SOKAK DEĞİL MECLİS
Ülkemizde Asgari ücretin 1600 TL ,açlık sınırında 1700 lira civarında olması ister istemez geçim sıkıntısı oluşturmaktadır .Bunu görüp düzeltecek olan mutlak suretle iktidar partisi, çözüme kavuşana kadar da takip etmek muhalefet partilerinin görevidir ,çünkü halkın bu yönde beklentisi vardır . Vekiller seçilirken herkes vatandaşlık haklarının korunacağını ihtiyaçlarının karşılanması için çalışılacağını ,seçilenlerin kendi sesleri olacağını bekler, seçilen kişiler de bu beklentinin oluşmadan en uygun şekilde çözülmesi için mücadele etmesi gerekmektedir.
İhtiyaçlar karşılanmazsa bu şartlarda geçinmeye çalışan halkın mutlak suretle bir tepkisi olacaktır. Bizim için asıl olan bu tepkinin verilme şeklidir.
Meclis kürsüsünde insanların sokağa davet edilmesi ,muhalefet partisinin çözüm için sokağı göstermesi mutlak surette tepkinin dile getirilmesi içindir. Fakat bunun en güzel konuşulacağı ve çözüleceği yer millet meclisidir , olayı burada çözmeden insanları sokağa davet etmek, davet edenlerin aciziyetini gösterir.
Muhalefet partisinin lideri daha önce sokaklarda devlete verilen zararı, yaşanılan ölümleri görmemiş gibi , “ Gezi direnişi ,doğru olmayan bilgilerle ucuz siyasete malzeme edilemeyecek kadar onurlu ve barışçıl bir demokrasi hareketidir.” diye biliyorsa, sokağa yapılan davetin nerelere varacağını görememek en basit tabiriyle vurdumduymazlık ,ileriyi görememek olur ki, bir liderin iki hamle sonrasını görememesi bulunduğu yeri sorgulatır.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde bir kişinin ölümü, bir kişinin yaralanması ile ilgili olayın basın ve medya hesaplarında cinayet nedeni olarak etnik neden den kaynaklandığı yönünde oluşturulan algı karşısında ,Valiliğin yaptığı açıklamada “İki tarafın birbirini tanımadığı ,alkollü ve bir birkaç suçtan sabıkası olan kişinin yüksek ses ve küfürle konuşması üzerine ikaz edildiği için çıkan tartışmadan dolayı olay yaşanmıştır.” şeklinde olmuştur.
Terör örgütünün Rudaw adlı yayın organı olay yayınlıyor ve sosyal medyada algı çalışması , etnik ayrımcılık adı altında taraftarları sahte hesaplarla konuyu yaymaya başlıyor. Konu hakkında bilgisi olmayan insanlar bu taraflı yayını araştırmadan ,eklemeler yaparak algı çalışmasına destek oluyor.
Bu mantık ve algı ile hazırlanmış bir grubu dışarıda kontrol etmek mümkün olur mu ?
Siz basit bir hak araması diye yola çıktığınızda oluşan kalabalığı kontrol edebileceğinizi düşünüyor musunuz ? Tarihe “Kanlı 1 Mayıs” adı ile geçen olayın kontrol edilmesi mümkün oldu mu? Ya gezi olaylarını kontrol edebildiniz mi ?
Siz sokağa çıkarsınız ,sizin kontrolünüzde olmayan bazı gruplarda sokağa çıkar . Sizde hak arayışı dersiniz, bir grup Sakarya’daki olayı öne sürer, başka bir grup Suriye’yi öne sürer, birileri sırf heyecan için sokağa çıkar, başka birileri kalabalıklardan yararlanmak için orada olur ve bir masanın başında da birileri alanın krokisi üzerinde taşlara yer değiştirip izlemeye başlar.
Onurlu demokrasi mücadelesi dediğiniz olayın çıkış noktası parkta ki ağaçların kesilmesi değil miydi ? Olay neye dönüştü bunu göremediniz mi ? Peki ölen o genç insanları göremediniz mi? Devletin uğratıldığı zararı da mı göremediniz ? Ya elinde sapan ile polise taş atan yaşlı kadını ,demokrasi yakarak yıkarak mı onurlandı? Olaylardan sonra oluşan zararın yine halka döndüğünüde göremediniz mi?
Başka bir soru gelebilir mesela, sizin hak arama düşünceniz neden Fransa'da ki olaylardan sonra arttı ? Ülkemizin Fransa gibi Avrupa'nın göbeğinde olmadığını ve bir takım planların uygulama alanı içinde olduğunu , oluşacak bir olumsuzluğun katlanarak artacağını görememek basiretsizliktir.
Suriye meselesi bir çok olaya gebe iken ,iki düşüncesiz sanatçının lüzumsuz söylemleri ile oluşturulmaya çalışılan algının , Sakarya’da ki adli bir olaydan oluşturulmaya çalışılan olumsuzluğun ülkeye zarar getireceğini aklı salim insanların buna yaklaşmayacağını düşünmeden insanları sokağa davet etmenin sorumsuzluktan başka bir şey olmadığını umarım anlamakta gecikmezsiniz.
Millet sizi ,sorunlarımızı çözün, hakkımızı arayın diye oraya yolladı. Bizi sokağa dökün sizin yapamadığınızı biz yapalım diye göndermedi. Unutmayın ki yarın iktidar olduğunuz da, aynı olumsuzluklar ile baş başa kalacaksınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.