SANATÇI VE POLİTİKA

Türkiye'nin "Siyasal/Kültürel" sorunlarını dert eden aklı başında herkesin,içinden kaçınılmaz bir şekilde geçtiği bu halimizi eleştirel kültürden bu denli hızla savrularak uzaklaştığımız coğrafyamızda "eksik/yanlış" olanı söylemek,yazmak bir vatandaşlık  görevidir.

Yine de her şeye karşın kültürel/siyasal üretimlerde eleştirel yaklaşımı öncül kabul eden yazarlarımızın varlığından mutluluk duyarız.Böylesine,hemen her  anlamıyla geçiş dönemlerinde yaşanan bir ülkede kültür üretiminin devamlılığı,geçmişi temize çekmenin ötesinde,geleceğin sağlam taşlarını döşemektir.

Atatürk devriminin yarattığı düşün akımları,bu akımların başarısı için çaba harcayan gençlik Doğu uygarlığı ile Batı uygarlığı arasındaki karşıtlıkları ve benzerliklerin çözümü için uğraş veriyor.Eski sanat ve edebiyatımıza yeni bir gözle bakıp çağdaşı bulma eğilimini sürdürüyor.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra,insanlığın geçirdiği korkunç deneyimler,yalnız sanatçı ve edebiyatçıları değil,o ülkede yaşayan bütün insanların yurt yönetiminden sorumlu tutulabileceklerini,bu bakımdan isteseler de istemeseler de yurt sorunları içinde bulunduklarını göstermiş ve bu anlayışın sonucu olarak da herkeste ve özellikle düşünür,yazar,sanatçılar kendi uğraşlarıyla toplum arasındaki ilişkilerini incelemek,bu ilişkilerin bilincine varmak eğilimi belirmiştir.

Bu eğilim,savaşı yaşayanlarla kısıtlı değildir.Yeryüzündeki çağdaş yazarların büyük çoğunluğu, düşünürün,yazarın,sanatçının sorumlu davranışı, elbette bu düşünce akımı bizim toplumumuzda da kendini buldu ve sanırım bu konuda sürüp gelen tartışmalar olumlu etkisini yerleştirmekte gecikmedi.Bugün aydınlarımızın,sanatçılarımızın büyük çoğunluğu vatanın huzuruna yönelik belli bir tutum almak gerektiğini anlamış gözükmekteler.

Ancak ister istemez pek genel olarak kavranılan bu tutum,toplumumuzun,ileri gitmiş ülkelerdeki bir takım politik olaylardan vekurumlardan etkilenmiş,ara sıra boşlukta kalmış ve neredeyse başka ülkelerin kavgalarını ve pratikleri içinde gerçekleştiriği bir konu üstüne çene yarıştırmakla kalmıştır.

Bugün hiçbir parti sanatçı ve yazardan kendi politikasını empoze eden yapıt isteyemez,istememelidir.Hiçbir yazar ve sanatçı siyasal düşüncelerini açıklarken bunu hiçbir partinin direktifi ve tratejisi ile değil,doğrudan doğruya kendi yazarlık ve sanatçılık onur ve ahlakıyla 
yürütmek zorundadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfi Özkan Arşivi
SON YAZILAR