAYIKÇ'Ali teşvikte, okuyanı - yazan'ı;

Kitaplara aşk için, gelin- kızı- kızanı;

Kalem ehli şâiri, cura çalan ozan'ı...

"Ofset Tesisler" kurduk, geç de olsa uyandık;

"Ödül -ödül" üstüne, zirvelere dayandık..."

Kendisi hiçbir teşvik gör(e)meyen bir yazar, "okuyanı - yazanı" ve kitaplara aşk için, gelini-kızı kızanı", "teşvik" için çırpınmaktadır. Bu; alkışlanacak bir durum değil midir, ne dersiniz?..

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Târih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan ise, esere yazdığı takdîminde şöyle demektedir:

"Şüphesiz ki, bu çalışma bir nevi "tezkîre"dir ve temennimiz, her geçen gün yeni kalemlerle daha da gelişmesidir. Takdîre şâyândır ki, başlangıcından îtibaren, Samsun'da doğup büyümüş veya Samsun'da doğmasa bile, değişik sebeplerle burada bulunarak bu güzel şehre hizmet etmiş kalem erbabı şâir, edîb, yazar ve ilim adamları bu eserde "hayat hikâyeleri" ve"eserleriyle" yer bulabilmiştir.

(...) Ve bu kitap, gelecek adına, Samsun'a dâir bir kaynak eser hüviyetini taşıyacaktır. Zaman, bugünü târih sahnesine yerleştirdiğinde, bu kitaptaki

isimler birer birer Samsun'a şâhitlik yapacaklardır. Zâten; edebiyat ve tarih, hayatın tâ kendisi değil midir?.."

"Samsunlu Şâirler ve Yazarlar Ansiklopedisi"; sâdece Samsun için değil, diğer şehirlerimiz için de numûne bir eserdir. Ne yazık ki, böyle eserlerin sayısı çok az olmalarına rağmen, teşvik bakımından, bu mes'elelerle birinci derecede mes'ul bulunanlar, buna uzak durmaktadırlar.

Belki elli, belki yüz sene sonra, muhtemeldir ki, Samsun'daki binaların çoğu yıkılıp yerine yenileri inşâ edilecektir. Fakat; bu ve bunun gibi eserlerden hayatta bir tane bile kalsa, hâlâ varlığını koruyacak ve bulunduğu mekânın temsilcisi olarak 'târihe şâhitlik edecek'tir.

Bu sebeple; 'çok okuyor veya çok yazıyor' havasından sıyrılarak, -kandırmacayı bırakıp- herkes, kendine düşeni yapmalıdır.

Böyle bir eseri hazırlarken, ilgili kişilerden hayat hikâyelerini temin etmenin bile nasıl zahmetli bir iş olduğunu bilen ve yaşayan biriyim. Öyleyse; bu kitabın yazarının - ve elbette ki, diğer yazarlarımızın- ilgililer tarafından tâkip edilmeleri ve desteklenmeleri tek arzumuzdur.

Bu desteğin; ferdî olmaktan ziyâde, 'millî kültür' değerlerimizin korunması ve geliştirilmesi maksadını taşıdığını da söylemeliyim.

Yalnız şu kadarı bilinmelidir ki; eserin yazarı Ali Kayıkçı, bu eseriyle, Samsun ve Türkiye adına tebrike şâyân çok önemli bir iş başarmıştır.

Yine bilinmelidir ki, bu eser, O'nun, otuzu aşan eserinden sâdece biridir.

"Mârifet, iltifata tâbir" derler ammâ, inanınız ki, benim, bilip tanıdığım Ali Kayıkçı'nın, tevâzûu ve hizmet sevdâsı sebebiyle 'iltifat' beklediğini de düşünmüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Halistin Kukul Arşivi
SON YAZILAR